15

49.1K 4.1K 6.3K
                                    

Selammm güzel bir bölümle geldim hoşunuza gideceğini umuyorum

Lütfen satır aralarını yorumlarınızla doldurun. sadece vote verip geçmeniz beni kırıyor açıkcası ve yazma isteğim gidiyor. yazdığınız en ufak tepki bile bana şevk veriyor ve moral oluyor. saatlerimi klavye başında harcarken okuyup geçmemenizi rica ediyorum ❤️

...

Saat yeni öğle vakitlerine geldiği sırada gecenin o buz gibi soğukluğu gitmiş ve yerine ılık hoş bir hava gelmişti. kuşlar neşeyle cıvıldarken ve kurbağalar kalın sesleriyle ortalığı doldururken tüm bu huzur verici ortamdan bir tek jungkook uzaktı.

Jungkook odasında sanki kendi evi değilmiş, bir başka yere misafir olarak gelmiş gibi bir köşeye sinmişken önünde tartışan arkadaşlarını izliyor, ve sinirlendiği hissediyordu. uzun boy aynasının önünde karşı karşıya gelen jimin ve momo ellerinde duran askılıkta ki elbiseyi birbirlerine gösteriyor, ikisi de kendi tuttuklarının daha güzel olduğunu savunuyordu.

Jimin elinde dar jean bir pantolon tutarken momo'nun elinde yarım kol tişört ve altına kombin olarak seçtiği ipli bir bluz vardı. ortam o kadar gerilmişti ki bu ikili yüzünden herkes kenara geçmiş sessizce onları izliyordu. jisoo Jungkook'un yatağına tam onun yanına oturmuş şekilde bacak bacak üstüne atmışken elinde ki üzüm kasesinden üzüm alıp hem kendi yiyor, hemde yanı başında oturan rose ve jungkook'un ağzına tıkıyordu diğer yandan.

Jungkook ise dolu ağzıyla bir yandan üzümleri ciğnerken diğer yandan kaşlarını çatmış sinirli bir görünüm vermeye çalışıyordu bu sırada onlara. ama şiş yanakları onu fazlasıyla tatlı gösterdiğinden bu pek mümkün olmuyordu.

"Size ne oluyor ya jungkook kendi giyeceği şeyi seçebilir" demişti hyunjin kavga eden ikiliye ithafen. kapının yanından karnını tuta tuta ilerleyip jisoo'nun önüne gelmiş ve avucunu kaseye daldırıp elini üzüm doldurmuş ve ağzına tıkmıştı birden. ikili neredeyse yarım saattir kavga ediyordu ve başta jungkook dahil olmak üzere herkes bıkmıştı bundan.

"Bakın" demişti en sonunda jungkook buna dayanamayarak. ağzında ki son lokmayı da yutup ayağa kalkmış ve ikisinin ortasına geçmişti. sinirliydi çünkü dakikalardır odasını rehine alan bu ikili sürekli birbiriyle atışarak susmuyordu ve artık başı şişmişti. bin pişman olmuştu jungkook onlardan kombin önerisi istediğine.

"Hemen odamdan çıkmazsanız ikinizinde saçından tutup kafalarınızı duvara sürterim" demişti kaşlarını çatarak. fazla sese ve bağırtıya küçüklükten beri dayanamıyordu.

Bunu bilen momo ise sinirli yüzünü anında yumuşatırken jimin de aynı tepkiyi vermişti. "tamam hayatım kızma çıkıyoruz odadan" ona ilk cevap veren kişi jimin olurken momo lafa girmişti.

"Çıkıyoruz ama tanrı aşkına az güzel şeyler giyin. şıkır şıkır ol biraz" jungkook onun dediklerine göz devirirken ilk önce momo askılığı yatağa bırakıp odadan çıkmış, ardından diğeri onu takip etmişti.

Sonunda odasında tek kalan jungkook ise kapısını kapatıp derin bir nefes almıştı. dolabının yanına ilerleyip kapılarını açtığında ellerini beline koyup elbise dolu raflarda göz gezdirdi.

Şimdi ne giyecekti?

....

"Oha şaka mısın jungkook bu ne?"

Jungkook çoktan giyinmiş, üstündekilerle arkadaşlarının yanına geldiğinde hepsinin ağzı açılmıştı şaşkınlıktan. çünkü tam şu anda jungkook dar bir jean pantolon, üstüne de sırt kısmı açık olan ipli bir bluz giymişti. omeganın bembeyaz sırtı ay gibi parlarken arkadaşları onun ilk defa yaptığı bu tür kombine ağızları açık bakıyordu.

Yes to heaven~taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin