8

510 60 9
                                    

Birkaç dakika sonra üstlerini değiştirmiş olarak müzeden çıkıp bir taksiye bindiler.
" Vay canına, her şey çok süratli oldu," dedi Baekhyun şaşkınlık içinde. Yixing'den oyunumun arasına girmek için izin istemenle beni ofisime geri götürmen arasında tüm bunları yapmayı başardıklarına inanamıyorum."

"Herkes seni çok seviyor," dedi Chanyeol elini okşayarak.
"Doğal olarak, yarını beklemeden senin için bir şey yapmak istediler."

Baekhyun çiçeklerle gelen kartı çıkardı. "Şuna bak, hepsi ayrı ayrı imzalamış. Ne kadar hoş bir düşünce." Gözlerini kırpıştırdı.
"Ama tüm bu olanlar bana yanlış geliyor. Her şey sahteymiş gibi hissediyorum."

"Hiçbir şey sahte değil. Yanlış da değil. Bu konuyu konuştuk ve hallettik, Baek. Evliliğimiz yürüyecek, çünkü biz çok iyi arkadaşız." Ona iyice yanaşıp fısıldadı.
"Üstelik seks ilişkimiz de harika. Bence bu âşık olup cehennem azabı çekmekten bin kat daha iyi."

Baekhyun kaşlarını çattı. "Sana ne oldu, Chanyeol? Kimdi o kalbini kıran?

"Ne?"

"Seni aşktan bu kadar soğutan kimdi?"

Chanyeol omuz silkti. "Uzun zaman önceydi."

"Seni çok incitmiş olmalı," dedi Baekhyun elini sıkarken yumuşak sesle. "Yıllarca gerçek bir ilişkiden kaçınmana neden olacak kadar çok." Şimdiye kadar hiçbir erkek arkadaşını ailesiyle tanıştırmaya getirdiğini hatırlamıyordu.

"Dediğim gibi, uzun zaman önceydi."

" Hâlâ canın acıyorsa-"

" Acımıyor. Üstesinden geldim." İçini çekti.
"Tamam. Ürpertici detayları bilmek istiyorsan, anlatayım. Doktoramı yapıyordum, güney kıyısında bir kazı çalışması sırasında yakındaki bir kasabada oturan Seung ile tanıştım. Çoğu kasabalı gibi o da bizimle ilgilendi, gelip kazı çalışmalarımızı izledi. Hayatımda gördüğüm en hos oglandı, bebek gibi bir yüz, parlak siyah saçlar, upuzun bacaklar..."

Demek ki, bu yüzden hep uzun bacaklı kızlarla çıkıyordu, bir başka Seung bulabilmek için. O anda Baekhyun bu soruyu hiç sormamış olmayı Ama Chanyeol konuşmayı sürdürüyordu.
"Ben o sıralarda halen ergenlik sivilcilerinden kurtulamamış sosyal hayatı zayıf inek bir öğrenciydim ve böyle birine erişemeyeceğimi düşünüyordum. Ancak sonra fark ettim ki, o da benden hoşlanıyor."

Sosyal hayatı zayıf inek bir öğrenci mi? Hatırladığı kadarıyla, Chanyeol asla öyle biri olmamıştı. Sivilcilerini de nedense hiç hatırlamıyordu.

"Ona bir içki ısmarladım ve böylece ilişkimiz başlamış oldu. Çılgın bir yaz aşkıydı, zamanımızın çoğunu yatakta geçiriyorduk." Yüzü sertleşti.
"Bana boşanmış olduğunu söylemişti, yoksa asla onunla olmazdım."

Baekhyun ona inanıyordu. Chanyeol çok onurlu birydi.

"Seung'a evlenme teklif etmeyi planlıyordum ki, kocası iş seyahatinden geri döndü. Meğer sadece can sıkıntısından benimle birlikte olmuş."
Acı acı güldü. "Sadece yirmi iki yaşındaydım ve dünya hakkında hiç fikrim yoktu hâlen. İnanır mısın, ona beni sevdiğini düşündüğümü bile söylemiştim. O da bana milyoner bir kocası varken beş parasız bir öğrenciye âşık olacak kadar enayi olmadığını söyleyip kahkaha attı."

" Ondan böyle çabuk kurtulduğun için şanslısın aslında." Elini güçlü bir şekilde sıktı.
"Yeol, buna değmez. Yıllardır onun yüzünden canın yanıyorsa-"

"Onu aklımdan çıkaramadığımı falan sanma sakın, ama ağzımda kötü bir tat bıraktı işte." Sıkıntıyla yüzünü ekşitti.
"Kocasını benimle aldattı. Yani, ikimize de yalan söyledi, ikimizi de aptal yerine koydu. Beni kullanarak bir başkasını incittiği gerçeğini uzun süre aklımdan çıkaramadım ve nefret ettim."

" Herkes böyle değildir, Chanyeol."

