10.part

111 13 0
                                    

Arkamdan jungkook'un sesi gelmişti.

"Ah aşkım beklettim mi seni?" diyerek yanıma gelmiş dudağıma uzun bir buse kondurmuştu. Bunun etkisinde kalıp kaşlarımı havaya kaldırmıştım.
Jungkook ise elini belime koymuş hyun-joonun tuttuğu kolumu kurtarırcasına kendisine çekmişti.

"Bu kim sevgilim.." diyerek hyun-jooyu göstererek

"Sınıftan arkadaşım..." deyip sustum.

Hyun-joonun anında yüzü değişmiş suratı gerilmişti.

"Merhaba ben Jeon Jungkook" deyip elini uzattı. Hyun-joo elini uzatmadan "Kim Hyun-joo" diyerek kısa kesmişti.

"Memnun oldum..." diyerek ortada duran elini indirip elimi tuttu.

"Bizim de düğün hazırlıkları yapmamız gerekiyor. Görüşürüz!" diyerek arabaya kadar getirip kapının önüne getirip kapıyı açıp oturmamı bekledi. Bindikten sonra kapıyı kapatıp önden dolanıp arabaya bindi.Arabaya binmeden önce hyun-jooya kafadan selam verip arabaya bindi.

Hızlı bir şekilde kampüsten çıkıp anayola girdi.

"Ne zamandır ortalarda yoksun? Nereye gittin?" dedi kafasını bana çevirip konuştuktan sonra önüne geri dönüp yola baktı.

"Seni pek ilgilendireceğini sanmıyorum" dedim sakin bir sesle.

"Karım olacaksan ilgilendirir." deyip çenesini sıktı.

Emniyet kemerimi takmayı unutmuş olmam işime gelip üzerine doğru eğildim.

"Seninle seve seve evlenmiyorum! Hatta her fırsatta karşımdaki kişiyi öpmüyorum!" deyince bir anda kaza yapar gibi sağa doğru savrulduk.

Elim bir koltuğu tutmuş bir de onun bacağını tutmuş şekilde duruyordu.

Arabayı sağa çekip bekledi.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen" diyerek konuştu sinirli bir şekilde.

"Neden heyecanlandın ki! Kazayı yapacak olan sendin!" dedim elimi bacağından çekerek.

Ne zaman emniyet kemerini açtığını farketmemiştim. Yavaş yavaş üzerime doğru gelmeye başladı.

Bir elini belime koyup beni kendine daha çok çekti.

"Neden heyecanlandığımı ya da sana kızdığımı söyleyeyim. Bir kaç gündür evde yoksun. Bana hiç bir şey demeden ortadan kayboldun. Belki de hyun-" ne söyleyeceğini bildiğim için "kaçırıldım" dedim aniden.

Tüm ciddiyetini bozup kaşlarını havaya kaldırdı.

"Na-nasıl? Bir yerine bir şey olmadı değil mi?" diyerek gözleriyle vücudumda yaralanmaya dair bir şeyler aradı.

"Yok bir şey olmadı...." deyince rahatlar gibi kaşlarını indirip yüzüme baktı. "Aslında var..." deyince gözlerime bakmak yerine dudaklarıma baktı.

"Annem beni kaçırdı..."

"Ne?" diyerek bağırdıktan sonra gözlerime baktı.

"Senin annen ölmemiş miydi?"

"Hayır da neden şaşırdın?"

"Sadece annen bu zamana kadar neden beklemiş onu merak ettim"

"Varmış bir nedeni... Ayrıca bana beni öpecek gibi yakın durmazsan sevinirim" deyip omuzlarından tutup itikledim.

Koltuğa yerleşip emniyet kemerini bağlarken bana döndü.

"Emniyet kemerini bağlamak için neyi bekliyorsun?" dedi

Polis Mafya'm +18Where stories live. Discover now