"Alo?"
"Zeynep?"
"Sena? Hatırladın mı beni?"
"Nasıl unuturum? Ne iyi ettin de aradın?"
"Değil mi?"
Bir süre sessizlik.
"Zeynep? Konuşsana."
"Neden beni hiç aramadın?"
"Çok özür dilerim Zeynep. Lütfen ağlama, yalvarırım."
"Gittin ve unuttun beni."
"Sen de beni aramadın."
Bir süre sessizlik.
"Oğlun olmuş."
"Evet, geçen ay üç yaşına girdi."
"Ya babası?"
"Boşandık onunla. Dövmeye kalktı beni."
"Üzgünüm Sena."
"Boş ver, sen bana gitme demiştin. Sen haklıydın."
"Öyleydim ya."
Bir süre sessizlik.
"Senin hayatında biri var mı?"
"Yok, hala yok."
"Hamdi ne oldu? Ayrıldınız mı?"
"Kanser oldu, iki sene önce defnettik. Köyde anasının babasının yanına gömdük."
"Gidiyor musun ziyaretine?"
"Gidiyorum ara sıra. Oradan yolum geçerse."
"Hamdi iyi çocuktu."
"Öyleydi ya. İyiler daha genç ölür galiba."
"Biz daha çok yaşayacağız desene Zeynep."
Bir süre sessizlik.
"Niye gittin Sena?"
"Tehdit ettiler beni."
"Beni de ettiler. Kaçman mı gerekiyordu?"
"Korktum. Anam babam yüzüme tükürdü. Orospu dediler."
"Ben vardım ya. Ben korurdum seni. O adamı içeri tıktıracağım diye ne çileler çektim ben, ikimiz için savaştım."
"Gebeydim ben. Karnımda o pisliğin çocuğuyla... Anam babam verirlerdi ona beni. Hiçbir şey olmamış gibi."
"Bilmiyordum."
Uzun bir süre sessizlik.
"O çocuğa ne oldu Sena?"
"Kürtajla aldırdım. Bana kızmayacaksın ya?"
"Ne kızması?"
"Sonradan kocama söylemiştim, yüzüme tükürdü. O da bir candı dedi, tecavüzdendi dedim, orospu dedi."
"Yanlış insana gittin. Ben buradaydım. Benimle kalsan, savaşsan böyle olmazdı."
"Kimsenin yüzüne bakamadım. Ne oldu o şerefsize?"
"Hapiste öldürmüşler."
"Adı batasıca."
"Sadece biz değilmişiz, sonradan çıktı bir iki kadın daha."
"Boyu devrilesice."
"Sena, sen benim en yakın arkadaşımdın. Sen gidince çok ağladım. Hamdi olmasa ne yapardım ben bilemem."
"Hamdi ya... İyi çocuktu. Allah rahmet eylesin."
"Ondan gelecek rahmet..."
"Deme öyle."
"Oğlunun adı ne?"
"Kemal."
"Kemal? Ne güzel isim."
Bir süre sessizlik.
"Bazen onu düşünüyorum ya. Öldürdüğüm cenini."
"Neden? Düşünme öyle şeyler."
"Elimde değil. Allah affetsin beni."
"Ondan gelecek affı..."
"Deme öyle."
"O çocuğu sevmeyecektin zaten, o şerefsizi hatırlatacaktı."
"Belki severdim, onun ne suçu vardı?"
"Dölü suçlu."
"Olsun... Kimsenin dölü cennetten inmedi ya."
"Düşünme bunları Sena."
Bir süre sessizlik.
"Zeynep, iyi ki aradın. Ne oldu da aklına geldim?"
"Albümleri karıştırırken fotoğrafımızı gördüm. Hamdi de vardı, kocaman gülümsüyordu."
"Hamdi ya... Çok önceden beri aşıktın sen."
"Öyle tabii. O kötü olaydan sonra da bana başka gözle bakmadı, yine sevdi beni. Senin suçun yok, derdi. Çok genç terketti beni."
"Hamdi ya... Ben öylesini bulamadım. Gittiğim herifler sürttü durdu beni. Neyse ki oğlum var yanımda, onu adam gibi yetiştiririm."
"Ona öğret kadınlara ne biçim davranılması gerektiğini."
"Öğreteceğim ya. Hiçbir suçsuzu orospu bellemeyecek."
"Sena, özledim seni. Gelmeyecek misin buralara hiç?"
"Yok be Zeynep. Görmek istemiyorum kimseyi."
"Sadece beni görürsün, olmaz mı?"
"Gelemem Zeynep, olmaz. Sen gel buraya."
"Ora çok uzak, ta Almanyalara nasıl geleyim ben?"
"Gelirsin, gezersin de... Kemal'i görürsün."
"Belki bir gün Sena. Umarım."
Bir süre sessizlik.
"Yine ara beni, Zeynep."
"Ararım, sen de beni ara. Kendine iyi bak."
"Sen de. Hoşça kal."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Yarısı Öyküleri
Short StoryUyku tutmadığında yazılan hikayeler, uyku kaçıran hikayeler, kabuslar ve düşlerin yazıya dökülüşü. İçimdekini dışarı kusmak vasıtasıyla rahata ermek için öyküler yazıyorum.