Yeniden Doğuş Projesi

Bölüm 2

Ashe, sakin ve dikkatli bir şekilde ulaşması gereken yere yürüyordu. Dikkat çekmemek için çaba gösteriyordu. Robotların mı insanlar gibi davranması zor yoksa insanların mı robot gibi davranması daha zor, diye düşündü. Buna benzer düşünceler kafasının içinde dolaşıyordu. Sonunda çağırıldığı yere ulaşmıştı.

"Ashe, nerede kaldın?" bunu soran John'du. John, onun yakın arkadaşı. Zeki bir adam.

"Dikkat çekmemek ne kadar zor biliyorsun. Bunun için çaba gösterirken yavaş olmak zorundayım. Bu yüzden geç kaldım."

"Her zaman neden bu kadar zorlanıyorsun anlamıyorum." dedi Frank. 

Frank'ten hiç hoşlanmıyordu. Kendini beğenmiş herifin teki. Bu kadar kendini beğenmiş birinin duygu ve düşüncelerini başkalarının kontrol edememesi şaşırtıcı değil.

"Herkes senin gibi duygusuz bir piç değil, Frank. Senin duygularını yok etmelerine hiç gerek kalmadı. Sen zaten duygusuzsun göt herif." Frank'e haddini bildiren Ada ile tanışın.

Ada, çok cesur ve zeki bir kadın. Her zaman Ashe'in arkasını kollar.

"Teşekkürler Ada"

Bir an da herkes susmuştu. Onları susturan içeriye giren Dennis'ti. Dennis bu grubun lideriydi. Dış görünüşü bile lider olduğunu belli eder nitelikteydi. Bir liderde olması gereken her özelliğe sahip biriydi; disiplin, özveri ve cesur. 

"Ashe artık bu heyecanını kontrol etmen gerekiyor. Göreve az kaldı böyle devam ederse seni bu plandan almak zorunda kalacağım."

"En iyisi plandan alınması olur patron." Pis pis sırıtarak söylemişti Frank. 

"Kontrol edeceğim." Kendinden emin bir şekilde söyledi Ashe.

Plan çok karmaşık ve tehlikeliydi. Her şey televizyondaki herkesin izlediği - ki herkesten kastımız gerçekten herkes- programın saatinde o program yerine bir video koymak olacaktı. Eskiden nasıl olduklarını gösteren bir video. Tabii ki merak ediyor olabilirsiniz; bir video ile nasıl düzelecek her şey? Video sadece bir başlangıç, planın devamını daha sonra öğreneceğiz. 

"Hadi ama bu kadar yeter !" diye yere yığıldı Martin.

Sürekli şirketin ana binasına televizyon programının yayınlandığı binaya girecekleri kısmın provasını yapıyorlardı. Martin pes etmiş bir şekilde yere uzanmıştı. Bu iş göründüğü kadar kolay değildi tabii ki. 

Dennis, Martin'e kalkıp devam etmesi için emir verecekti ki içeriye telaşla koşan Luke bunu durdurdu. 

" Duygusuzlar..." Derin derin nefes alıyordu. Soluksuz kalmıştı.

"Evet ne oldu onlara?" Dennis endişeli ve sinirli bir şekilde sordu.

"Onlar Jeremiah'ı götürdüler."

Herkes birbirine bakıyordu. Jeremiah her şeyi anlatırsa bu plan başlamadan biterdi.