2 hafta sonra
Dolandırıcı: Senden bu kadar uzun süre ses çıkmaması şaşırtıcı.
Sara: Yaptığım şey yüzünden suçluluk duyuyorum.
Sara: Adamı şikayet ettiniz mi?
Dolandırıcı: Ettik.
Sara: Beni pis işlerine bulaştırdın.
Dolandırıcı: Paranı isterken memnun gibiydin.
Sara: Hakkımı almak istedim.
Sara: Sadece kendi paramı istiyordum.
Sara: Başkasının parasında gözüm yok.
Dolandırıcı: Ben de sana yavaş yavaş paranı veriyorum işte.
Sara: Bu şekilde beni de ekibine dahil etmeye çalışıyorsun.
Dolandırıcı: Anlamana sevindim.
Dolandırıcı: Sandığım kadar salak değilmişsin.
Sara: Hakaret etmeyi bırak artık.
Sara: Asıl amacın ne onu söyle?
Dolandırıcı: Sana güvenmeye çalışıyorum, Sara.
Sara: Sen mi? Kendinde bu hakkı nasıl bulabildin?
Sara: Birine güvenmeye çalışmadan önce güvenilir biri olmaya çalış.
Sara: Senin yanında çalışan insanlara da anlam veremiyorum.
Sara: Onları da kandırıp paralarını alıp kaçma ihtimalin var. Nasıl güveniyorlar senin gibi aşağılık birine?
Dolandırıcı: Bilmediğin şeyler var.
Sara: Bilmek de istemiyorum. Çünkü sana inanmıyorum.
Dolandırıcı: Zamanla inanacaksın.
Sara: Hiç sanmıyorum.
Sara: Şu an yanımda olsan seni iple boğup öldürürdüm.
Sara: Senin aklına uyup saçma sapan işler yapıyorum.
Sara: Kendimi iğrenç hissetmeme sebep oluyorsun.
Sara: Neden salak gibi sana yazıp duruyorum onu da bilmiyorum.
Dolandırıcı: İlk günden beri benimle sohbet ettiğin için sana salak diyorum.
Dolandırıcı: Fark etmen güzel.
Sara: 2 hafta boyunca
Sara: Kendimi boşluğa düşmüş gibi hissettim.
Sara: Bazı geceler sana iğrençsin yazmak geldi içimden.
Sara: Gerçekten iğrençsin.
Dolandırıcı: Yazsaydın.
Sara: Yazmak istemedim.
Sara: Seninle sohbet etmek istemiyorum.
Sara: Bunun hiçbir mantıklı açıklaması yok.
Dolandırıcı: Alıştın.
Sara: Hayır.
Dolandırıcı: Ne hayır?
Sara: Seninle konuşmayı alışkanlık edinmedim.
Dolandırıcı: Kendimi kastettiğimi nereden biliyorsun?
Dolandırıcı: Farkında olmadan kendi düşünceleri döküyorsun.
Dolandırıcı: Sara.
Dolandırıcı: Her gün iğrençsin diye hitap ettiğin adamdan hoşlanmaya mı başlıyorsun?