Aşk ve Umut

266 23 6
                                    

Yaren'den
Şimdi Kızım Alya'nın elini tutmuş Şadoğlu konağına doğru yola koyulmuştuk. Kimsenin varlığımızdan haberi yoktu. Ve yine kimsenin benim cezaevinden çıktığımdan, bir kızım olduğundan haberi yoktu.

Yavaş ve sessiz adımlarla doğduğum o sokaklardan yürüyordum kızımla beraber. Anılarım tazelendi, yaşayamadığım çocukluğum geldi aklıma.
Aslında çocukluğumu yaşamıştımda, az gördüğüm sevgi diyeyim beni bu yaşıma kadar kıskanç, hırslı biri yapmıştı...
Halbuki Reyyan gibi bende çok sevilebilirdim, banada sürprizler yapılabilirdi...
Ama artık bunları hatırlamanın bir anlamı yoktu. Çünkü geçmiş çoktan geçmişte kalmıştı. Artık geleceğe bakmak mühim olanı.
Ve öylede yapacağım an itibariyle.

Geçmişi bir kenara bırakacağım, kızımla gerekirse Harun'a affettirirsem kendimi yeni bir sayfa açacağım hayatıma. Eğer ki Harun affetmezse beni dimdik durup kendi ayaklarım üstünde hayatıma devam edeceğim.
Ama umudum vardı. Yüreğimde biraz olsun umut vardı.
İçimdeki ses, kalbimin sesi Alya'nın bana Harun'u getireceğini söylüyordu. Zaten tek inancımda buydu.
Kızımdan başka kimse Harun'u bana geri getirmezdi bunu iyi biliyorum.

*

Düşünceler için yolda ilerleye ilerleye en son Şadoğlu konağına varmıştım. Hatta Alya yanımda düşmeseydi farketmeyecektim bile.

- Hiiii ! Alya! Kızım ! İyi misin ?

- Korkma anneciğim! Sen yanımdayken bana hiç bir şey olmaz!

- Çok mu cesur oldun sen ? Ne bu özgüven Alya hanım ?

- Bana sen öğrettin ya anne ? Sen yanımda değilken sensizliğe alışmayı, dimdik ayakta durmayı bana sen öğrettin anne. Aynısını babam içinde yapıyorum İşte. Bak güçlü olursan istediğin her şey olur dedin oldu İşte anne. Artık yanımdasın. Ve yine güçlü olacağım babamada kavuşacağım.

Daha 5 yaşındaydı, ama o kadar akıllıydı ki bu yaşında kurduğu cümleler o kadar olguncaydı ki...
Ona herşeyi ben öğretmiştim. Kendi annem babamdan öğrenemediğim her şeyi ona ben öğretmiştim.
Kızımda benim gibi olmasın diye sabrı, güçlü olmasını ben öğretmiştim.

Kızımın sözleri etkiledi işte şimdi beni. Gözlerimden istemsizce yaşlar aktı. Ardından boyuyla aynı olacak kadar yere diz çöküp, kızıma sımsıkı sarıldım.

- Aferin benim akıllı kızıma..

- Ağlama anne. Sen ağlayınca çok üzülüyorum.

- Yok. Ağlamıyorum bitanem. Sadece gözüme toz kaçtı.

Gülümsedim. Kızıma sarılmayı bırakıp saçlarından öptüm. Çöktüğüm yerden kalktım ve konağın kapısının tam karşısına geçtim. Artık zaman gelmişti.
Artık Alya'mı ailesiyle tanıştırma zamanım gelmişti.

- Geldik mi anne ?

- Geldik ya bitanem. İşte burası senin annenin doğup büyüdüğü o destansı Şadoğlu Konağı.

- Çok güzelmiş ! Hemde çok büyük !

- Peki hazır mısın küçük hanım bu büyük evinde büyük ailenle tanışmaya ?

- Evet evet ! Hazırım !

- O zaman tut elimi sımsıkı anneciğim!

- Tuttum anne!

Ve o an derin bir nefes alıp verdim. Bir süre daha Konağı süzdüm. Ardından yavaş adımlarla birlikte kapıyı açmaya hazırlandım. Elimi kapının tokmağına koyup tam açacağım anda tanıdık bir sesin bana seslenmesiyle durdum.

- Yaren !

Ardından başımı çevirip, gözlerimle bana seslenen o kişiye baktım. Büyük bir şok ve büyük bir şaşkınlık içindeydim...

YarHar: Fırtınalı AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin