34

10.5K 648 216
                                    

Kurt'

~~~

'artık iki tane bebeğim var'

Mis kokulu saçları kolumun üzerinde darmadağın olmuştu, başını kollarımın arasına sarıp göğsüme çekip sakladım.

'bebeğim'

"İki taneyiz artık, başın belada"

Diyerek dudaklarıma doğru fısıldarken gülümsedi.

Gülüşüne kurban..

' başımın en tatlı belasısınız'

Dudaklarımı mis kokulu saçlarının arasına gömüp kokusunda ki eşsiz huzuru çektim bu defa içime..

'ikinizi de çok seviyorum'

Başını, sokulduğu yerden çıkarıp çeneme ufak bir öpücük bıraktı.

'Biz de babamızı seviyoruz.'

Gülümsedim.

Nasıl olurdu da her gün yaşam daha güzel olabilirdi derken hep daha iyisini hissettirmişti bana.

Bir gülüşü.. Bir bakışı..

Bir damla gözyaşı..

Her şeyi değiştirmemiş miydi...?

Acımı içime gömüp intikamla gözümü kararttığım bir zamanda karşıma bir başkası değilde onun çıkmış olması, olsa olsa Allah'ın bana bir lütfu olabilirdi.

'iyi ki"

'iyi ki"

Deyip karşılık verirken kolunu belime sarıp daha çok sokuldu kollarımın arasına..

"koala mısın sen?"

"Evet, sen de ağaç kovuğu mu oluyorsun o halde?"

Deyip burnu ile nazikçe göğsümü dürttüğün de dayanamayıp bir kahkaha attım.

Narin beyaz avucunu dudaklarıma usulca bastırıp fısıltıyla devam etti.

"Şş Kurt, bebeğimiz uyanacak"

~~~

Ediz~

"Kurt? Kurt?"

Eğilmiş kulağına fısıldıyordum. Nasıl derin uyuyorsa bir türlü uyanmıyordu ya da uyanmak istemeyeceği bir rüya görüyordu.

Acıktığım için uyanmıştım ve mutfağa giderken salonda onu kocaman gövdesi ile kanepeye zar zor sığışmış halde bulmuştum.

Bir kaç dakika kapının eşiğinde bekleyip gördüğümün gerçek mi yoksa hala alkolün etkisi ile gördüğüm bir hayal mi olduğunu anlamaya çalışıp gerçek olduğuna karar verince yanına gitmiştim.

You'll also like

          

Ve bir kaç dakikadır kendi kendine homurdanmasını izlemeyi çok eğlenceli bulsam da artık onu uyandırmam
gerekiyordu.

Önce kendi üstümü başımı bir inceleyip ellerimle saçlarımı yokladım. Mis gibi de kokuyordum. Üstüm başım değiştirilmiş ve duş aldırılmıştım ya da kendim almıştım. Henüz bilmiyordum.

Dün geceden bu noktaya nasıl gelmiştik ve neden Kurt şu an da  benim evimde uyuyordu?

"Kurt? Kurt?"

"Hmm.."

"Kurt, uyan?"

"Bebeğim.."

Kelimeyi duymamla işaret parmağım ile bebeğim diyen dolgun dudaklarını dürtmem bir oldu.

"Uyan hadi kurt adam.."

'iyiki biraz yelkenleri indirdim suya'

Ben kendi kendime homurdanırken Kurt
bu defa uyanıp sırt üstü yattığı kanepede bana doğru dönüp usulca gözlerini açtı ,göz göze geldik, hemen yanına çökmüş arsız çocuklar gibi yüzüne bakıyordum. Onu izleyen yüzümü görünce, gözlerini kısarak gülümseyip sordu.

"Nasıl hissediyorsun yavrum ?"

Nasıl hissetmeliyim ki..?

Dudaklarımı ısırdım.

"İyi ama çok aç,bütün dünyayı yemek istiyorum şu an"

Gülüşü daha da yayıldı çenesine.

"Ellerimle doyuracağım güzelimi..ama önce.."

Aniden dayanamayıp uzanarak bedenime sarıldı ve tüm itirazlarıma rağmen daha sıkı sarılıp kucağına çekti.

"Gel bakalım buraya sen bi.."

"Kurt, dur, bidakka, dur, na-napıyosun?"

"Şş çok gürültücüsün.."

Bacağının birini hiç tereddütsüz üstüme attı.

"Sensin gürültücü. Sıkıştırma beni"

Daha da sıkıştırdı.

Debelendim ama nafileydi.

"Huu anlaşma var anlaşma.Sal beni ya"

"Öyle bir dünya yok"

"Ne demek yok? Var. Bırak beni. Off"

"Şş horatacı çocuk, gürültü yapma dedim"

Ben kollarının arasında debelenirken o resmen gülüyordu.

Aramızda yaşanan onca şey sanki hiç yaşanmamış, yaptığı onca şeyden sonra sanki beni başucuma koyduğu iki cümlelik basit bir notla hiç ardında bırakmamış gibiydik.

Bu kalbimde henüz çözülmemiş bir düğüm olsa da her şeyi zamana bırakıp onu tüm kalbimle sevmek istiyordum artık, bunu çoktan anlamıştım.

Anlaşma {Mpreg}  Where stories live. Discover now