FERİK GELİN

Yeni Bir Gün

İlkbahar zamanlarında yeni bir güne uyanmıştım. Her şey aynı olacak diye düşünüyordum sabah kalktığımda ta ki annemin odama gelip acele kalkmam gerektiğini ve Halide teyzeye gideceğimizi söyleyene kadar. İlk başta korktum Halide teyzeye ya da kardeşine bir şey oldu sandım ama işler hiç öyle değilmiş. Ben bunun nedenini ancak Halide teyzeye gelince öğrendim lakin iş işten çoktan geçmişti. Annem sadece kalkıp iki lokma yemek yiyince hemen Halide teyzeye gitmemi söylemiş başka kelam etmemişti. Hemen çokça yapıp odun ateşinde pişirdiğimiz somon ekmeği ve peynir yiyip acele ile Halide teyzenin evinin yolunu tuttum. Kapıyı yine benim pamuk kalpli teyzem açtı. Yüzünde güller açıyordu adeta can kan gelmişti yüzüne gözleri parlıyordu. Canım kızım hoş geldin deyip beni kendine çekip sıkıca sarıldı. Bayram havası gelmişti benim pamuk teyzeme ama ben daha nedenini anlamamıştım. Halide teyzem çok iyi gördüm seni annem hemen Halide teyzene gel dediydi evden çıkmadan telaş ettim. Öyle güzel kahkaha attı ki benimde yüzümde gülümseme oluştu. Uzun zamandır onu böyle mutlu içten gülerken görmemiştim. Sedire annemin yanına geçip oturdum. Ben hala yüzlerine bakarken neler olduğunu merek ediyordum. Halide teyzenin söyledikleriyle sanki biçerdöverin altında kalmışım gibi hissettim. Yüzüm yandı kalbim dört nala atmaya başladı dilim damağım kurudu. Belli etmemem normal halime dönmem lazımdı lakin Halide teyzem bana baktıkça gülümsemesi arttı. Acep anladı mı durumu mu kalbimi yeğeni Mehmet'in geleceği için içim içime sığmadığını anlamadıysa bile onun sözlerinden sonra yüzümde gördükleriyle anlamıştır. Sedire oturduktan sonra Halide teyze anlatmıştı. İstanbul'daki kız kardeşi ve oğlu gelecekmiş köye kardeşi biraz iyi olmuş temiz hava hem de bacısıyla özlem gidermek için oğlu getirecekmiş. Halide teyzenin yanında çenesi durmayan ben ağzımı bile açamamıştım. 1 haftaya geleceklermiş ilk defa canlı yüzünü görecektim. Gerçi görmekten kastım kapı arkalarından bakabildiğim kadar olacak ama yine de göreceğim sesini duyacağım. Bilmediğim bu adama bu kadar kapılmam başkaları için köylü kızının şehirli oğlanı merak etmesi köyden kurtuluş bileti gibi gelebilir. Benim için çok farklı Halide teyzeden çok dinledim fotoğrafına baktım. Gerçi erkeğe bakmak günah diye uzun uzun bakamadım ama çok yakışıklıydı. Hem ben köyümü seviyordum. İstanbul'da tek merakım denizdi orada kız kulesi varmış belki vapurla yakınından geçmek ama daha fazlası değildi benim için köyümde mutluydum. İkindine kadar Halide teyzenin evinde oturduk. Kardeşi için yatak ayarlayalım diye annemle konuştular yün işi bitmez diye bizim evden de bir yatak bir yorgan getirecektik. Annemle Halide teyze konuşurken yanlarında oturmuş onları dinliyordum sadece. Ne kadar daldıysam Halide teyzenin bana seslenişini bile duymadım. Kızım Feride iyi misin yavrum pek içine kapanıksın cıvıltın neşen yok bugün pek hayır olsun yavrum. Hemen atıldım. İyiyim Halide teyzem biraz yoruldum. Tarlaya da başlayacağız ya ondan yoksa iyiyim hem seni mutlu gördüm bende çok mutlu oldum. Dualarımız iyi gelmiş kardeşine hem bak buraya gelecekmiş. Akşam olurken eve gideyim diye kalkmıştım hem heyecanım gitsin hem de babam eve geleceği için yemek hazırlamak için az sonra annemde gelirdi. Ben mutfakta yemek hazırlığını bitirmiş siniye yiyecekleri koyarken kapı çaldı kapıya gidip açtım. Babam çok yorgun gelmişti. Tarlalar için konuşmak için toplanıyorlardı birkaç gündür. Babam annen nerede diye sordu ama açıklayamadan tekrar kapı çaldı gidip açtığımda gelen tabi ki annemdi. Annem salona geçince babam konuşmaya başladı. Bugün tarlalar hakkında konuştuk . Kim hangi tarlaya gidecek yevmiye ne kadar alacağız diye bu Cuma Ahmet traktörü getirecek. Ben ve feride tarlaya gideceğiz ama sen hasta olunca senin adını yazdırmadım emine Cuma gününe hazırlığımızı yap kızım. Annemin canı sıkılmıştı suratının biraz düştüğünü gören babam hemen konu değiştirip neredeydin hatunum gözümde tüttün bugün demiş ve annemi utandırmıştı. Onlara hayrandım sevgilerine birbirlerine desteklerine muhabbetlerine Allah başımdan eksik etmesin hep duam onların gibi bir evliliğim olsun diyeydi. Akşam boyunca annem sessiz ve sıkkındı. Gerçekten bu duruma üzülmüştü çünkü babamda çok iyi değildi ama geçinmek zorundayız. Kış çetin köylü ne kadar yardımsever olsa da kendi evinde olan kadar olmazdı. Konuşurlardı. İnsanlar bazen çok kötü oluyorlardı hep bir çıkar bir diretme bazen ezme üzme çabası köyümü ne kadar sevsem de bu olanlar beni üzüyor ve yoruyordu. Bazı köylüler annem ve babam yaşlı olunca yardım eder gibi görünerek beni utanmadan kuma almak istiyordu. Kimisi zengin ve eşi ölmüş olgun adamlar kimi emsiz çapsız oğluna istiyordu. Oğulları ve kendileri iyi insan iyi aile olsa ailem ikna olabilirdi ama alkol alan kötü alışkanlıkları olan insanlardı. Hele en son ayşe teyzenin hamit ağabeye istemesi ağzımı açmamak için çok zor durmuştum. Hamit abinin sevdiği vardı. Yukarı köyden gönül iyi hoş güzel bir kızdı lakin ayşe teyze annesini sevmiyordu. Sevmediği kadının kızını almam kapımdan sokmam diye çıldırmıştı Halit abi yüzük alıp gelince kızı da onu gibidir anasına bak kızını al demişler diye gönül için ağır sözler söylemişti. Gönül'ünde babası sert diktatör bir adamdı kızın adı çıktı Halit'le diye istemediği yaşça büyük biriyle nişanlamıştı. Halit abi o günden beri kahrolmuştu. Güçlü kuvvetli dağ gibi adam eriyordu ama aileler bazen acımasız oluyordu. Hele o gönülle nişanlanan adam demeye dilim varmayan o kişi gibilerde çoktu. Köyümün utanç duyduğum şeyleri gencecik kızı Halit istedi adı anıldı kimse almaz diyerek Hamza amcayı doldurmuş ve genç güzel kızla güya adını temizlemek adına sanki iyilik yapıyor gibi nişanlanmıştı. Çok üzülüyordum içim acıyordu bir gün Halide teyzemle konuşunca çok üzüldüğün başına gelir kızım Allah iyiliklerini versin de sen yine güzel yavrum demişti. Akşam çay sohbet sonrası yatakları hazırlamış ve yatmıştık. Camdan karanlık gökyüzüne bakıp uykuya geçtim. Önümüzdeki günlerde çok yorulacaktım.