12

18 1 7
                                    

Çantayı sırtıma taktım "Lara hadi bin arabaya." evet bizim tüm kadro denize gidiyorduk annem de gelmek istemişti bir durumda olmasa şaşarım.Üstümde çiçekli bir elbise vardı çok hoş görünüyordu "Ballı ballı viski yengeniz heyecanlı" Olcay yine durumdan alakasız şarkı sözleri fısıldarken Poyraz yanımda oturmuş camdan bakıyordu "Elbisen güzelmiş." dedi üstüme bir bakış attıktan sonra teşekkür edip Yonca ve Rana'ya baktım, Rana telefonda instagrama hikaye atarken Yonca uyukluyordu saat çok erkendi en son baktığımda sabah 10 civarındaydı Yonca buna asla alışık değildi.

Arabada fazla yer olmadığından Beste Ekin'in kucağında oturuyordu "Ne ağırmışsın be kızım." Beste umursamayan bir tavırla gözlerini kapatıp uyumaya başladı.

Deniz iyidir huzur verir bir bakışınla bile tüm dertlerini alır götürür işte bu yüzden seviyorum denizi bir insan gibi seni dinler derdine deva olur,yine düşüncelerimde kaybolurken omzumda Poyraz'ın başını hissetmemle daldığım yerden gözlerimi ona çevirdim.

Ona baktığımda içim belirsiz bir şekilde huzurla doluyor tüm dertlerimi unutuyordum aynı deniz gibi.

10:58

Poyraz hala uyuyordu "Öf sıkıldım şarkı açsak ya" Dedi Rana önden ve Duman - Senin marşın şarkısı çalmaya başladı.

Sözlerimiz vardır
Söylemek zaman alsın
Vaktimiz dardır
İsteyen yaya kalsın

Sessizce şarkıda söyleyenleri onunla beraber tekrar ettim camı Poyraz'ın uyanmamasına dikkat ederek açtım ama o çoktan rüzgarın yüzüne vurmasıyla uyanmıştı,uykulu yarım açık gözlerini bana çevirdi.

"Günaydın."

"Günaydın."

Ekin bağırarak şarkıyı söyledi.

Doğrusu yok düşün taşın
Eğrisi yok fikrin başın
Toprak olup giden naaşın
Ardından ağlaşın

Ellerimi camın dışına uzattım esen rüzgar elime çarptı Poyraz da benim yaptığımı görünce aynısını yaptı "Bu hisse bayılıyorum." dedi ve başını da camın dışına çıkardı.

Hayranlıkla ona baktım cidden çok güzel görünüyordu.

"Arkadaşlar varış noktasına yaklaşıyoruz."

Yonca abime baktı "Aldım bu bilgiyi götüme soktum teşekkürler." Abim sırıttı.

11:21

Arabadan indik fazla kalabalıktı çoğu kişi denize gelmişti.

"Aman be bune kalabalık." Dedi Beste istemeye istemeye denize doğru yürüdü.

Yerlerimize kurulduktan sonra üstümü çıkarıp bikinimle kaldım "Böyle çok daha rahat oh be geliyor musunuz denize?" Yonca heyecanla kalktı "Ben gelirim." Poyraz da ayağa kalktı "Bende gelirim."

Rana yemek çıkartıp masaya koydu "Önce yemeğinizi yiyin sonra girin." Dedikten sonra denize koşan Olcay'a baktı ve kıkırdadı.

11:40

"Ben gidiyorum hadi bay."

"Siktir git."

"Saolasın Rana."

Arkamdan çoğu kişi geldi.

Su ilk başta soğuk olsa da daldığımda ılık olmuştu Yonca direkt dalmıştı abim de kıkırdayarak hemen arkasından daldı çok yakıştırıyordum onları "Yonca gel sırtıma!" Diye bağırdı abim Yonca abimin sırtına bindi ne olduğunu anlamadan bende kendimi Poyraz'ın omzunda buldum,bunu beklememiş olacağım ki ağzımdan ufak bir çığlık koptu.

You'll also like

          

"Aklım gitti Poyraz bir anda gelinir mi öyle?"

Yonca ittirdiğinde deve güreşi yaptığımızı anlamıştım Olcay ve Rana da seyirciydi ben Yonca'nın kafasına tutup ittirdiğimde son anda kurtuldu.

"Bahisleri alalım."

"Yonca diyorum."

Beste arkadan "Lara diyorum!" diye bağırdı.

Yonca'nın dikkatini dağıtmam lazımdı düşündüm.

Para? anında oraya bakar ama yemez.

Kumral çocuk? Bayılır.

Yonca hala beni ittirmeye çalışırken konuştum "Yonca arkanda o kadar taş bir çocuk var ki özellikle kumral ve yeşil gözlü." tam arkasına bakacakken abim Yonca'yı sırtından attı ve Yonca suya düştü.

Ellerimi zafer kazanmış gibi kaldırdım ama bu mutluluğum çok uzun sürmedi çünkü Poyraz beni sırtından atmıştı.

Yonca sudan çıktığında gözleri ilk bahsettiğim o çocuğu aradı göremeyince hem bana hemde abime sövmeye başladı bende aynı şekilde Poyraz'a yaptım "Ulan hayvan öyle bırakılır mı?"

"Banane." Dedi ve suya daldı intikam zamanıydı.

Abimler denizden çıkmıştı Yonca ve abim atıştırmalık bir şeyler alacaklarını söyleyip gözden kaybolmuşlardı Beste ve Rana yakışıklı çocukların fotoğraflarını çekmekle meşguldü Olcay ise küçük bir velet bulmuş onunla uğraşıyordu.

Poyraz'ın beni duyabileceği bir yere gittim su deminkine göre fazla derindi fırsat bu fırsattı.

Kafamı suya daldırıp çıkarıyordum "Boğuluyorum." yanımda Olcay'ın trollediği çocuğun tıpa tıp aynısı vardı ikizi olmalıydı ve bana mal mal bakıyordu.

Poyraz sesimi duydu ve denize daldı normal halime geri döndüm yüzümde zengin ve piç gülüşü belirirken Poyraz'ın denizden çıkmasını ve ona kapak çekmeyi planlıyordum ama öyle olmadı,Poyraz beni ayağımdan tutup denizin içine çekti.

Kaşlarımı çattım Poyraz bana fazlasıyla yaklaşınca olduğum yerde kitlendim geride gidemedim ileriye de kalbimin gereğinden fazla hızlı attığını anladım Poyraz'dan hoşlandığımı tahmin etmek zor değildi bunu başından beri biliyordum.

Poyraz elini yanağımda gezdirdi bende ona yaklaştım o kadar mükemmeldi ki onun karşısında kendini kaybetmemek mümkün değildi.

Çocuk bağırma sesi duyunca hemen denizin üstüne çıktık.

"Anne korkuyorum!" Dedi demin gördüğüm o çocuk bana baktı "Sen ölmedin mi ?"

"Malesef."

"Kim seni aşağıya çekti o canavardı değil mi? Anne!" Kollarında kolluklar vardı ayaklarını çırparak yüzmeye çalışıyordu.

Poyraz kaşlarını çattı "Ben mi canavarmışım? sen kendine bak be." Poyraz'a 'Mal mısın?' bakışı attıktan sonra çocuğu kıyıya yaklaştırdım ve denizden çıktım.

Bizimkilerin yanına gidip oturdum "Lara bir şey oldu."

"Ne oldu Rana?" Rana gözlerini kaçırdı.

"Ben aşığım çok aşığım o kasları ne güzeldi öyle." Beste yanında duran kolayı alıp bir yudum aldı "Harbiden de yakışıklıydı Rana seni yedi kızım." Rana başını salladı "Biliyorum o da bana aşık."

"Şu durumu baştan özetlesenize bir bok anlamadım."

"Bekle Yonca da gelsin anlatacağım." Bir kaç dakika sonra ellerinde çikolata olan Yonca geldi benim yanıma oturdu.

MENEKŞEWhere stories live. Discover now