'iki yıl,' dedi poyraz hafifi yüksek sesle. Kendini tutuyor gibiydi 'koskoca iki yıl. Dile kolay abi sadece' sustu ama haykırmak istiyor gibiydi.
Tuvalete gitmek için çıkmıştım sınıftan ama poyraz ve Mustafa'yı görmüştüm merdivenlerde. Ve poyraz, kötü görünüyordu. Yüzü çökmüştü. Gözleri kızarmıştı. Onu, o şekilde görünce ikisini takip etmiştim. Şimdi ikisi duvara sırtlarını yaslamış, okulun arkasında oturuyorlardı. Ben ise köşede duruyordum. Beni göremezlerdi ama ben onları duyuyordum.
'mesajı atmasaydı' diye titrek bir nefesle devam etti poyraz. 'itiraf edecektim'
Gözlerimi hızla kapatıp yere çöktüm. Elimle ağzımı kapatmıştım. Çünkü poyrazın ağzından bir hıçkırık kaçmıştı. Ağlıyor muydu? Kalbim acıyordu. Bahsettiği mesajı ben atmıştım.
'benimle mesajlaşmak bile istemedi' dedi kırık sesiyle.
Görecekmiş gibi onaylamazca iki yana salladım başımı. O mesajı artık yüz yüze konuşmak istediğim için atmıştım ancak sanırım, yanlış anlamıştı.
'görüyor sandım, artık beni görüyor sandım' durdu kısık bir gülüş duydum 'öyle, güzel bakıyordu gözlerime'
'tamam kardeşim' dediğini duydum Mustafa'nın sakinleştirmek ister gibi.
'Mustafa' dedi poyraz 'iki yıl. Göz göze geliriz diye bekledim. Kalbim acıyor. Bir kez olsun kaldırıp başını bakmadı be!'
Duyduklarımla göğsüm sıkışırken titrek bir nefes aldım. Gözlerim dolmuştu.
'o gün, yemekhanede, ilk defa baktı bana.' Alayla güldü 'bir kere baktı, döndü yemeğini yedi. Bir de kalkarken baktı sadece. Zeynep sordu adımı. Onun ilgisini bile çekmedim.'
Duyduklarımla, fark ettiklerimle daha da nefes alamıyordum sanki.
'kütüphanede karşılaştığımızda' derince oflayıp devam etti 'tanımadı, zor hatırladı. Biraz olsun, biraz olsun ilgilenmedi benimle. Oysa onun yanına koşarak gidiyordu, ondan başkasına bakmıyordu' sonlara doğru sinirlenmişti.
'poyraz' dedi Mustafa yapma der gibi 'kız, bir şey yok dedi ya aralarında'
Oğuzdan bahsettiklerini anlamıştım. Yanına gitmek istedim. Ayağa kalktım. Kısa sessizlikten sonra devam etti, durdum.
'çok yoruldum Mustafa' dedi, sesi de yorgunluk doluydu 'görememesinden, bilememesinden. Ben çok yoruldum'
Vaz mı geçiyordu?
'bitti mi?' diye sordu Mustafa aklımı okumuş gibi. 'unutacak mısın?'
Güldü. Gülüşü nasıl unutayım diyordu sanki 'nasıl? İki yılda bitmemiş, şimdi mi bitecek?'
'ne yapacaksın o zaman?'
Cevabını kalbim kulaklarımda atarken bekledim.
'eskiden olduğu gibi devam edeceğim' dedi poyraz. Burnunu çekmişti. 'yollarını bekleyeceğim, uzaktan bakacağım. Hep olduğu gibi.' Bekledi 'belki de benim yerim hep uzaktır. Belki de fazlasını istemeye hakkım yoktur'
İkisi de sustu. Belki devam eder diye bekledim ancak öylece sustular. Yavaşça arkamı dönüp okula doğru ilerledim. Boğazım düğümlenmişti. Duvardan destek alarak merdivenleri çıkıp okula girdim. Tuvalete doğru ilerledim.
Yüzüme çarpan soğuk su, az da olsa rahatlamamı sağlarken aynadaki yansımama baktım. Gözlerim kızarmıştı.
Poyraz, yorulmuştu, çok yorulmuştu. Buna rağmen bekliyordu. Onu görmemi.
Şimdi ondan başkasını görmüyordum ancak o bunu bilmiyordu.
Kararlılıkla aynadaki yansımamın gözlerinin içine baktım. O yorulduysa dinlenebilirdi. Şimdi benim yorulma sıramdı. Halamın da söylediği gibi cesaretli olacaktım. İlk adımı atacaktım.
---
'poyraz!' dedim duvarın üstüne oturmuş poyraza doğru arkasından seslenerek. Okulun bahçe kapısında olan gözleri arkasına, bana kaydı. Gözleri şaşkınlıkla açıldı. Yukarı çıkmak için duvar kenarına çekilmiş banka çıkıp ellerimi ona doğru uzattım. Şaşkınlığı devam ederken uzattığım elime baktı.
