Trouvaille🥀(Sasusaku Fanfiction) [TAMAMLANDI]

She cover up your heart, with a little paint

Gözlerimdeki yaşlar bir peçeteyle nazikçe silindi.

Ayağa kaldırıldım ve lavoboda yüzüm kendine gelmesi için güzelce yıkandı.

Hiçbir şey yapmaya gücüm kalmadığı için tamamen onu takip ediyordum.

Beni tekrardan klozet kapağına oturttu ve sırtımı nazikçe sıvazladı.

"Seni bu kadar üzen şey ne olursa olsun...hayat devam ediyor..."

Başımı kaldırıp yüzüne baktım.

Haklıydı ama...

Ama çok yorulmuştum.

Yüzümü tekrardan elindeki peçeteyle kuruladı.

Tekrardan ona baktığımda kocaman gülümsüyordu.

"Hadi bakalım toparlanacağız."

Gülümsemeye çalıştım.

Gerçekten iyi birine benziyordu.

Hiç tanımadığı birine bu kadar yardım etmek...

Beni ayağa kaldırdı ve kabinden çıkardı.

Lavoboda kendime bir kez daha baktığımda kızarık gözlerim dışında biraz toparlanmış gibiydim.

"Bu arada seni böyle çekiştirdim ama kendimi tanıtmadım."

Kıkırtısıyla gülümsedim.

"Ben Hinata...Şirketin hukuk bürosunda çalışıyorum."

Bakışlarımı aynadan çekip ona döndüm ve gülümsedim.

"Ben de Sakura, Sasuke'nin asistanıyım."

Cümlemi bitirince değişen yüz ifadesini bir anlığına yakalayabildim.

Gözlerinde gördüğüm şey nefret miydi?

Gözlerimi kırpıştırdım.

Hinata uzattığım elimi kibarca sıktı.

"Seni daha önce görmemiştim, yeni mi işe başladın?"

Başımla onayladım.

Hinata geniş çantasını açıp içinden çıkardığı makyaj çantasını karıştırırken bir yandan da benimle konuşuyordu.

"CEO'larla çalışmak zor olmalı. İkiside pek memnuniyetsiz insanlar."

Dediği kısmen doğruydu.

"Evet öyle ama benim de memnuniyet standartlarım yüksektir. İşimi iyi yaptığım için onlara hakkımda konuşabilecekler bir laf vermemeye çalışıyorum."

Hinata yaramazca gülümsedi.

"Çok doğru yapıyorsun."

Elindeki allık ve birkaç malzemeyle bana yaklaşınca ne yapacağımı bilemeyerek ona baktım.

"Bunlara gerek yo-"

Elini kaldırdı.

"Sakın söyleme. Uzun süredir bu şirkette çalışıyorum ve çoğunluğu kadın olan bir şirkette kaçınılmaz olan şeylerden biri de dedikodudur. Zaten eminim ki şu anda bile arkandan atıp tutan çok fazla insan varken olduğu kadar dik durup onlara koz vermemelisin."

Haklıydı ama şimdiye kadar kulağıma gelen bir dedikodu olmamıştı.

Hinata bana biraz daha yaklaştı.

"Gerçekten buradaki boya küplerine kıyasla fondöten gerektirmeyen çok güzel bir cildin var, en azından işimiz kısa sürecek."

***************