7

40 5 4
                                    

Helo
Iyi okumalar💘







_______________

"Yoongi kim?"

"Bir üst dönemdenmiş, delinin teki diyorlar."
-

Dejavu.

Rüzgarda kalmışım gibi içimden bir ürperti geçti ve tüylerim diken diken oldu. Tanıdıklık hissi bir yandan güven verirken diğer bir yandan da onların bahsettiği bu kişinin bana dejavu yaşatması rahatsız hissettirmişti. Bu arkadaş grubuyla ilgili her şey beni huzursuz ediyordu artık.

Fakat odadaki tek huzursuz kişi ben değildim. Hepsi oldukça gürültücü olan hallerinin aksine sessizliğe bürünmüştü şimdi. Kimse konuşmak için adım atmıyor, hepsi birbirine bakıyordu yalnızca. Aralarındaki gerilimi anlamamak mümkün değildi. Sessizlik uzayınca tekrar sordum. "Yoongi kim?"

Bu sefer konuşmaya cesaret eden Hoseok oldu. "Cidden onu da mı hatırlamıyorsun?" Ve tabiki yine soruma bir cevap vermedi. Ben de onunkine cevap vermeye tenezzül etmedim. Yorgunluktan daha fazla konuşmaya dahi halim kalmamıştı. Sessizlik daha da uzayınca oturduğum koltukta uzanıp gözlerimi kapattım. Nasıl olsa gitmiyorlardı.

"Cidden uyuyacak mısın şu an?" Seokjin'in sorusuyla gözlerim kapalı da olsa göz devirdim. "24 saate yakın bir süredir uyumuyorum da, olanlar sayesinde. E malum sizi de kovamıyorum artık. Bir yerlere düşüp bayılmaktansa biraz uyuyacağım."

İğneleyici konuşmam üzerine kimse sesini çıkarmadı. Ben de bunu fırsat bilerek daha rahat bir pozisyon aldım fakat dehşet yorgun olmama rağmen uykuya dalamadım. Uzun sayılabilecek bir süre geçtikten sonra gözlerim kapalı uzanmaya devam ederken birinin ağzından kaçan hıçkırık kaşlarımı çatmama neden oldu ama uyuyormuş gibi yapmaya devam ettim.

"Jungkook,," Taehyung'un ağlamaklı sesinin ardından hıçkırıklar çoğaldı ve bu sefer sesinden ağlayanın Jungkook olduğunu anladım. Her ne kadar şaşırsam da gözlerimi açmadım. O da zaten uyuduğumu düşündüğü için böyle rahat ağlayabiliyordu büyük ihtimalle. Geldiğinden beri çektiği sert gardı indirebilmek için uyumamı beklemişti.

"Jungkook neden geldiğinden beri tutuyorsun kendini bu kadar?" Namjoon'un şefkatli çıkan sesiyle hıçkırıkları çoğaldı. "Görmediniz mi?" Benimle konuşurken olduğunun aksine şimdi o kadar güçsüz çıkıyordu ki sesi, içim cız etti. En başından beri duygusal olduğunu hissedebiliyordum fakat kendini bırakmak için böylesine an kolladığını da düşünmemiştim.

"O kadar boş bakıyor ki gözleri, bize karşı en ufak bir sevgi yok bakışlarında. Onun için tamamen bir hiçiz sanki, yabancı bir insana bile daha sıcak bakarsın. Bize sevgi duyan tarafı tamamen ölmüş gibi, tamamen farklı biri gibi."

Söylediklerinde haklıydı, benim için hiçbir anlam ifade etmiyorlardı fakat öyle acı duyarak konuşmuştu ki kendimi kötü hissettim. Yine de elimden bir şey gelmezdi. Zaten soğuk bir yapım vardı, onlarla olan karşılaşmamızın anormalliği de ister istemez sert bir tavır takınmama neden oluyordu onlara karşı.

"Hadi kendimi, bizi geçtim. Hatta ailesini bile geçtim. Ama Yoongi hyung onun bu halini görünce ne kadar üzülecek bilmiyor musunuz? Jimin hyung ona da böyle bir hiçmiş gibi bakarsa yıkılır o. Bütün umutları yerle bir olur."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 11 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

fourth of july // yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin