Eymen sık sık iş seyehatine çıkar işi bu,bir çok dil biliyor ve ülkemizi gezmek üzere gelen önemli kişilikleri karşılayıp onlara otellerine kadar eşlik edip,onlara tercümanlık yapıyor.
Bize bir yer ayırmış.Yerimize geçiyoruz ve söze başlıyor.
-Özür dilerim geciktim.İşim uzadı
-Ben o hemen önemli değil diyecek türden bir kadın mıyım?
Elbette.Ama biraz naz yapmam gerektiğini düşünüyorum.
-Hayır.Zaten diğerlerinden farklısın diye benimsin
Gülümsüyorum.Yemeğimize başlıyoruz.Genelde içki içmeyiz önümüzde her zaman yediğimiz balık salata ve kola var.Yemek bittikten sonra dışarı çıkıyoruz.
-Imm havada tam lunaparklık
Eymen gülümsüyor
-Hiç değişme olur mu?
Gözlerimin içine bakıyor bende onunkisine.Elimi tutuyor her zamanki gibi sıcacık.Arabaya doğru yürüyoruz.Arabanın kapısını açıyor yakışıklı olduğu kadar centilmendirde.Bir süre sonra lunaparktayız babam hep beni buraya getirirdi.Gözümün önüne geliyor.Babamla lunaparktayız her şeye biniyorum O da bana o şefkatli gözleriyle bakıyor sonra
-Gitme vakti Eslem
-Keşke burası benim olsada hiç gitmek zorunda kalmasam.
-Yeterince büyü sana bütün mirasımı bırakacam o zaman kendine bir lunapark alabilirsin.
-Gercekten mi?Yaşasın.
Evet öylede yaptı.Bütün mirasını bana bıraktı ama ben tek kuruşuna bile dokunmadım çünkü galiba daha hazır değilim.
Eymenin elimi tutmasıyla irkiliyorum
-Hazır mısın?
-Tabikide.Hadi acele et hız treni yola çıkacak...