seoul'deki şehir yaşamım bana 23 yıldan sonra oldukça daraltıcı gelmeye başlamıştı. her bir sokak, her bir köşe sanki üstüme üstüme geliyor en ufak bir açığımın peşine düşüyor gibiydi.
diğer evlere kıyasla güzel ve lüks denebilecek bir daireye sahiptim. güzel bir manzarası, geniş odaları vardı fakat evin her odası bana ayrı kabuslar yaşatıyor, ayrı katlanılmaz hatıraları zihnimde canlandırıyordu.
evden ve şehirden ayrılmaya karar verdiğim vakit herkes bana "kafayı mı yedin, ne zorun var?" diyen gözlerle bakıyordu ancak sıkıntı değil, dışarıdan hayatımın ne kadar sorunsuz göründüğünün ben de farkındaydım.
şimdi ise valizimi topluyor haritadan nereye gitmek istediğimi seçmeye çalışıyordum, kafamda en ufak bir plan yoktu. olmasını istediğim gibi..