Hoseok'a öylece bakakaldığımda endişeyle ellerini yüzüme koydu.Yavaşça yaklaşıp tam önümde durdu.
"Yoongi."
"İyiyim."
Ellerini yüzümden indirip ayağa kalktım.
"Tuvalete gitmem gerek."
Telefonumu alıp odadan çıkarak hızlı adımlarla banyoya yürüdüm.Kapıyı kapatıp yere oturdum ve telefonu yanıma koydum.
"Ben yaptım."
Gözyaşlarım akmaya başlarken bacaklarımı karnıma kadar çekip kollarımı etrafına sardım.
"Ben katilim."
Birkaç dakika orada oturup sessizce ağladım.Aklımı kaybetmek üzereydim.Hatırlamadığım şeyler yapıyordum,katildim.
"Sikeyim..."
Titreyen bacaklarımla zorlukla ayağa kalktım.Musluğu açıp elimi yüzümü yıkadım.
"Ben yaptıysam neden hatırlamıyorum?"
Aynada kendimi gülerken gördüğümde duraksadım.Gözlerimi kapatıp birkaç saniye sonra tekrar açtım.Şimdi olduğum gibi görünüyordum.Kafamı iki yana sallayarak yüzümü yavaşça tokatladım.
Biraz daha kalıp sakinleştikten sonra banyodan çıkıp salona girdim.Hoseok'un karşısına oturduğumda ayağa kalkıp yavaş adımlarla yanıma geldi.
"Az önce ne oldu?"
"Başıma bir ağrı girdi."
Bakışlarımı yüzünden çektim.Zaten bunlardan sonra yüzüne nasıl bakabilirdim?
Baş parmağımı ağzıma götürüp tırnağımı kemirmeye başladım.Bir yandan Hoseok'un anlattıklarını düşünüyordum.Sanırım kişilik bölünmesi yaşıyordum,en mantıklı sebep buydu.
Atlatamadığım ya da unutamadığım bir travmamı düşündüm.Çocukluk yıllarım sorunsuz ve güzel geçti.Şimdiye kadar da öyle bir olay yaşamadım.
Bilmediğim tek bir kişiliğim mi vardı yoksa birden fazla mıydı?
"Yoongi."
Dalgınlıktan çıkıp ona döndüm.Elimi ağzımdan çekip parmağıma baktı.
"Kanatmışsın.İyi misin sen?"
"Sırtında ve belinde ciddi bir şey yok değil mi?"
"Yok,merak etme.Sadece çarpmanın etkisiyle olan bir şeydi.Araba çok hızlı değildi."
"Ağrın oluyor mu?"
"Bazen."
"Doktor bir şey vermedi mi?"
"Ağrı kesiciyle krem verdi.Sen okula gittiğinde almıştım."
"Gerçekten iyi misin?"
Gözlerim dolduğunda kaşları şaşkınlıkla havalandı.
"Gerçekten iyiyim.Merak etmene gerek yok."
Bir anda kollarımı boynuna sardım.Kısa bir süre sonra kollarını sırtımda birleştirdi.Kesik nefeslerimi hissetmiş olacak ki geri çekilmeye çalıştı.
"Yoongi-"
"Lütfen biraz böyle kalalım."
"Tamam,kalalım."
Bir süre öyle kaldık.Kollarımla onu sıkı sıkı tutuyordum.O da bana karşılık verirken huzurlu hissediyordum.Bir yandan da canının yanmasına sebep olduğum için vicdan azabı çekiyordum.
Telefonum çaldığında istemesem de kollarımı ondan ayırıp baktım.Arayan Taehyung'du,derin bir nefes alıp açtım.
"Ne oldu?"
"Herkes bana geliyor.Hobi'yle beraber siz de gelin.Film gecesi yapacağız."
"Elektrikler yok ne filmi?"
"Burada var."
Telefonu kulağımdan çekip Hoseok'a döndüm.
"Taehyung çağırıyor.Gitmek ister misin?"
"Sen de istiyorsan."
Telefonu tekrar kulağıma götürdüm.
"Birazdan orada oluruz."
"Bekliyorum."
Telefonu kapatıp ayağa kalktım.
"Hazırlanıp gidelim."
Kafasını sallayıp o da ayağa kalktı.Telefonuyla beraber odama girdiğinde beklemeye başladım.Birkaç dakika sonra çıktığında öylece bakakaldım.
Giydiği sıradan siyah gömleği ve pantolonuyla bile kusursuzdu.Gömleğinin iki düğmesini açık bırakmıştı.Saçlarını hafif yandan ayırmıştı.Parfümünün kokusu aradaki mesafeye rağmen bana ulaşmıştı.
Odadan çıktığında içeri girdim.Kafamdaki düşünceleri bir kenara bırakarak dolabı açtım.Işığı kıyafetlerime tuttuğumda elim istemsiz siyah gömleğime gitti.Onu giyip altıma da siyah pantolonumu geçirdim.
Saçlarımı yandan ayırıp parfümümü sıkarak çıktım.Hoseok beni gördüğünde boştaki elini ensesine götürdü.Ceketimi giyip ona baktım.
"Hazırsan çıkalım mı?"
"Çıkalım."
Kapıya yürüdüğümüzde arabayla beraber evin anahtarını da aldım.Telefonun ışığıyla merdivenlerden indik.Apartmandan çıkacağımız sırada kapının önünde durdu.
Yanına yaklaştım.
"Ne oldu?"
"Ya burada olduğumu biliyorsa?"
"Ne?"
"Ya sana da bir şey yaparsa?"
"Hoseok-"
"Gitmeyelim Yoongi,boşver."
Kapıyı tutup açtım.
"Bir daha kimse sana zarar veremeyecek."
Bu kişi ben olsam bile.
Apartmandan çıktığımızda tedirgin bir şekilde etrafa bakındı.Hızlı adımlarla arabaya yürüdük.Kapıyı açtığımda bindi,ben de hemen yerime geçtim.
Hoseok telefonunu cebine koyacakken yere düşürdü.Alacağı sırada koltuğun altındaki çantayı hatırladım.Hızla elini tutup engel oldum.
"Dur."
"Ne oldu?"
"Ben alırım."
Elimi koltuğun altına uzatıp telefonunu aldım,çantanın hemen yanındaydı.Telefonu ona uzattığımda aldı.Birkaç saniye sonra ellerimize baktım.Onun da bakışları ellerimize kaydı.
Yumuşak ve sıcak eli.
Tanrım...
Ellerim sıcaklığından terlemişti,pantolonuma silip direksiyonu tutarak arabayı çalıştırdım.Derin nefeslerle heyecanımı bastırmaya çalışarak evden uzaklaşmaya başladım.