GÜNEY [BxB]

25

Bir önceki bölümde Savaş yerine Barış yazmışım jkhkhk

İnanılmaz bir acemilik!

Cidden özür dilerim hatlar karıştı o bölümü yazarken

İyi okumalar

______________

"Ben olsam, bakmam banaaaa"

"Bir çorba bile yapmam banaağağağa"

Durum güncellemesi, Apo'nun evine konuşmak için gitmiştim ve moralimi düzeltmek yerine daha beter ediyordu.

"Tüm bunları sen öğrettin bana" parmağını bana doğrulttu ve büyük bir ihtişam ile devam etti. "Sevgilim." yüzüne üzgün bir ifade takınınca kendimi tutamayarak gülmeye başladım.

"Apo eyvallah ama konser vermen için gelmedim."

"Nasıl konser için gelmedin?" şaşırdı. "Herkes konserime gelmek için milyonlar veriyor, beyefendiye ücretsiz veriyoruz beğenmiyor. Yok götümün kenarı."

"Düzeltirim, olmayan konserin."

"Sus be! Neyse, sen niye gelmiştin?"

"Sonunda sordun..."

Savaş ile olan ilişkimi gayet de biliyordu; hani bir arkadaş tipi vardır, sana ikide bir 'ayrıl, ayrıl' der. O işte Apo.

Tam günün münazara konusunu ortaya atacaktım ki Apo'nun annesi içeriye elindeki meyve tabağı ile girdi.

"Alın kuzularım, ders de çalışın e mi?"

"Ya anne ne der-"

"Tamam yenge, çalışırız. Teşekkürler."

Gülümseyerek odadan çıkmasıyla Apo üstüme atladı. "Lan ne dersi! Ders için geldiysen siktir git!"

Nazik bir şekilde itip elime elma dilimi aldım. "Ya ne dersi Apo, annene diyorum onu ben. Ders çalışacak akıl mı kaldı bende?"

Aydınlanır gibi kafasını salladı. "Doğru, beyin nöronların yoktu senin. Kusura bakma bilemedim."

"Savaş'tan önce seninle yolları ayırırım görürsün. Gerizekalı."

Birden öksürmeye başlayınca masadaki sürahiden suyu direkt ağzına yapıştırdım. Konuşamadığı için eli ile sürahiyi gösterip 'Bardak yok mu gerizekalı?' der gibi baktı.

"Yok bardak falan, iç şunu."

Öksürüklerin ardından sürahiyi masaya geri koyup yere bakmaya başladı. "Bir dakika bir dakika."

"Sen Savaş'a ayrılıyor musun?" büyük bir matematik problemi çözüyormuş gibi bana bakıyordu.

Şaşkınlığına ver Güney, şaşkınlığına ...

"Allah'ım... Ne sevdiğin kulunmuşum! Dualarım tuttu!"

"Sen mü-" dudağıma kapanan parmak ile sustum.

"Şşşş, orasını dert etme. Konu sizin ilişkiniz olunca şamanizme bile girecektim."

"Tövbe..."

Bu çocuk iyi ki de düşmanım değildi...

"Tamam anlat, nasıl oldu?"

"Yani biliyorsun ki Savaş beni randevu diye çağırıp bir takım minik suçlar işliyordu. Abisi de benden haz etmiyor. Ona karşı bir çekim hissediyordum ama bu aşk değildi galiba."