Elimi tutmadığında dikkatini çekmek için salladım. 'tutsana, yanına geleceğim'
Gözlerini kırpıştırıp elime uzandı. Beni kendisine doğru çekerken düşmemeye dikkat ederek duvarın üstüne çıktım. 'vay!' dedim yukardan bakarken. 'beklemek için güzel bir yermiş'
Eteğime dikkat ederek yanına oturdum.
'ne yapıyorsun?' dedi merakla. Neden yanında olduğumu sorguluyordu ya da belki de burada değil de aşağıda olmamı, ona hiç bakmadan eve doğru yürümemi bekliyordu.
'sen ne yapıyorsun?' dedim omzumu silkip 'birini mi bekliyorsun?'
Solgun yüzü aydınlanır gibi oldu. Burada olduğumu kabulleniyor gibiydi.
'evet,' dedi gözlerini kaçırıp 'birini bekliyorum'
'kimi?' diye merakla sordum.
'sevdiğim birini'
Kalbim atmayı bıraktı. Heyecanla baktım yüzüne. 'kimi?' diye ısrar ettim 'adı ne? Kız mı erkek mi?'
Art arda sıraladığım sorularım yeniden onu şaşırtmıştı. Gözlerim otobüs durağının oradan bize bakan Zeynep'e kaydı. Gülümseyerek ellerini salladı. Gözlerindeki bakışı biliyordum. Yanımda olduğunu söylüyordu.
Poyraz hala daha cevap vermediğinde beklentiyle ona döndüm. Beni izliyordu. Hala daha neden burada olduğumu sorguluyordu sanki?
'söylemek istemiyor musun?' dedim üstüne giderek 'tamam' omzumu silktim 'ben de seninle bekleyeceğim' gülümsedim 'gelince görürüm zaten kim olduğunu'
Gözleri gülüşüme kayarken kalp atışlarım hızlandı. Duyuyor muydu? Onun da yüzünde bir gülümseme oluşmuştu.
'neden?' diye sordu gözlerini benden çekerek.
'sen sevdiğin birini bekliyorsun' dedim çenesini tutup yüzünü bana çevirirken. Kalbim deli gibi atıyordu. Yaptığım hareket onu oldukça şaşırtmıştı. 'ben de sevdiğimle bekliyorum'
Yanaklarım yanıyordu. Poyraz, kocaman olmuş gözleriyle gözlerime bakıyordu. Elimi yavaşça çenesinden çekerken poyraz uzanıp tuttu.
'n-ne?'
Sesi titremişti. Gözlerimi kaçırmak istedim. Ama yapmadım. Onun yerine gözlerimdeki parıltıyla bakmaya devam ettim.
Tuttuğu elime, sonra yüzüme baktı. Gözleri dolmuştu. Hayır, kalbim sıkışmıştı. Hızla uzanıp beni göğsüne doğru çekti. Başını saçlarımın arasına, boynuma gömmüştü. Dolu gözlerimle gülümseyerek kollarımı etrafına sardım. Bir süre sarılı kaldık. Bedeni hafifçe titrerken derin bir nefes alıp yavaşça ayrıldım ondan.
Yüzü ıslanmıştı. Kızarık olan gözleri iyice kırmızıydı artık. Elimle yüzündeki yaşları sildim.
'mesajlaşmak yeter' dedim gülerek 'artık yüz yüze konuşalım'
Yine şaşkınlıkla gözleri aralanırken, dudaklarında oluşan gülümsemeyle rahatladım. Artık beklemesine gerek yoktu. Gelmiştim. Görüyor ve biliyordum. Tekrar başımı kendine doğru çekti ve derin bir nefes alıp saçlarımdan öptü. Bu daha da utanmamı sağlarken geri gözlerine bakamamıştım.
Cesur olacağım demiştim ama bu da kalbime zarardı!
'senin sevdiğin' diye mırıldandı saçımdan bir tutamı alıp elinde tutarken. Gülümsemesi genişlemişti. Çok güzel gülüyordu. 'ben miyim?'
Gözlerime beklentiyle bakarken gözlerimi kaçırdım. Cesur olmak da bir yere kadardı canım!
Benim yaptığım gibi çenemi tutup ona bakmama sebep olurken utançla gülümsedim. Poyraz, yüz ifademden cevabını almış olmalı ki yüzünü yaklaştırıp alnıma ufak bir öpücük bıraktı. Gözlerim şaşkınlıkla büyürken hızla yumdum.
Onun sesli kahkahasıyla kalbim daha da çarparken o da çenemi bırakıp beni göğsüne yaslamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Adım
ChickLitÇoğumuzun lisede hoşlandığı, söylemek istediği ama söyleyemediği o oğlana/kıza. 💙 B: Nostaljik şarkıları ben de severim. B: Şey var bir de biliyor musun? B: Gençlik başımda duman B: İlk aşkım ilk heyecan B: Kovaladıkça kaçan B: Ateş böceğim misin? ...