Uyuma Numarası

79 9 2
                                    

"Aşk gözünüzü kör etmiş be abi..."










Otobüse binmiştik. Kızın yanında boş bir  yer vardı ben oraya oturmuştum. Gökay ise yanıma geçip ayakta otobüsün demirine tutunuyordu. Otobüs nedense kalabalıktı. Aradan dakikalar sonra kafamı yukarıya kaldırmıştım. Gökay'a sesleniyordum.

-Gökay. Gökay.

Gökay kafasını aşağıya eğmişti. Yani bana bakıyordu.

-Oturucakmısın?

Gökay;
-Gerek yok. Böyle iyi.

Yüzümü daha sonra önüme dönmüştüm. Camdan dışarıyı izlerken otobüs ani fren yapmasıyla başım otobüsün demirine çarpacakken Gökay elini başıma koymuştu.
Başım çarpmamıştı. Yanımızdaki kadın ise bize gülümseyerek bakıyordu. Gökay hemen başımı geriye doğru ittirmişti. Elimle
başımı tutuyordum.

-Teşekkür ederim.

Gökay;
-Sonra ödersin.

Diyip ciddi bir şekilde duruyordu.
Otobüsün durmasıyla durakta inmiştik. Afet ile Burak otobüsten indikleri zaman Gökay'ı gördüklerinde şok olmuşlardı.

Burak;
-Kardeşim. Sen buradamıydın?

Afet;
-Aa Gökay sen hangi ara geldin?

Gökay;
-Aşk gözünüzü kör etmiş...

Hepimiz gülmüştük. Gökay o kadar ciddi bir şekilde söylemişti ki bende kendimi tutamayıp gülmüştüm. Okulun kapısından içeri girmiştik. Burakla Afet kantine gideceklerini söylemişlerdi. Gökayla biz tek kalmıştık. Bende dalgın bir şekilde merdivenden çıkmak yerine alt sınıfların koridoruna doğru gidiyordum. Gökay beni saşkınlıkla izliyordu. Ne yapacağımı izliyor gibiydi. Daha sonra arkamdan bana doğru seslenmişti.

Gökay;
-Nereye gidiyorsun?

Cevap vermemiştim.

Gökay;
-Sana diyorum. Nereye gidiyorsun?

Son dakika duyup arkamı dönmüştüm. Birde baktımki alt sınıfların koridorunda nöbetçi öğretmen gibi duruyordum. Hızlı adımlarla merdivenlere çıkmıştım. Aklımda hala dün akşam Gökay'ı uyurken izlediğimi Gökay'ın görmesini düşünüyordum. Utanmıştım. Yüzüne bile bakamıyordum. Neden bir anda utanma hissi gelmiyor bilmiyorum ama yinede utanmıştım.
Gökay koşarak merdivenlerden çıkarak yanıma gelmişti.

Gökay;
-Derin iyimisin?

-İyiyim iyiyim.

Gökay;
-Biraz dalgın gibisin.

-Yok hayır.

Gökay "Peki" bakışı atarak sınıfımıza geçmiştik. Ben sırama oturur oturmaz kafamı sıraya yaslamıştım. Dersin başlamasına 30 dakika vardı. Neredeyse yarım saat. Neden erken geldik bilmiyorum.
Sınıfta kimse yoktu. Işıklar kapalıydı. Sınıfın kapısı ise kapalıydı. Sabah havanın karanlığı ile sınıfı karartıyordu.
Gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu ama hala uyanıktım. Gökay Tahtadaki yazıları silerken yanıma gelmişti. Uyuduğumu görmüştü. Yanıma oturup bana dönük bir şekilde kafasını benim gibi sıraya yaslamıştı. Önüme saçım gelmişti. Gökay elini uzatıcakken birden durmuştu. Daha sonra elini geri çekmişti. Uyanık olduğumu bilmiyordu. Uyusam Gökay'ın bana dönük bir şekilde sıraya kafasını koymasını göremeyecektim.

Gökay;
-Uyuma numarası yapma.

Ne? Nereden anladı? Hala gözlerim kapalı bir şekilde Gökay'ı dinliyordum.

Gökay;
-Hala uyuma numarası yapıyorsun. Aklınca beni dinliyorsun.

Birden gözlerimi açıp Gökay'a dik dik bakıyordum.

Müdür Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin