Yorum yaparsanız çok mutlu olurum, düşünceleriniz benim için çok değerli. İyi okumalar dilerim.
Gözlerim karanlığa gömülmüştü. Soğuğun beni içine çektiğini hissediyordum. Vücudumun iğnelendiğini ve sürüklendiğini. Derin soğuk ve lanet benide içine çekti ve gömdü. Onun soğuğu ve buzu, kıskançlığın verdiği öfke ve kin.
Gözlerimin yavaş yavaş açılması ile derin bir nefes aldım. Yatağım sıcacıktı, gözlerimi gerçekten açtığımda yanımda Dabi'nin olduğunu farkettim. Benimle uyuyordu. Başta ne olduğunu hatırlayamıyordum. Ben hareker edince o da uyanmıştı.
D: Hey, hemen kalkma. Hala iyi değilsin.
E: Ne?
D: Hatırlamıyor musun?
E: Hayır.
D: Bayıldın, soğuktan. Yatağına gelmek için bir sebebim yok, evde ki tek ısınacağın şey benim.
E: Üzgünüm.
D: Olman için bir sebep yok, rahatsız değilim.Onun göğüsüne yatmıştım. Uzun zamandır ısınmıyordum. Sıcağı tekrar hissetmek iyi hissettirmişti.
D: Soluk suratın kaybolmuş.
O da doğruldu ve yataktan kalkıyordu. O sırada kapı çaldı. Dabi'ye baktım. Bana döndü.
D: Birini mi bekliyordun?
Yatakta dizlerimin üzerine çıkıp hızla Dabi'nin ağzını kapattım. Tepki vermedi, sadece gözlerime baktı. Hızla kalkarken dengemi kaybediyordum, beni belimden tuttu. Daha sonra yavaşça ağzında ki elimi indirdi. Fısıldamak zorundaydım.
E: Seni duyabilir.
D: Farkettim.
E: Burada kal, bakıp geleceğim. Ses çıkarma.Yavru köpek gibi kafasını salladı, tatlıydı ama bir o kadar çekici bir bakışı vardı. Yavaşça yataktan indim ve kapıya ilerledim. Bu sefer kapıya vurdu. Delikten baktığımda bu Sky'dı.
Derin bir nefes aldım. Kapıyı açtım.S: Emy, dünden beri seni arıyorum! Nerdesin?
E: Konuşmak istemiyorum Sky.
S: Ne? Nede- Dur.Kapıyı kapatacaktım ki eli ile durdurdu. Kapıyı tutuyordu.
S:Ne oluyor?
E: Artık arkadaş olmak istemiyorum.
S: Ne? Neden?
E: Çünkü benden gizli babamla konuşuyorsun? Ne biçim bir sapıksın sen?
S: Emily.. Bunu içerde konuşalım.
E: Hayır Sky.Bunu söylerken içeriden bir şeyin düşme sesi geldi. Sky bakışlarını içeriye yöneltti.
S: Evde biri mi var?
E: Seni ilgilendirmiyor. Git şimdi.
S: Bir sevgilin mi var Emy? Bana söylemediğin?
E: Sky, git işte. Yüzünü görmek istemiyorum.
S: Cevabımı almadan gitmeyeceğim.İçeriye girecekken onu ittirdim.
E: Neden? Babamdan biraz daha para koparmak için mi? Ne diyeceksin? "Evet efendim kızınızın bir sevgilisi var, okuldan kaçıp onunla evinde sikişiyor, bunun için bana ne kadar ödersiniz? 500 euro, belki 700, belki 1000?" Siktir git Sky, seni bir daha görmek istemiyorum.
S: Beni yanlış tanıyorsun.
E: Umrumda değil.
Kapıyı yüzüne kapattım ve arkamı döndüm. Sky'a bunları söylemek ağırdı ama arkamdan iş çevrilmesi kırmızı çizgimdi, göz yumamazdım. Hala söyleniyordu.
S: Emily.. Lütfen kendimi açıklamama izin ver, böyle olmak istemiyorum. Emily seni seviyorum. Seni seviyorum! Lütfen aç konuşalım.
E: Sky.. Gitmezsen polis çağırıcam, sadece git.