" Biliyorum. Buna rağmen yine de düşünmeden edemiyordum, kocası tıpkı benim gibi uzun iş seyahatlerine çıkıyordu, ya ben de evlendikten sonra seyahate gittiğimde eşim beni..."

"Eşin illa seni aldatacak diye bir şey yok."

"Belki isteyerek değil. Ama böyle şeyler oluyor. O kadar uzun süre eşimi yalnız bırakırsam kendini çok yalnız hisseder, hassaslaşır diye düşündüm hep. Yanında olmadığım için benim ona gösteremediğim sevgiyi gösterebilecek herhangi biri için kolay bir hedef olurdu, bu yüzden böyle bir riski almak istemedim. Bekâr kalıp, ilişkilerimi belli seviyede ve kısa süreli tutmak daha kolay geldi. Böylece işime de daha fazla konsantre olabildim."

" Yeni işinde de uzun süre evden ayrılmak zorunda kalacaksın," dedi Baekhyun kaygılı bir sesle.
" Peki, benim de sana sadık kalmayacağımı mı düşünüyorsun?"

" Olur mu öyle şey?" Gözleri ışıldadı. "Sen yalancı değilsin, beni aldatmazsım. Ayrıca biz bu tür aptal aşk oyunlarına girmedik, dünyayı tozpembe görmüyoruz, ne yaptığımızı biliyoruz ve gerçekçiyiz." Bir an durup yanağını okşadı.
"Benim de sana sadık kalacağımı biliyorsundur, umarım."

"Kulağa evlilikten çok bir iş anlaşması gibi geliyor."

"İş anlaşması değil. Mantıklı, makul bir anlaşma."

O sırada taksi Baekhyun'un evinin önünde durdu.
"Biz birbirimize asla yalan söylemeyeceğiz," diye devam etti Chanyeol taksiciye parayı uzatırken. "Yani, evliliğimiz güzel bir zeminde yürüyecek."

Baekhyun ani bir suçluluk duygusuna kapıldı. Yalan söylemenin çeşitli yolları vardı, biri de gerçekleri gizlemekti. Ve o Chanyeol'den önemli bir gerçeği gizliyordu. Ona söylemek zorundaydı. Yakında.


"Üzerimi değiştirmeliyim," dedi Chanyeol eve girer girmez.

"Takım elbisenle gayet hoş görünüyorsun."

"Ama böyle giyinmekten nefret ediyorum. Kendimi... "
Ellerini yumruk yapıp odanın içinde bir aşağı bir yukarı yürümeye başladı. "Kendimi bir hücreye tıkılmış, sıkışmış, etrafım sarılmış gibi hissediyorum."

"Oh, drama kralı," diye güldü Baekhyun. "Fakat Antony rolü Macbeth'ten daha çok yakışıyor sana."

" Beyni pantolonun içine kaçmış o ihtiyar zampara mı?" Chanyeol suratını astı.

"Hey, ben Macbeth'i de çok severim."

" İyi, öyleyse, gelecek sefer Globe'de Macbeth'e gideriz. Ama tatlım, şimdi gerçekten bir duş alıp saçlarımdaki şu zeytinyağından kurtulmam gerek."

" Sonra yine takım elbiseni giyecek misin?"

"Hayır, kravat da takmayacağım." Yanına gidip onu öptü ve sonra aniden kucağına aldı.
"Duşa birlikte girmeye ne dersin?" Gerçi bu bir soru değildi, çünkü kucağında Baekhyun ile banyoya doğru yürümeye başlamıştı bile.

"Chanyeol!"

"Ne var?" Onu küvete bırakıp soyunmaya başladı. Önce ceketiyle gömleğini çıkartıp attı sonra pantolonunu.

" Sen gerçek bir barbarsın," dedi Baekhyun elini kaslı göğsünde gezdirirken. "Tam bir barbar vücudu."

" Mmm."

"Hiç fena değil, bundan hoşlandım."

Chanyeol saniyeler içinde onun üstündekileri de çıkarıp küvete girmişti bile. Önce suyu açtı.
" Oh, çok soğuk," dedi Baekhyun titreyerek.

" Çocuklaşma." Duş jelini alıp sırtına sürdü. "Pekâlâ, sen soylu Flavia'sın, Romalı aristokrat, ben de senin barbar kölen."

Baekhyun kahkaha attı. "Kölemsen her istediğimi yapmak zorundasın, yapacak mısın?"

" Elbette, yapacağım." Elleriyle vücudunun her yanına duş jeli sürmeye devam etti. "Mesela, şimdi seninle sevişmemi emredebilirsin bana. Hemen itaat ederim."

Baekhyun kendini ona iyice yasladı, sertleşmiş bedenini hissetmek onu fazlasıyla tahrik etmişti. "Peki, öyleyse, emrediyorum. Ama sırf sen istediğin için."

we are just friends-chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin