1 ay sonra
-Byun Baekhyun-
Günler birbirini kovalarken zaman çok çabuk geçiyordu. Hamile olduğumu öğrendiğim gün, hatta Chanyeol'le ilk tanıştığım gün sanki dün yaşanmış gibiydi. Aynada her gün karnımın büyüdüğünü görmeyi beklerken şimdi görmemem elde değildi. Adeta bir pilates topu gibi önümde duruyordu çünkü. Ve yine ben aynanın karşısındaydım. Üzerimdeki tişörtü toplayarak karnıma baktım bir süre. Tenimin üzerindeki çatlaklara kısa bir süre sonra kocaman bir yara izi de eklenecekti. Bebeğimin doğumu gittikçe yaklaşıyordu, sancılarımın sıklığı tatilden döndüğümüzden beri artmıştı. Doktor Jimin de bebeğin çok hareketli olmasının sebebinin bu olduğunu söylemişti.
"Baek markete gidiyorum ben," diye bağırdı Luhan alt kattan.
"Tamam." Chanyeol yoktu birkaç gündür. İş için şehir dışına çıkması gerekmişti ve yanında beni de götürmek istemişti, ama o kadar yolu tekrar çekemezdim. O da çözümü Luhan ve Kyungsoo'yu evine çağırmakta bulmuştu. Bir gün biri benimle kalıyor, diğeri holdinge gidiyordu. Bugün de Luhan benimleydi. Kyungsoo ise erkenden kalkıp holdinge gitmişti. Aslında ikisinin de işleri vardı, ama yine de benimle kalmayı kabul etmişlerdi.
Tatilde oynadığımız oyundan sonra Kyungsoo'nun olay çıkaracağını düşünsem de böyle bir şey olmamıştı. Sonrasında konuştuğumuzda da Jongin'in, Kyungsoo'ya ilanı aşk ettiğini öğrenmiştik. Birbirimize hayatımızdaki değişiklikleri anlatmaya bile vakit bulamıyorduk. Bu durum gerçekten üzücüydü. Düzeleceğimizi düşünüyordum, ama ne zaman?
Aynanın karşısında daldığım düşünceleri bozan şey kapının çalması olmuştu. Muhtemelen Luhan bir şeyi unutmuştu. Aşağı inmeye çalışırken birkaç kere daha çalmıştı kapı. Hızlı inemeyeceğimi bilmiyor muydu bu çocuk?
"Geldim ya geldim!" En sonunda çareyi merdivenlerden bağırmakta bulmuştum. Bir sorun olma ihtimali de vardı tabii. Yoksa bu kadar ısrarcı olmazdı. Kim olduğunu tahmin ettiğim için hızla açtım kapıyı bir şey olmasından korkarak. Karşımda gördüğüm kişi ise tamamen farklı biriydi, asla beklemediğim biri, tahmin dahi edemeyeceğim biri.
"Min-Joon!"
"Seninle konuşmak istiyorum."
"Seninle konuşacak hiçbir şeyim yok benim." Kapıyı tam suratına kapatacakken engellemişti beni. Tek bir elini kullanarak kapatmaya çalıştığım kapıyı geri açtı.
"Kötü bir şey yapmayacağım. Sadece özür dileyeceğim ve hayatından tamamen çıkacağım."
"İstemiyorum Min-Joon! Artık seni görmek dahi istemiyorum." Aylar öncesinde gönderdiği hediyenin içinden çıkan notta yazan şeyler gelmişti aklıma. Bebeğime herhangi bir zarar verebilirdi.
"Lütfen Baekhyun... Lütfen izin ver." Ne yapacağımı bilemezken karnımda hissettiğim baskıyla kaşlarımı çattım. Hayır, hayır! Şimdi olmaz. Bu seferki daha farklıydı diğerlerinden. Sadece bir sancı değildi. Çok daha farklıydı. "Baekhyun bak, gerçekten çok özür dilerim. Artık seni rahat bırakacağım. Sadece son defa seni görmek istedim–" Elim karnıma giderken dediklerini dinleyemiyordum. "Sen iyi misin?"
"Min-Joon!" Dizlerimdeki güç tamamen çekilirken beni düşmeden hemen önce yakalamıştı. Acıdan dolayı gözlerim dolarken hissettiğim baskı başka şeyleri getiriyordu aklıma. Normal bir sancı olmadığını çok iyi biliyordum, ama o zaman neydi bu?
"Baek– Baekhyun ne oluyor?" Hiçbir şeyden haberi olmayan Min-Joon gerçekten endişelenmişti. Hiç sancı çekerken görmemişti beni. Belki sancı çektiğimden bile haberi yoktu. "Hastaneye gitmem lazım." Uzaklarda bir yerden bulduğum sesimi kullanmayı sonunda akıl edebilmiştim. Onu yönlendirmezsem ne yapacağını bilemezdi. Kollarımı tutan ellerinden biri sırtıma biri bacaklarıma gitti ve beni tek hamlede kucağına aldı. Şu anki çaresizliğim Min-Joon'dan yardım isteyeceğim kadar büyüktü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
New Boss •ChanBaek•
FanfictionYeni patronun gelmesiyle Byun BaekHyun'un hayatı altüst olur... --- "Unutalım mı? Senin için sıradan bir şey olduğunun farkındayım ama benim için öyle değil. Sen unutmak istiyorsan unut." --- "Bu sizin için iyi bir haber mi yoksa kötü bir haber mi b...