+36'

14K 877 282
                                    

Taehyung'un eli usulca belimi okşarken bakışlarımı önümüzdeki sırada oturan arkadaşlarıma çevirdim.

Jimin elindeki test kitabından Kai hocaya sorabileceği sorulara bakarken Jin'de Taehyung'la sohbet ediyordu Hoseok ile Yoongi az önce kantine inmişlerdi Namjoon ise bugün okula gelmemişti.

Odağımı sohbet eden sevgilim ve arkadaşıma verdiğimde sohbetlerinin pekte iç açıcı olduğu söylenemezdi. Önümüzdeki sınavlardan bahsediyorlardı ve bu pekte benim ilgi alanıma giren bir konu değildi. Sınıfta kalacağım ortadaydı ikinci dönemide neredeyse yarılamıştık bu saatten sonra derslere asılmam pekte iyi sonuç getirmeyecekti o nedenle kafamı sınavlarla yormamın pekte bir mantığı yoktu ama benim aksime arkadaşım ve sevgilim için yaklaşmakta olan sınavlar önem arzediyordu.

Taehyung bakışlarını Jin'den çekip bana çevirdiğinde uysal bir şekilde ona bakıp başımı omzuna koydum. Öğle arasındaydık ve zilin çalmasına yarım saat kadar vardı sınıfta öğle arası olduğundan dolayı boştu ve bu da bizim işimize geliyordu. Malûm Taehyung'un ailesi döndüğü için okul haricinde pekte birbirimizi göremiyorduk ve on dakikalık teneffüslerde özlem gidermemize pekte yardımcı olmuyordu o nedenle öğle teneffüsünü sınıfta geçirmeyi tercih ediyorduk.

"Jin hadi Kai hocayı bulalım" diyen Jimin ile Jin bıkkın bir nefes vermiş ve omuzlarını dikleştirerek oturduğu sıradan kalkmıştı. Jimin son zamanlarda Kai hocayla fazlasıyla ilgileniyordu bu sıradan bir ilgilenme değildi yani benim düşüncemce Jimin Kai hocadan hoşlanıyordu ama kendisi farkında değildi.

"Bıktım senden" diye sitem eden Jin'e güldüm gerçekten de bıkmış görünüyordu ama onun aksine Jimin gayet neşeli ve heyecanlıydı.

Onların sınıftan söylenerek çıkmalarının ardından yalnız kalmıştık. Taehyung belimdeki elini usulca okul formamın içine sokup çıplak tenimle temas etmişti. Soğuk ve kemikli ellerinin hissiyatını sıcak tenimde hissettiğimde ürpermiş başımı Taehyung'un boynuna yaklaştırmıştım. Taehyung'ta başını benim başımın üzerine eğmiş saçlarıma küçük küçük öpücükler kondurmaya başlamıştı. Onun bir anda böylesine beni öpücüklere boğmasına hala alışamamıştım ve her seferinde midemde filler tepiniyor gibi hissediyordum. Garip bir histi bana dokunması temas etmesi ve öpmesi. İçim tarif edemeyeceğim duygularla dolup taşıyordu ve ben bazen nefes almayı unutuyordum.

"Annem size gelmeyi düşünüyor" boğuk çıkan sesi boş sınıfı doldurduğunda bakışlarımı yüzüne çıkardım. Acaba o da teyzemle gelmeyi düşünüyor muydu?

"Sen gelecek misin?" Diye aklımdaki soruyu dile getirdiğimde başını usulca iki yana sallayıp

"Hayır" demişti.

Neden bilmiyorum bu durum üzmüştü. Teyzemin sürekli bize gelmesi ama Taehyung'un bize istesede gelemiyor oluşu gerçekten artık sıkmaya başlamıştı. Sırf babası yüzünden bize gelemiyordu ve bu duruma ne kadar üzüldüğü az önceki ses tonundan belliydi.

Belimdeki eli usulca karnıma doğru ilerlediğinde düşüncelerimden sıyrılıp başımı yukarı kaldırdım ve Taehyung'la göz göze geldik. Yüzünde arsız bir gülümseme ve gözlerindeki koyulukla bana bakıyordu.

Tanrım mükemmeldi. Saatlerce hatta günlerce izlemeye doyamayacağım kadar mükemmel.

"Taehyung" diye mırıldandım karnımı okşayan elinin beni mayıştırmasına izin vererekten ve başımı omzundan kaldırdım.

"Efendim güzelim" dediğinde içimde bir şeylerin hareket ettiğini hissettiğim fillerim adeta halay çekiyordu.

"Babanı dinlemesen ne olur?"

Böyle birşey sormak aklımdan geçmiyordu ama bir anda dilimden dökülüvermişti. Taehyung'un kasılan çenesinden ise sorumun hoşuna gitmediğini anlamıştım.

"En fazla beni tekrardan odaya hapis eder" demiş ve ardından gülümsemişti ama yemin edebilirdim ki gülümsemesi mutluluktan veya alaydan dolayı değildi saf acı barındırıyordu.

Kollarımı sıkıca boynuna dolayıp bir bacağımı diğer tarafına atarak kucağına yerleştim. Üzgün olması veya öyle hissetmesi kalbimi ağrıtıyordu dayanamıyordum.

Kolları sıkıca belimi sararken alnımı alnına yasladım. Teni sıcacıktı.

"Öyle birşeyin tekrar yaşanmasına izin vermeyeceğim" dedim kendinden emin çıkan sesimle haffiçr gülümsedi belimdeki bir kolunu çekip avucunu yüzüme yasladı. Gözlerim gülüşünde takılı kalırken elinin baş parmağı alt dudağımı hafifçe okşayıp çekiştirdi

"Haşin tavşanım" diyerek kıkırdadı bende gülümsedim. Bakışlarım hala dudaklarındaydı onunda baş parmağı hala alt dudağımı okşuyordu

"Seni dokunuşlarımla ağlatmakla saçlarını okşamak arasında gidip geliyorum" dedi sesine yansıyan tehlikeli tınıyla. Sertçe yutkundum ve onunda yutkunduğunu gördüm. Dili sıcak yuvasından çıktı ve kurumuş dudaklarını ıslattı bakışlarım ise hipnotize olmuş gibi dudaklarındaydı. Gözlerine bakmak istiyordum ama bakışlarımı dudaklarından çekemiyordum.

"Ağlat beni" dedim inler gibi bir tonda ve sertçe yutkunduğunu gördüm. Belimdeki eli usulca kaçlarıma düştü bakışlarımı zorda olsa gözlerine çıkarabildim.

"Dokunuşlarınla altında ağlat beni" dedim altımdaki sertliğine kalçalarımı bastırırken o sırada dişlerini dudaklarına sertçe geçirdiğini gördüm. Başına geriye atmış inlememek için dudaklarını dişliyordu.

Öğle arasındaydık zilin çalmasına çokta bir vakit kalmamıştı kucağındaydım ve yavaş yavaş altımdaki sertliğine sürtünüyordum her an sınıfa biri girip bizi basabilirdi disiplinlik olabilirdik ailelerimiz okula çağırılabilirlerdi. Ama umurumuzda değildi.

"Zevkle ağlatacağım sevgilim." Dedikten kısa bir süre sonra hızla dudaklarıma yapışmış bizi tutkulu bir öpüşmenin içerisine çekmişti...
















En içime sinmeyen bölüm oldu nedense yazamadığımı hissettim.

Sizce nasıldı?

Cousin | TaekookWhere stories live. Discover now