Hikayenin tamamını sildim ve baştan yazıyorum. Vote ve yorumlarla birlikte okuyucularımın da bir kısmı gitti sanırım. Bu beni üzüyor, neyse iyi okumalar.
***
Ciğerlerime dolan keskin ve sert koku, uykulu gözlerimi yavaşça açmama sebep oldu. Ekşi sayılabilecek bir kokuydu ve bana alkolü hatırlatıyordu. Fark ettiğim ilk şey yanağıma, burnuma ve dudaklarıma batan sivri bir şey oldu. Uykudan yeni uyanmış halimle ve zaten rüyamda bile uyuduğumu görüyordum moduyla ne olduğunu umursamayıp yastığa biraz daha gömüldüm.
Ancak gözlerimin kocaman açılması ve yanımda uyuyan Ilaçın'ı görmesi saniyelik bir olaydı.
Namus gitti, galiba.
Ilaçın yatağa yüz üstü uzanmıştı ve kafası hafifçe bana doğru dönüktü. Bense sağa doğru yan yatmıştım ve yüzüm onun yeni çıkmaya başlayan sakallarına gömülmüştü. Bu pozisyona nasıl gelmiştik?!
"Aptal kuş!" diye bağırdım, kendimi hızla yataktan dışarı atarken. Aralanan kirpiklerinin arasından sarı gözleri beni bulduysa da tekrar kapandı ve uykuya daldı. Suratımın kıpkırmızı olduğundan emin bir halde yastığı kaptım ve tüm gücümle kafasına geçirdim. Resmen cırlayarak "Defol yatağımdan!" desem de, hatta sağır olma tehlikesi atlattığını bilsem de Ilaçın hiçbir tepki vermeden uyumaya devam etti. Kaşlarımı çatarak ona baktım, bu kutup ayısı uyanmayacaktı. Aslında ayı değil kuş, şahin.
Buldum penguen.
"Kalksana gerizekalı!" diye tıslarken aklıma çarşafı çekmek geldi. Elimdeki yastığı bırakıp üstünde ki yorganı çektim. O bunu da sallamazken, yine tişörtünün olmadığını fark etmiştim "Haneye tecavüz ettiğin yetmiyor, birde soyunuyorsun!"
Gözleri açılmasada açılan kalın dudaklarının arasından mırıldandı "Dua et, haneye tecavüz ediyorum..."
Ilaçın'ın yüzsüzlüğüne karşılık, benim yüzüm iyice kızarırken onu itip yataktan düşürmeyi denedim, fakat bay penguen o kadar ağırdı ki yerinden kıpırdatamadım bile. Sonra banyoya koşup avuçlarıma soğuk su doldurdum ve onun zaten çıplak olan sırtına boşlattım. Tahminimce penguenler kutuplarda yaşadığı için soğuğa başıklığı vardı. Çünkü beni yine hiç sallamadı. Sinirden olduğum yerde zıplayarak başımı ellerimin arasıma aldım. "Salak penguen." diye fısıldadım, yatağın kenarına çökerken.
Ben Ardınç'ı seviyordum, dahası ilk defa bir erkekle birlikte uyuyordum ve bunun sadece bir hafta önce tanıştığım sokak serserinin teki olması ağırdı. Üstelik bu, onunla ikinci uyuyuşumuzdu (!) O takmıyor olabiliyordu. Ama bunun benim için bir anlamı vardı ve kesinlikle mahvediyordu. Ben bu kadar basit değildim. Yatakta hareketsiz bir şekilde yatmaya devam edem Ilaçın'a yan gözle baktım ve anında gözlerim doldu. Ne zaman bir şeye kızsam veya sinirlensem anında ağlamaya başlardım. Elimde değildi ve kendimde bu huyumdan nefret edip, beni güçsüz gösterdiğini düşünürdüm.
Ellerimle yüzümü kapatıp, iç çekişlerimi saklamaya çalışarak ağlamaya başladım. Ilaçın'ın ne yaparsam yapayım uyanmayacağını sanmıştım. Ancak kalkıp yatağa oturduğunu ve beni izlediğini anlamak için dönüp ona bakmama gerek yoktu.
"Hey..." diye mırıldandı, elini uzatıp omzuma dokunurken. Ama ani bir hareketle kendimi çekince, o da geriledi. "Özür dilerim. Ağlama." Ne diyeceğini bilemiyor gibiydi. "Affet içmiştim." Bunu zaten alkol kokusundan anlamıştım.
Bizi böyle gören biri, içip yanlışlıkla yattığımızı ve pişman olduğumuzu sanabilirdi. Sadece beraber uyumuştuk; ama böyle düşününce içimden gülmek ve halime şükretmek geliyordu. Yine de tek yaptığım sessizce ağlamaya devam etmek oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAZULET
Teen Fiction"Kazulet gibisin..." (Kurgu ve haklar tamamen bana ait olup, herhangi bir bölümü veya tamamını kopyalayan, yayınlayan ya da farklı biçimde tekrar kullanan olursa hakkında yasal işlem başlatılacaktır.)