Sesim titriyordu. Böyle yapması durumu daha da zorlaştırıyordu. Dabi sessizce yanıma geldi. Bana yaklaştı, oldukça çok yaklaştı. Kapıya yaslanıyordum. Sky'ın hala kapıyı açmam için söylediklerini duyuyordu. Fısıldadı.
D: Müdahale etmemi ister misin?
Kafamı hayır anlamında salladım. Sky bir yerden sonra durmuştu. En son dediği "Tekrar geleceğim." 'di.
Daha sonra apartmandan çıktı ve gitti.
D: Senden hoşlandığını söylemiştim.
E: Ah, ne yapacağım ben?
D: Kafanı dağıtmamı ister misin?
E: Evet, kül olsam hoş olur.Onunla konuşurken gözlerine değil göğüsüne bakıyordum. Boyu uzundu.
D:Ölümün böyle olmayacak.
E: Sahiden kitapta nasıl ölüyorum?
D: Uh..
E: Dabi?Sanki cevap vermek için direniyordu.
D: Bunun bir önemi yok, herkes ölecek.
E: Kitap hakkında daha fazla konuşmak istiyorum.
D: Bunu kahvaltı da yapabiliriz.Benimle flört eder gibi söylemişti bunu.
E: Dabi, benden hoşlanıyor musun?
D: Ne? Hayır.
E: Peki, kahvaltı için bir şeyler almam gerek.
D: Bu kadar çabuk mu bitireceksin bu soruyu.
E: Devam etmek mi istiyorsun?
D: Hayır. Dışarıya ben çıkarım. Sen evde kal ve battaniyene sarıl.Kapıdan çekildim, çıktı. Dabi'nin burada olma nedeni kafamı karıştırıyordu ama daha fazla düşünmek istemiyordum. 15 dakika sonra elinde sıcak çörekler ile geldi. Deri ceketine ve saçlarına kar yağmıştı.
E: Gel, üşümüşsündür.
D: Ben mi?Saçlarındaki karı silkelemeye çalışıyordum.
D: Tamam Emily, ben hallederim.
E: Pekala.Mutfağa gittim, ikimize de kahve koydum ve tabağa çörekleri yerleştirdim. İçeriye götürdüm. Orta sehpaya.
D: Ben aç değilim.
E: Nasıl oluyor o?
D: Yemek yediğim nadir görülür, bunu bilmen gerekir.
E: Biliyorum. Sigara karın doyurmaz ama Dabi.Oturdum, o da oturdu. Kahvesini ona uzattım.
D: İlaçlarını-
E: İçtim, bu kadar... ailem gibi davranmana gerek yok.
D: Sadece sana değer veriyorum.
E: Biliyorum. Bunu senden duymak garip.
D: Öyle.
E: Akşam gidecektin değil mi?
D: Evet. Bu kadar rahatsız ettiğimi bilmiyordum.
E: Etmiyorsun, gerçekten etmiyorsun.
D: Emin misin?
E: Dabi, olman beni güvende hissettiriyor.Gözlerime baktı. Bende ona bakıyordum, onun içimi ısıtan gözlerine.
D: Çok kahve sevmem aslında.
E: Öyle mi? Daha çok viski mi?
D: Evet ama daha çok seni düşünürken viski içiyordum.
E: Tadı nasıl?
D: Güzel, sanırım.Kafamı aşağıya eğdim, kahve bardağımı sıkıyordum. Belirsiz bir nedenden streslenmiştim. Bunun farkına anında varıyordu.
D: Kar oynamayı sever misin?
Bunun cevabını zaten biliyordu.
E: Hayır, sadece görüntüsü hoşuma gidiyor. Sen?
D: Yani, zevk aldığım bir şey sayılmaz.
E: Anladım.
Kahvemden bir yudum daha aldım. Yanımdayken ısısını hissediyordum. Dibimde değildi ama olmasını istiyordum. Kahve bardağını bıraktım ve onun yanına yaklaştım, dibine.
E: Yaslanabilir miyim?
D: Yaslanabilirsin.Kolumu omzuma koymak için kaldırdı. Başımı göğüsüne yasladım, sıcacıktı. Elini saçlarıma koydu ve yavaşça sevdi.
D: Yumuşakmış.
Gülümsedim, bu biraz sesli bir gülümsemeydi. Beni duymuştu. Gözlerimi kapattım.