8 : EVE DÖNÜŞ ✨

264 234 14
                                    














Benim baba ocağına varmam sadece iki günümü alacaktı.
Ucuz atlattığımız o ürkütücü kazadan dolayı limana bir gün kadar geç varacaktık çünkü mucize eseriyle karaya varmamızda ve gemideki hasarı onarmaya çalışırken bayağı uzun zaman kaybetmişiz.
...

Deniz yolculuğunda çok iyi dostluklar edindim en iyi güvendiğim kişi Sheila oldu yolculuk boyunca beni hiç yalnız bırakmadı hem hayatımı kurtardı hem de kalbimde derin bir yer edindi.

Eğer o gün beni farkedip çok su alan yerden tam da boğulacağım anda kurtarmasaydı şimdi hayatta değil denizin dibinde ölü olarak bulunurdum.

Yolculukta en kötü tarafıysa bazı nobran arkadaşlar da edindim.
İspanya'dan Londra'ya doğru bindiğim gemide çok kötü, nobran, antipatik ve müphela gemicilerle karşılaştım.
Hiç muhatap olmak istemediğim insanlarla muhatap oldum.

Her neyse bir süre sonra kaptanımız yanımıza gelip bütün gemicilere seslendi;

"Umarım yine fırtınalı yağmur çıkmaz da İspanya'ya sağsalim ulaşabilelim. Sabredip azimli olmaktan başka elimize hiçbir şey girmez."
deyip dümenin başına geçti.

Gerçekten de kaptanın dediği gibi oldu bugün hiçbir aksiliğe rastlamadık deniz durgun, ortalık sakin rastgele ilerliyoruz deniz durgun olsun olmasına da hava epey bir soğuktu. Ellerim ayaklarım tir tir titriyor durmadan öksürüyordum.
Eşyalarım hava soğuk olduğu için
ne yazık ki hâlen kurumamıştı.İki gün içinde kuruması bana göre imkansızdı zaten. Kaptanın bana verdiği yedek yastık ve yorganla bu gece de idare edicem. Kendi köşeme gidip yatağımı kurup güzel bir uyku çektim.

Bugüne kadar deniz yolculuğumda geçirdiğim en sessiz, en huzurlu gece olduğunu söyleyebilirim
Gemicilerin ne ayak sesi, ne de denizdeki dalgalar huzurumu bozmadı. Bu gemide onca insan olmasına rağmen ses seda çıkmıyordu.
Ama bindiğim önceki gemide yani İspanya'dan Londra'ya doğru kalkan gemide uyumama hiç imkan yoktu.
O gemide hiç rahat bir uyku çekmemiştim hep gürültü, patırtı ve kavga eden suratsız gemicilerin bulunduğu bir gemiydi her neyse o melunun gemiden kurtulduğum için artık bahsetmenin bir manası olmadığını düşündüm.
...

Nihayet uzun, huzurlu ve oldukça rahat geçirdiğim bir gecenin ardından sabah oluverdi.
Sabah yine olduğu gibi martıların cırtlak sesleriyle uyandım
Yiyecek bir şeyler yiyip daha sonra vaktimin çoğunu denizdeki masmavi manzarayı seyretmekle ve geminin etrafında dolanan sevimli hayvancağızları beslemekle geçirdim.

Yarın öğle vaktinde deniz maceramın sonuna varacaktım.

Bugün hepimizin gemideki son günü olduğu için kaptanımız bunun şerefine güzel bir ziyafet çekelim, yanında da buz gibi şerbet içiveririz dedi. Gemicilerin hepsi kaptanın bu hayırhahlılığına karşı şükranlarını sundu. Gemideki tüm elemanlar ve gemiciler balık tutmak için kollarını sıvadılar. Büyük ağları getirip denize atıp balıkların yakalanma anını beklediler. Yarım saat içinde ağın içi ful balıkla doldu.
Ben oltayla balık tutup kendimi daha fazla yormak istemedim. Oltayla sadece beş, altı balık yakalamak yerine elemanlara ağları taşımalarına yardım ettim. Onlara yardım etmemin karşılığını zaten alacağım boş yere himmet etmiyordum. Yakaladığımız bütün balıkları ne yapacağımızı şaşırdık. Ağı ful balıkla doldurduk anlaşılan bu yıl balıkların bereketini yaşayacaktık.
Limana varıp hepsini bir güzel satmayı planladık. Hem cebimiz kâr bulacaktı hem de karnımız epey bir doyacaktı.

Yolculuğa Adanmış Bir Ömür  (ALEX CASTRO)Where stories live. Discover now