Bölüm: 1

182 65 67
                                    

"Ne olursa olsun asla düşmanına arkanı dönme"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Ne olursa olsun asla düşmanına arkanı dönme"


Hani bir an olur, içiniz berbat bir hisle dolar ama ne olduğunu ve neden olduğunu anlayamazsınız, asla çözemezsiniz. O an sadece nereye gidiyorsanız gitmemek, ne yapıyorsanız yapmamak durmak istersiniz. Tüm hücreleriniz 'kötü bir şey olacak!' diye bağırır ama siz buna anlam veremezsiniz. Sonra bunu görmezden gelir, bu hissi bastırırsınız. Kalbinizin sıkıştığı o anlardan sonra bir şey olur. Mutlaka kötü bir şey olur, her zaman olur. Çünkü hisler yanılmaz.

Rüzgar tenime işlerken derin bir nefes aldım ve ellerimi birbirine sürtüp içimdeki kötü hissi yok saymaya çalışarak etrafta göz gezdirdim. Zifiri karanlık ormanda, araba farlarının aydınlattığı bölgede bekliyorduk sıcak nefesim dışarı buhar olarak çıkıyordu. Ellerime sıcak nefesimi üfkedikten sonra son bir kez birbirine sürttüm ve ellerimi siyah ceketinin içine yerleştirdim.

Liderimiz "Herşey hazır mı?" diye sorduğunda kafamı yukarı kaldırdım ve nefesimi sesli bir şekilde dışarı verdim.

Vuslat "Evet beklemedeyiz Aslı hanım" dediğinde;

Gözlerimi gökyüzünden ayırmadan "Saat tam 03:40'da burada olmaları gerekiyordu. Saat 04:02 yarım saattir bekliyoruz ve hala gelmediler şakamı bunlar ya?" diye söylendim ve başımı ekibime çevirerek hepsinin üstünde kısaca göz gezdirdim.

Vuslat liderimize bakarak "Acaba onlara tuzak kurduğumuzu anladılar mı efendim?" dedi. Aslında ben de içten içe bu ihtimali düşünüyordum.

Dün yemekte gayet iyi anlaşmıştık ve masada kimse renk vermemişti. İşimizde çok iyi olduğumuz için herkes rolünü çok güzel oynamıştı. Adamları kendimize inandırarak gerçekten onları onlardan uyuşturucu alacağımıza bu işi uzun yıllardır yaptığımıza, yıllardır bu işin içinde olduğumuza inandırmıştık. Yani en azından ben öyle düşünüyordum.

İçimde anlamlandıramadığım kötü bir his vardı. Sabahtan beri tedirgindim ama belli etmemeye çalışıyordum. Daha önce de uyuşturucu ticareti yapmıştık ama ilk seferimde bile bu kadar tedirgin olmamıştım.

Nefesimi sesli bir şekilde dışarı verdiğimde "Bu mümkün. Ama yinede adamların ajan olduğumuzu anladığını sanmıyorum. Bunun bir tuzak olduğunu anlayacak tiplere benzemiyorlar. Bize çok güveniyorlardı." dedim.

Bize gerçekten güvenmişe benziyorlardı. Aslında gerçekten ticaret yapacaktık. En azından bu seferliğine. Bu seferinde gerçekten onlardan uyuşturucu alacak, hiçbir sorun çıkartmayacaktık. İkinci seferinde şimdiki uyuşturucunun 2 katını isteyecektik. Onlar da ilk seferinde sorun çıkarmadığımız için getirecekti. İşte biz de o zaman asıl planımızı gerçekleştirecektik. Onları o kadar uyuşturucu ile suç üstü basıp tutuklayacaktık. Şimdiki planımız buydu.

Ekipten Taner abi ile göz göze geldiğimizde gözünün arkamda bir yere kaydığını fark ettim. Arkama baktığımda bir kamyonun bize doğru geldiğini gördüm.

Ehvenişer Where stories live. Discover now