Sabah Alarmın çalmasıyla uyandım. Hala uyumak istiyordum ama biraz daha uyursam okula geç kalacağımı biliyorum. Sakın beni başarılı ve çalışkan bir kız sanmayın. Sadece biyoloji hocasından korkuyorum.
Elimi yüzümü yıkayıp aşağıya indim. Babam üzerini giyinmiş hizmetçiler tarafından yapılmış kahvaltıdan atıştırıyordu. Yanına gidince 'Günaydın' bile demeden kahvaltıya başladım.
"Bugün sen okuldan geldikten sonra birkaç çalışanım gelecek.Eğer arkadaş felan çağıracaksan ertelemen gerek.''
" Hiç arkadaşım yok ki " diye geçirdim içimden.
"Hiç mi arkadaşın yok? " Ah, yinemi sesli düşündüm?
"Yani 1-2 tane var ama çok yakın değiliz. Benimle arkadaş olmak isteyenler genelde benim zengin bir iş adamının kızı olduğumu bilenler. Ama ben , beni gerçekten sevecek arkadaşlar istiyorum." Belki de ilk ve son defa babama içimi dökmüştüm.
"Bu devirde gerçek arkadaş bulmak zor."
Biliyorum baba.Gercek bir baba bulmakta zor.
"Neyse okula geç kalıyorum. " dedikten sonra odama üzerimi giyinmeye gittim.
Aşağı indiğimde babamın gitmiş olduğunu gördüm. Dylan (şoförüm ) beni arabaya yaslanmış bir şekilde bekliyordu. Beni görünce hemen arabanın kapısını açtı.
"Günaydın Bayan Moretz ."
" Cidden bir kerede ismimle hitap edemez misin? " diye şakayla karışık bir soru sordum.
"Ee , babanızın kesin emirleri var efendim." deyince gözlerimi devirerek arabaya bindim. Yola koyulduğumuzda 2 gün sonra annemi ölüm yıldönümü olduğunu hatırladım ve boğazıma yumru oturdu. Tüm yaşlar gözümün önündeydi ve gözümü açıp kapamamla 2-3 tane damla yanağımdan süzüldü. Dylan , benim ağladığımı görünce arabayı sağa çekti.
" Bayan Moretz..."
"Bana Chloe de."
"Peki, Baya... Chloe. Bir sorunmu var? " 1 sorun mu?
''Şey.. bugün annemin ölüm yıl dönümü, o yüzden duygusal günümdeyim.'' dedim gülümseyerek.
"Ah , ben çok Üzgünüm .Başın sağolsun Baya... Chloe "
"Alışman gerek Dylan. Artık bana Chloe diyeceksin . Babamın yanında bile. Neyse Alıştım ben annemin ölümüne. Eskisi kadar zoruma gitmiyor."
Tiyatro eğitimi aldığım için kendimle birkez daha gurur duydum .
"Biliyorum,Chloe.Bende annemi 3 yıl önce kaybettim ve alıştım. Yani , sanırım ."
"Bana neden söylemedin Dylan? Bu aptal sorunları beraber aşabilirdik. "
"Bay Moretz kesin kurallar koydu , Chloe."
Bana Chloe demeye alışmış gibiydi.
"Ve 2.kural seninle asla samimi olmayacağız. Ama ben bu kuralı ciğnedim sanırım. "
"1.kural ne?"
"Sana aşık olmamamız."
Babamın benim üzerime kural koyması zoruma gitmişti.
Okul gelmiştik.
"İyi günler,Dylan" diyerek çıktım arabadan.
"İyi günler,Chloe" demeyi unutmadı.
Okulun kapısına girerken 'Alperenler Koleji belalıları ' kapının önündeydiler. Baş kız Ashley yine Justin in kucağına oturmuştu. Bu görüntüye gözlerimi devirmeden yapamadım.Sınıfa girdiğimde en arka sıraya oturdum ve kulaklıgımla Beyonce dinlemeye başladım. Öğretmen içeri girdiğinde kulaklıgımı çıkardım ve telefonu sessize aldım. Birkez daha telefonumu biyoloji hocasına kaptırıp alay konusu olmak istemem. Biyoloji hocasına baktığımda yanında birde mavi gözlü bir kız olduğunu gördüm.
"Evet çocuklar.Yanımdaki arkadaşımızın ismi Isabella. Ingiltereden buraya geldi. Evet Isabella boş bir yere oturabilirsin." deyince sadece benim yanımın boş olduğunu gördü ve gülümseyerek yanıma oturdu. Şirin ve tatlı olduğu gibi iyi kalpli birine benziyordu.Kim bilir belki de uzun bir aradan sonra arkadaşım olur dedim gülümseyerek...
"Sen hep güler misin?" dedi Isabella tatlı bir ifadeyle.
"Yani,bazen." dedim tekrardan gülümseyerek. Daha sonra elini uzatarak;
"Ben Isabella Justine." dedi.
"Bende Chloe Moretz " dedim elini sıkarken. Isabella aynı zamanda mavi gözlüydu. Mavi gözlüler ya çok güzel yada çok yakışıklı olurlar.Bende mavi gözluyum ama güzel değilim.Tek sorun bu.
Not: Başrol olan Sam , 2.Bolumde hikayeye eklenecek. Multimedia da Sam var xx
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Yaşı Yoktur
Teen FictionHenüz 18 yaşında bir kız çocuğu ve 27 yaşındaki adam. Aralarındaki yaş farkı onların sevgisine engel mi? Her son mutlu bitmez... Tıpkı bu kitap gibi...