"Bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye?"
Keyifli okumalar >( 4 ay sonra)
" Sinan mezun oldum. "
" Tebrik ederim canımın içi."
O geceden sonra uzun bir süre onları görmemek için ayrılmıştım şehirden. Aklıma ilk gelen Sinan'ı aramak olmuştu. Akgün'le bağlantısının olmadığına emin olduğum tek kişi oydu. Beni yalnız bırakmadı ama her seferinde ne kadar uzak kalmak istesem de babama dönmem gerektiği söylüyordu.
Ona Akgün'den de bahsetmiştim. Aslında buna bahsetmek denemezdi. Akgün ile beraber olduğumuz andan itibaren ona anlattığım çoğu şey Akgün hakkındaydı.
Farkında olmadan Akgün'ü, Sinan'a çok güzel anlatmış olmalıydım çünkü Akgün'ün böyle bir şey yaptığına inanamıyordu. Ben de hâlâ inanamıyordum o bambaşka bir konu.Bambaşka bir şehirde yaşıyordum artık. Kalbimin acısı geçmiyordu ama onları görünce hissettiklerim daha kötüydü. Onları böyle uzaktan sevmeye devam edebilirdim en azından. Bambaşka bir şehir bambaşka insanlar ve sadece özlem.. Hayatımın özeti buydu. Akgün ile uyanıp Akgün ile uyuyordum oysaki. Yaptıkları çok yanlıştı. Beni kandırdı, aşık olmuş gibi yaptı. En kötüsü de buydu işte. Beni gerçekten sevdiğini sanmıştım. Aslında bu düşünce beni her rahatsız ettiğinde kalbimde bir yerde sevgisinin yalan olmadığını hissediyordum. Sebebi neydi bilmiyorum ama belki de sadece benim ona olan sevgimdi hissettiğim.
Babamla kısacık bile olsa birkaç kez telefonla görüşmüştüm. Onun yaşıyor olması bir mucizeydi ve bunun için her gün şükrediyordum.
O günden sonra Akgün ile hiç görüşmedim. Onun öyle bir isteği olmamıştı. Benimle konuşmak için çabalamamıştı. Babam hep arayıp konuşmak istedi ama Akgün bir kere bile varlığını hissettirmedi. Buna rağmen ona olan sevgim o kadar çoktu ki içimde ona karşı bir nefret oluşmasına izin vermiyordu. Sadece beni gerçekten sevseydi bir kere olsun arardı ya da bir şekilde kendini anlatmaya çalışırdı diye düşünmekten de alıkoyamıyordum kendimi. En azından ben öyle yapardım.
Kafamı koyduğum yastıktan tavanı izlemeye devam ederken her zaman yaptığım gibi sadece Akgün'ü düşünüyordum. Yaşadığımız her şeyin yalan olması canımı yakıyordu. Her gece yatağıma uzandığımda sabah Akgün'den nefret ederek uyanmak için dua ediyordum. Ben nefret etmek için dua ederken kalbim Allah'ım sen ne olur beni dinleme diye yalvarıyordu sanki. Her şey çok karışıktı. Bir yanım öylesine büyük bir istekle onların yanına geri dönmek istiyordu ki bir gün bu isteğe karşı koyamam diye çok korkuyordum.
Sabah uyanınca kahvaltı yapmıyordum akşam bir şey yemiyordum. Ölü gibi yaşıyordum. Sadece Sinan beni yakaladığı her yerde zorla bir şeyler yediriyordu. Sanırım o olmasaydı gözümü bile açık tutacak gücüm olmazdı.Yatağımdan çıkıp Sinan'ın yanına gittiğimde yine Sinan'ın hazırladığı kahvaltıyla bakışıyordum.
"Hadi ama Masal. Yapma böyle yapma şunu kendine."
"Elimde değil Sinan. Özür dilerim."
Sinan yanıma gelip ellerimi tuttu. Ona çok şey borçlu olduğumu fark ettim o anda.
"Bak Masal her şeyden önce sen bana annenin emanetisin. Kendini düşünmüyorsan beni düşün. Hazal Teyzenin emanetine en iyi şekilde bakmak benim görevim. Lütfen."
Ona bu haksızlığı yapmak istemiyordum. Hem benimle olmasını isteyip hem de kendimi dış çevremden tamamen soyutlamıştım. Haklıydı.
"Tamam." dedim gözyaşımı silerken.
"Söz veriyorum artık iyi olacağım. Hatta bugün alışverişe bile gidebilirim. O kadar iyi olacağım artık sen düşün."" İyi olacaksın."
Sinan'a verdiğim sözü tutmak için evden çıktığımda çok huzursuzdum. Aylar sonra ilk defa mutlu olmak için çabalamaya çalışıyordum. Bir mağazaya girip rastgele birkaç elbise denemeye başladım. Üzerime hiç bakmadan aldığım beyaz elbiseyi giydim. Aynaya baktığımda elimin titrediğini hissedebiliyordum.
Bu, Akgün'ün bana aldığı elbisenin aynısıydı. Onu ilk kez öptüğüm o gece. Her şey çok güzeldi ve her şey çok gerçekti. Ama şimdi sadece hüzün kalmıştı geriye...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKGÜN
Teen FictionHayatınızı pembe bir masala çeviren adam aynı zamanda bütün karanlığınızın sebebiyse... Akgün başı omzumda uyuyakalmıştı. Romantik komedilerin tersini yaşıyorduk. Benim onun omzunda uyuyakalmam onun beni yatağıma taşıması gibi klasik şeylerin olmas...