3 KUTLAMA

19 2 0
                                    

Sabahın ilk ışıkları ile yatağımda hiçte 8 saatlik bir uyku çekmemişim gibi uyandım. Gördüğüm rüyayı tam olarak hatırlayamasam da karmaşık bir şey gibiydi. Aşşağı kattan salonda olan Ayda ve Ozan'ın kahvaltı hazırlarken çıkardıkları sesler ve kısık sesli gündelik sohbetlerini duyabiliyordum. Aç değildim hatta miğdem tuhaf bir hissiyat uyandırıyordu ama biliyordum ki Ayda hayatta beni rahat bırakmayacaktı ve zorla yemek yedirecekti.

 Ayda çok anaç bir insandı. Hepimize göreviymişçesine hastalandığımızda bakar, acıktığımızda yemek hazırlar, kış günleri kalın giyinelim diye bizi tembihler (ama kendisi buz gibi havada etek giyer), üzüldüğümüzde mutlu olalım diye didinirdi. Ayda her ne kadar en zekimiz  olsa da çok saftı. Kalbi ve duyguları ile hareket ettiği için yanlış kararlar alıp kendisine  zarar verirdi. Bu yüzden görevlerde her zaman onun fikirleri arka planda kalırdı. Ozan ise Ayda'nın bu sorununu onu mantık çerçevesinde yönlendirerek giderirdi. Ayda ve Ozan her zaman diğerlerine göre daha yakın olmuştu. Birbirleri için her zaman önceliğe sahiplerdi. Onların bu yakınlığı bende bazı kanılara sebep oluyordu (birbirlerinden hoşlanmaları gibi) ama bunu hiç sesli dile getirmedim.

"Beyler ve bayanlar kaydıraktan kayanlar duyduk duymadık demeyin Ayda hanım ve Ozan bey bu gün bize sabah kahvaltısında şarapla marine edilip defne yaprağına yatırılan sucuklu yumurta ve soğanlı menemen yapmışlar. Tekrar ediyorum soğanlı menemen hani şu Batu abimizin bayıldığı ve menemen dediğin soğanlı olur dediği menemen." Bazen ciddi ciddi merak ettiğim bir şey var, Doruk nasıl oluyor da her sabah bu kadar neşeli uyanmayı başarıyor anlayamıyorum. Ben nadiren mutlu uyanırken doruk her zaman enerjik bir şekilde güne pozitif başlayabiliyor. Bu fazla sinir bozucu bir durum.

"Aden hanım lütfen açar mısınız efendim kapıyı, vurgundan getirdiğiniz paralarla belki bir su ikram edersiniz bize lütfen açar mısınız?". Doruk kapıma Anadolu ya girmeye çalışan Osmanlı ordusu gibi vurup bir yandan da meşhur şakayı bana uyarlayarak aklı sıra dalga geçiyordu. Yanımda komodinin üstünde duran sürahiden pandalı bardağıma biraz su doldurdum ve kapıyı açmak için kalktım. kapıya yaklaşınca "tabii efendim" diyerek kapıyı açıp kapının önünde duran Doruk'a tüm suyu fırlattım. 

"Laaaaannnnn, ay başıma neler geldi, vah ben ne günlere kaldım, Ayda yetiş Ayda, zatüre oldum Ayda, ölüyorum galiba, komşular yetişin, Batu sana yaptığım tüm şerefsizlikler için özür dilerim Batu, hakkını helal et Batu, koynumda yılan beslemişimmm!" diye bağırarak tüm ev halkını başımıza toplayan şovcu Doruk birde bunlar yetmezmiş gibi kendini yere atıp bayılma numarası yaparken onu sadece göz devirerek izliyordum. Batu gülerken Ozan onaylamaz bakışlarla yerde yatan Doruk'a bakıyor, Ayda ise Doruk'a yerden kalkmazsa gerçekten hasta olacağını, gidip üstünü değiştirmesini söyleyerek yere dökülen su için banyodan havlu almaya gitti.

"Lan sahtekar kalk artık yerden yoksa üstüne basıcam bak." Batu'nun tehditi üzerine Doruk tek gözünü açıp Batu'nun ciddi olup olmadığına baktı ve ciddi olduğunu anlayınca;

"Aman beee sizede şaka yapılmıyor ayol. Oyunculuğumu sizin gibiler için çar çur etmemem lazım." diyip yerden kalktı. Ayda getirdiği havluyu yere atıp ayağıyla parkeyi silerken;

"Hadi aşağı, herkes kahvaltıya sucuklu yumurtalar ve menemenler soğuyacak." diyince Batu bir anda yeni dank etmiş gibi Doruk'un kafasına bir şaplak atıp merdivenleri koşarak inmeye başladı ve inerken de " menemen yiyeceğim senin salak salak işlerin yüzünden tadı kaçacak." hep birlikte Batu'nun şu haline gülerken bizde aşağı inmeye başladık. Kahvaltı masası her zamanki gibi Ayda ve Ozan sayesinde özenle hazırlanmış ve hem göze hem miğdeye hitap eder bir görüntü sunuyordu. Masada kendi yerime geçtim ve tabağıma sofrada ne varsa doldurmaya başladım.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 10, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

VURGUNCULARWhere stories live. Discover now