40

24.5K 1.2K 322
                                    

Keyifli Okumalar🍃

Medya~ Ali
———

"Ne işin var burda senin Ali?!" Diyerek söylenirken odamın içinde stresle dönüp durdum. Aşağıda salonun kapısında öyle boş boş durunca annem beni kenara çekmişti. Ali'nin bana ulaşamayınca kendisini aradığını söylemişti. Annemde beni merak etmemesini ve laf arasında ailecek yemeğe davet ettiğini söylemişti. Banada alışverişten gelince sevineyim diye söylememiş ve sürpriz yapmak istediğini söylemişti.

Ne sürprizdi ama?!

Benim yukarı çıkmamla annem konuşmamız için gizliden Ali'yde arkamdan yollamıştı. Sinirle bakışlarımı Ali'ye çevirdim. Benim tedirginliğimin aksine gayet rahattı.

"Nasıl ne işim var Asmin? Sen evine gelen her misafire böyle mi davranıyorsun?" Diye alayla konuştu.

"Dalga mı geçiyorsun benimle Ali? Niye bu kadar rahatsın?" Diye sinirle soludum. Rahatlığı canımı sıkıyordu. Daha önce bu kadar rahat davrandığını görmemiştim. Omuzlarını silkip ciddiyetle oturduğu yatağımdan ayağa kalkarak karşıma geldi.

Ani bir hareketle beni kendine çekerken başını boynuma gömdü. Bu hareketi derin bir nefes aldırırken ellerimi göğsüne koydum.

"Özledim." Fısıltılı sesiyle boynumda mırıldanırken, göğsündeki ellerimle güçsüzce itelemeye çalıştım. İzin vermeyip daha çok kendine çekti.

"Hiçbir şey olmamış, gibi davranıyorsun."Diye söylendim. Ailelerimiz aşağıdayken bu durumda olmamız ne kadar doğruydu bilmiyorum.

"Öyle davranmıyorum." Sessizce mırıldandı. Sıcak dudaklarını boynuma bastırdı. Gözlerim istemsizce kapanırken, kafamı geri çekmeye çalıştım. Hareketleriyle mantıklı düşünemiyorum.

"Bırak." Diyerek karşı çıkarken, peş peşe öpmeye başladı. Hareketleri o kadar yavaştı ki sıkı sıkıya tutmasa bayılabilirdim.

"İstemiyorum!" Diye son sesimle güçsüzce konuştum. Dudaklarının dokunuşları dururken başını geri çekti. Tuttuğum nefesimi verdim sakince. Sıkı sıkıya sardığı kolları iki yanımdanda yavaşça düştü.

"Tuğçe'yle yediğim yemek iş gereği bir yemekti Asmin. Sırf onunla yalnız yemek yemek istemediğimden dolayı ablamlarıda yanıma çağırdım. Öyle bir anda tuttu elimi, hemen geri çektim. Hareketinden dolayı rahatsız olduğumu da belirttim zaten orada ona." Diye kendini açıklarken sertçe yutkundum.

"Sen ara verelim deyince, üzerine daha fazla gitmek istemedim o gün. Verdiğin o ara içersinde iyice düşün istedim sadece. Yemeğe seninle gitmek istedim ama o gün öyle sen konuşunca gurur yaptım Asmin. Söyleyemedim sana birşey. İlk kez bir adım sen at istedim bana." Diye devam etti.

Dediğim şeylerden pişmandım, değildim desem yalan olurdu. Hele o Tuğçe'yi o masada görünce gözümün döndüğünü hissetmiştim.

"O gün ara vermemin tek amacı sevgimi durmadan sorgulamandı Ali. Bu bir kere değil bu aralar hep yaptığın bir şey." Diye kendimi sakince ifade ederek kafasını sağa sola salladı.

"Sevgini hiçbir zaman sorgulamadım ben senin. Korkuyorum sadece düşüncelerinin birgün değişeceğinden Asmin. Birgün benden gideceksin diye köpek gibi korkuyorum.          Şu sıralar bu düşünce bir türlü aklımdan çıkmıyor. Sana böyle yansıttığım için özür dilerim." Diyerek avuçlarını yanaklarıma yasladı. Konuşmasıyla gözlerim sulanırken kendime nalet ettim. Bu dönemlerimde bu kadar duygusallığım iyi değildi.

"Asıl ben özür dilerim, sana o güveni veremediğim için." Diyerek ağlamaya başladığımda, şaşkınca bana bakarak kafasını sağa sola salladı.

Bunları da beğenebilirsiniz

          

"Hayır öyle düşünme yavrum. Benim aptallığım o. Böyle düşünmemem gerekirdi." Diyerek telaşla konuşunca kollarımı beline sardım. Gözyaşlarımı göğsüne dökerken saçlarımı koca elleriyle okşadı. Başımın tepesine bir öpücük bıraktı.

"Senden ayrı kalmak istemiyorum daha." Diye konuştum boğuk sesimle.

"Kalmayacağız, kalmayalım." Diyerek beni onaylarken başımı salladım. Kafamı göğsünden kadırıp Ali'ye baktım. Tebessümle gülerken nemli dudaklarımla gülüşünden öptüm.

Gözleri öpüşümle yavaşça kapanırken, karşılık vermeye başladı. Koca elleri belimi sarmalarken beni kendine bastırdı. Hissettiğim bu duyguyla gözlerimi sıkıca kapadım. Nefeslerimiz tükenirken, kapının sertçe çalınmasıyla hızla geri çekildim. Elimi korkuyla kalbimin üzerine koydum.

"Aç şu kapıyı Asmin!" Abimin sert sesiyle elim ayağım birbirine dolaşmıştı. Abim hangi ara gelmişti Beril ablanın yanından?!

Kapıya doğru giderken, Ali bir küfür savurdu dudaklarından. Kapıyı açtığım gibi abim odaya girerken arkasından sertçe kapıyı kapadı.

"Ne işin var oğlum senin burada?!" Diye Ali'nin yüzüne doğru sinirle tıslarken, aşağıdakilerin duymamasına özen gösteriyor gibiydi.

"Ailecek tanışmaya geldik. Artık kabul etsen iyi olur." Diyerek konuştu. Abim sinirle ellerini saçlarından geçirdi.

"Etmiyorum kabul falan! Al aileni ve çık evimden!" Abimin sesiyle yukarı toplanmalarından korkup yanına gittim.

"Abi yeter." Cılız sesimle konuşurken, balkışları bana değdi. Kaşlarını çatıp yüzümü avuçladı.

"Bu yüzünün hali ne senin?! Ben sana bir daha ağlamayacaksın demedim mi Asmin!" Diyerek bağırdığında, Ali araya girdi.

"Bağırma kıza!" Diye söylenirken alayla gülüp Ali'nin üzerine yürüdü.

"Kardeşimi bu hale getiren seninsin lan. Sen yokken bir kere bile göz yaşı dökmedi bu kız! Şimdi hergün ağlar oldu oğlum! Sen bunu bu şekilde mi mutlu edeceksin?! Sana nasıl kardeşimi emanet edeyim Ali?!" Diye bağırdı acımasızca. Ali sinirle yumruklarını sıkarken, gözlerini sakin kalmak adına kapadı bir kaç saniye. Abimin dediklerine sırf benim hatırım için katlandığı belliydi. Olay çıkıp aramızın bozulmasından korkuyordu tekrardan . Her halinden belliydi.

"Ali bizi bir yalnız bırakır mısın?" Diyerek konuştum. Ali itiraz etmeyip, sertçe kapıyı açarak çıktı.

"Ailenide al git!" Diyerek arkasından söylendi abim.

"Abi sus Allah aşkına. Hem ben seviyorum Ali'yi." Diyerek araya girdim. Abim sertçe bana döndü.

"Sen ne dediğinin farkında mısın Asmin?" Abim nefretle konuşurken, kafamı salladım.

"Farkındayım abi." Diyerek konuştum.

"Sen aptalsın, aptal!" Diyerek iğrenircesine yüzüme bakıp kafasını sağa sola salladı.

"Anıl?" Diyerek kapıdan içeri giren paldır küldür annemle bakışlarımız oraya döndü.

"Sen karışma oğlum." Diyerek tavrını net bir şekilde koyarken, abim etrafında sinirle döndü.

"Kafayı yiyeceğim ben ya!" Diyerek sinirle söylendi. Nasıl karışmayayım anne?! Kardeş benim kardeşim." Diyerek devam etti.

"Huzursuzluk çıkarma Anıl." Abim sinirle güldü.

"Peki anne, öyle olsun." Diyerek ellerini teslim edercesine havaya kaldırdı. Sonra bakışlarını bana çevirdi. "Bir gün seni üzdüğü zaman göreceğim ben o zaman seni. Ben daha ellerimi çektim Asmin senden, ben diyeceğimi dedim sen kafanın dikine böyle gitmeye devam et kardeşim!" Diyerek odadan çıktı. Sonradan dış kapının kapanma sesi geldi. Annem sabırlar çekerek yanıma geldi. Abimle bu gece konuşup bu aramızdaki sıkıntıyı çözecektim.

GÜLÜMSE; POLİS | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin