13- Yolculuk 🚆

1.2K 56 16
                                    

Selam sadgül severler, bu bölüm de mutlu bir aile tablosu çizmeye ve yazmaya karar verdim. Umarım bu bölümü beğenirsiniz, üç kişilik olan bu çekirdek aileyi uzun zamandır hepimiz hayalini kuruyoruz o yüzden ben de bir pozitiflik salmak istedim. Aşırı derecede endorfin almaya hazır mıyız ? Hadi o zaman bölüme..!

•••

Sevgilim, bir günün ortası şimdi
Taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık,
Ben seni düşünüyorum bir Bodrum kahvesinde
Uzat bana uzat ellerini
Izinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar
Istanbul her günkü yaşantısı içinde uğultulu,
Güvercinler güneşten bir sessizliği biriktiriyor
Ben seni düşünüyorum, seni
Hani tıpkı o ilk günlerdeki gibi
Kalbim diyorum kalbim
Daha dün tezgâhtan çıkmış bir su sayacı gibi
Aşkı anılar besliyor düşler kadar
Bu yüzden diyorum ki aşk eskidikçe aşktır
Sevgi eskidikçe sevgi.
Günümüz, ekmeğimiz, türkümüz
Çoluğumuz, çocuğumuz
Binalar yan yana yükselip gidiyor
Vapurların ağzı köpük içinde
Uzaklarda ne kapılar açılıyor
Trenin biri bir istasyona varıyor
Ordan çıkıyor biri.
Her şey biliyor, her şey
Sen biliyor musun bakalım
Seni nice sevdiğimi
Üstüne titrediğimi
Geldiğimi
Gittiğimi
Hadi!

Sevgilim- Cemal Süreya

Tüm sıkıntıların ardından neredeyse 1 yıl geçmiştir..

•/Songül ve Sadi bir bebek bekliyorlardır. Songül hamiledir, 7 aylık ve cinsiyetini öğrenmişlerdir her ikiside bebek Payaslı'nın. Cinsiyeti kızdır, ismini bile çoktan koymuşlardır; Buse Naz Payaslı. Aylar geçmesine rağmen Sadi çok heyecanlıdır, Songül'ün de ondan yana bir farkı yoktur. Sadi güzeller güzeli karısına çok şaşırtıcı bir sürpriz hazırlıyordur.. Uzun zamandır tren yolculuğundan bahseden Songül'e bir yolculuk görünmüştür, kocasıyla birlikte. Sadi akşam eve gelirken Songül için hem turşu almıştır, hem de iki tren bileti. Yolculuk Ankara'ya..

Akşam ev;

•/Sadi eşini ve bebeğini yormamak için kapıyı kendi anahtarı ile açar. Mutfağa geçip turşu bidonunu koyar. Ve iyiki de kapıyı çalmamıştır çünkü şuan Songül salonda ki koltukta uzanmış, uyuyordur eli karnında. Sadi onu öyle görünce dudaklarına bir gülümseme yayılır ve tekli koltukta duran battaniyeyi alıp Songül'ün üzerine örter. Geri çekilmeden evvel de saçlarına bir öpücük kondurur ve yanına oturup saçlarını uzun uzun sever, yüz hatlarını ezberlemek ister adeta tüm gece. Gözleri sonrasında Songül'ün karnına kayar ve elini karnına yerleştirip sever. Buse Naz babasını hissedince uyanır ve kıpırdanmaya başlar. Songül karnında bir kıpırdanma hissedince o da açar gözlerini yavaşça. Sadi de onun uyandığını görünce gülümser ve bir buse kondurur karısının dudaklarına.

Sadi: Günaydın güzel karıcım!

Songül: (Sesi çatallı bir şekilde çıkmıştır, uykudan yeni uyandığı için) Aşkım!

Sadi: Yavrumuz mu uyandırdı seni yoksa ben mi..?

Songül: (Gülümseyerek) Her ikinizde babası.. (Karnını okşayarak) Kızımız seni hissedince kıpırdanmaya başladı! Belli oldu babasına çok düşkün olacak..!

Sadi: Öyledir kızlar en çok babalarını sever!

• Songül kendini düzeltip,
oturur pozisyona geçti.

          

Songül: (Sinirle gülerek) Aha şuna bak şimdiden pabucum dama atıldı!

Sadi: E öyle ama! Duyduğuma göre de erkekler daha çok anne düşkünü olurlar.. Artık bir çocuk daha yaparız o da erker olur.. (Songül'ün karnını okşayarak) Değil mi babacım..? Hem bebeğimiz de çok ister abla olmayı, ne dersin..? (Songül'e çapkınca göz kırpar)

Songül: (Utanarak) Sadi farkındaysan ben zaten hamileyim..

Sadi: Tamam yavrum ben zaten şimdi demedim ki! Buse'miz doğsun, bir ay sonra başlarız.. (Munzurca)

Songül: Yok artık Sadi, 1 aylık bebekle mi uğraşacam ben yoksa aşermelerimle mi? (Aklına aşerdiği turşu gelir ve dudaklarını yalar iştahla) Aşerme demişken turşuyu aldın mı Sadi..?

Sadi: (Güldü) Aldım aldım. Mutfağa koydum alıp geleyim ben..

• Sadi kalktı ayağa ve mutfağa geçip
turşu bidonunu aldı, ilk önce bir tabağa
koymak istedi fakat Songül'ün ne kadar
iştahlı olduğu geldi aklına ve turşu bidonu
ile döndü salona. Songül o sırada içerde
uzandığı koltukta oturmuş eli karnında Sadi'yi bekliyordur.

Songül: Annecim baba nerde kaldı ya?

• O sırada içeri Sadi girer "geldim" diyerek.
Elinde ki turşu bidonunu da havaya kaldırıp gösterir.

Songül: Ya Sadi hadi hızlı lütfen! Kaç saattir dayanıyorum, daha fazla dayanamayacağım.

Sadi: Birtanem geldim işte!

•/ Oturdu Songül'ün yanına, açtı turşu bidonunu, salatalıktan aldı ve Songül'e uzattı. Songül ilk önce kocasının haline gülümsedi kendi komik haline bakmadan ve ağzı açık kocasının uzattığı salatalıktan bir ısırık aldı. Tadı çok hoşuna gittiğini anladığında "mmm" diye bir ses çıkardı ve Sadi'nin elinde ki salatalığı aldı hızla yedi. Kendini artık frenleyemiyordu turşu bidonunu aldı önüne ve tüm turşu bidonunu bitirmeye başladı. Sadi ona şaşkınlıkla ve hayranlıkla bakıyordu.

Sadi: (Korkarak) Aşkım acaba biraz yavaş mı yesen..?

Songül: (Ağzı dolu bir şekilde) Çok mu hızlı yiyorum ben? Hem ben kendim için yemiyorum, biliyorsun kızımız yiyor..

Sadi: (Gülüyordu karısının haline) Biliyorum tabi aşkım, kızımız yiyor..!

•Songül kızgınlıkla ve kırgınlıkla
kucağındaki turşu bidonunu masaya
koydu. Ellerini önünde birleştirdi,
trip atıyordu Sadi'ye.

Sadi: N'oldu şimdi? Bir şey mi oldu..?

Songül: Beni sevmiyorsun artık!

Sadi: Neden yavrum?

Songül: Kilo aldım, bana bakışların değişti sanki.. (Ağlıyordu)

Sadi: (Songül'ün yüzünü elleri arasına aldı) Sevgilim, canım, hayatım ben seni her halinle seviyorum.. Sen benim gece gözlü şiir gülüşlümsün. Her dudaklarını öptüğümde beni sarhoş eden kadınsın. (Bir eliyle karnını okşayarak) Sen benim yavrumun annesisin. Bana bir ikinci şansı hediye eden, bahşeden tutkum, yârim ve cennetimsin.

Payaslı one-shot Where stories live. Discover now