12. Bölüm ~ Duygular

2.9K 134 59
                                    

Selam biz geldiiik upuzun ve ove aşırı pozitif bir bölüm oldu benden söylemesi. Keyifli okumalar 🤍

Songül yavaşça Sadi'den ayrıldı ve dağılan saçlarını düzeltip ayağa kalktı, Sadi de Songül'ü takip etti. Songül ellerini saçlarına geçirip dağıttığı etrafa baktı ve sıkıca gözlerini yumdu. "Mahvettim evi." Sadi gülümseyip etrafına baktı. "Hallolur boşver şimdi evi." Sadi Songül'ün cam batan elini hatırladı ve hemen elleri arasına aldı. "Pansuman yapmamız lazım mikrop kapacaksın." Songül Sadi'nin tuttuğu eline baktı. "Ciddi bir şey yok kestim sadece."
Sadi dikkatlica elini izlemye başladı. "Belki cam kalmıştır içinde acile mi gitsek?" Songül kafasını olumsuz anlamda salladı. "Hayır gerek yok acımıyor bile. " Sadi Songül'ün yüzüne baktı, Songül hayır dediyse ikna edemeyeceğini biliyordu. Sadi Songül'e koltuğu işaret etti. "Otur burda geliyorum hemen." Songül koltuğa oturdu ve Sadi'yi beklemeye başladı. Ne oldu ne yapmıştı tam hatırlamıyordu ama çıldırıp ortalığı birbirine kattığı apaçık ortadaydı. Derin bir nefes aldı. "Delireceğim diye diye delirip çıktın sonunda helal olsun sana Songül. " Sadi elinde bir çanta ile geldi. "Pansuman bari yapalım. " Songül Sadi'nin üzerine nasıl titrediğini gördü ve içinden geçirdi. 'Nasıl affetmeyeyim ki ben bu adamı?'
"Sadi bi yıkayıp geleyim bari her yerim kan."
Sad Songül'ün eline baktı. "Evet hadi yıka gel." Songül ayağa kalktı tam gideceği sırada Sadi'nin de yüzündeki kanı farketti. Muhtemelen gözyaşlarını silerken olmuştu diye geçirdi içinden.  "Sen de gel yüzünü yıka. " Sadi kaşlarını çattı. "Ben çok iyiyim şu an niye yıkayayım ki?" Songül güldü. "Kan var yüzünde, hadi."
"Kan mı?"
"Üstleme Sadi, hadi."
Sadi de Songül'ün arkasından banyoya girdi. Songül aynaya baktı kendi yüzü de kanlıydı. Dışarıdan biri evin halini ve ikilinin halini görse savaş çıktığını sanırdı. Sinirle gülümsedi. "Neye güldün?" Songül elini yıkarken yan tarafta kendisini bekleyen Sadi'ye döndü. "Kan olmuş yüzüm, dışarıdan biri görse evde savaş çıktı zanneder. " Sadi banyo kapısına doğru kafasıyla işaret etti. "Çıktı gibi sanki. " Songül kaşları çatık bir şekilde Sadi'ye döndü. "Hakettin ki çıktı itirazın mı var?"
Sadi elinin tekini yukarı kaldırdı. "Yok itirazım falan ben gayet memnunum."
Songül gözlerini aştı. "Yuh Sadi o kadar da değil, memnunum ne demek?"
Sadi omzunu silkti ve lavabonun önünde Songül'den açılan boşluğu doldurdu.
"Hadi geç içeri pansumanı yapalım. "
Songül içeri geçti arkasından da Sadi yüzünü kurulayıp içeri geçti. "Dikkat et cam her yer bir de ayağını yaralama."
Songül koltuğa oturdu, Sadi de hemen yanına oturdu. "Nasıl oldu anlamadım  usul usul bulaşık yıkıyordun. " Songül özenle elini batikon ile temizleyen adama baktı. "Anlamadım ki elimde patladı. "
Sadi Songül'ün eliyle uğraşırken gözlerini Songül'e çevirdi. "Özür dilerim benim yüzümden oldu." Songül kafasını olumsuz anlamda salladı. "Konuyu kapatsak olur mu? Evin içi zaten yeterince canımı sıkıyor bir de yeniden bu konuyu açmayalım. " Sadi kafasını salladı. "Tamam peki."
Sadi Songül'ün elini temizleyip bitirdikten sonra gazlı bez ile sardı. "Hadi yat artık geç oldu." Songül eline baktı. "Teşekkür ederim." Sadi güldü. "Ne demek canım. " Songül ayağa kalktı ve yeniden içeriye göz gezdirdi. Sinirle kafasını salladı. "Hadi iyi geceler, sen de geç kalma yat uyu." Sadi güldü. "Yatarım, iyi geceler. " Songül odasına girdi. Sadi mutfağa geçip telefonunu aldı ve Yaver'i aradı. "Uyudun mu Yaver?"
"Hayır ağam uyumadım daha."
"Iyi. Şimdi sana birkaç bir şey söyleyeceğim alıp eve gel ama sakın zile basma olur mu?"
"Tamam ağam. " Sadi telefonu kapattı. Az önce yaşananları düşündü. Mutluydu. Hiç beklemediği bir anda her şeyi konuşmuşlardı ve hikayeleri asıl buradan sonra başlayacaktı.

Sadi mutfaktan faraşı alıp içeri geçti ve sessiz olmaya özen göstererek yerdeki cam parçalarını temizlemeye başladı.

Songül pijamalrını giymiş yatağında uykusunun gelmesini bekliyordu. Düşündü iyi mi kötü mü olmuştu karar veremiyordu ama çok iyi bildiği bir şey vardı. Birkaç aydır ilk kez huzurla uyuyacağıydı.

          

Songül aynada son kez saçlarını düzeltti. Gece rahat bir uyku çekmişti ve dinç uyanmıştı. Çantasını da masanın üstünden aldı ve kapıdan çıktı. Kapıdan çıkar çıkmaz içerinin halini görünce şaşırmıştı. Songül salonun içinde gözlerini gezdirdi. Salonun dünkü halinden eser yoktu herşey yerli yerindeydi. Duvarda ki çerçeveler, komodinin üstünde ki çerçeve, Sadi'nin çalışma masasının üstünde ki çerçeve ve vazolar... Songül gülümsedi. "Yok artık Sadi." Songül çantayı yemek masasına bıraktı. Sadi ortalıkta görünmüyordu. "Sadi." diye gür bir sesle seslendi. Sadi banyodan yüzü köpüklü bir halde çıktı, tıraş oluyordu. Sadi heyecanlı bir ses tonuyla konuşmaya başladı. "Efendim Songül?" Songül salonu gösterdi. "Nasıl oldu bu?"
Sadi elinin birini beline koydu diğer elinde usturayı sıkı sıkı kavradı. "Ne nasıl oldu?"
"Salon eski haline gelmiş. "
Sadi güldü. "Canımı sıkıyor demiştin daha fazla sıksın istemedim eski haline döndürdüm. " Songül yüzüne kocaman bir gülümseme iliştirdi. "Delisin sen. Ne ara hallettin?" Sadi bilmem anlamında omuzlarını silkti. "Yaver fazla mesai yapmış demek ki." Sadi kahkaha attı. "Yakalandım." Songül gülümseyip birkaç adım atıp Sadi'nin yanına gitti. "Teşekkür ederim." Sadi önce elinde ki usturaya baktı daha sonra gülerek, "Rica ederim." dedi. Songül saatine baktı. "Benim çıkmam lazım sen ne zaman çıkacaksın?"
"Şu tıraşı halledeyim çıkacağım ben de."
"Tamam."  Songül tam bir iki adım atıp çıkacağı sırada durdu ve masanın üstünden çantasını aldı. "Hadi iyi dersler sana."
"Sana da kolay gelsin."

"Peki müdürüm emin miyiz çetenin İstanbul'a geldiğinden?" Ayhan parmaklarıyla masaya vurdu. "Bilmiyoruz Songül kesin bir şey yok ama deliller onu gösteriyor. Araç hırsızlığı bile nereye bağlandı. " Songül önünde ki dosyaya baktı. "Adana'dan buraya kadar geliyorlarsa ciddi bir alışveriş olacak gibi." Ayhan Müdür kafasını salladı. "Songül küçük bir ekip kur gerekirsebir iki hafta kimse evine gitmeyecek ve bu işi çözeceğiz. " Songül ayağa kalkıp başını salladı. "Emredersiniz müdürüm. Biz arkadaşlarla aramızda bir düzen oluşturup 7/24 bu konuyla ilgileneceğiz." Songül elinde ki dosyalarla odadan çıktı ve ekibin yanına geldi.
"Bahri, Melike ikişer kişi alıp toplantı odasına  gelin hemen." Bahri ve Melike iki polis ile toplantı odasına geldiler. "Hayırdır abla ne oluyor?" diye meraklı meraklı Songül'ün yanına sokuldu Melike. Songül masanın etrafında ki sandalyeleri işaret etti. "Oturun hadi." Herkes sandalyelere oturdu. Songül de yerin geçti. "Ayhan Müdür ile görüştük önemli bir mevzu var." Songül elinde ki dosyadan üç fotoğraf çıkardı. "Bunlar Adana'da aranan organize suç örgütü liderlerinden birkaçı. Bize gelen bilgilere göre önümüzde ki birkaç hafta içinde İstanbul'a gelebilirler, önemli bir alışveriş ya da teslimat olabilir. Dikkatli olmalıyız. " Songül ekibin yüzüne baktı. "Ayhan Müdürüm bu görevi bana verdi ben de sizlerle çalışacağım. Fakat önümüzde ki bir iki hafta bizi zorlayacak, Ayhan Müdür'ümün de emri üzerine gerekirse eve gitmeyeceğiz anlaştık mı?"
Ekip hep bir ağızdan Songül'e cevap verdi. "Emredersiniz başkomiserim. " Songül resimleri alıp dosyanın içine koydu. "Şimdilik üç kişi gece dört kişi gündüz çalışacağız. Elimizde somut deliller olduğunda tam zamanlı çalışıp halledeceğiz. " Songül dosyadan bir kağıt çıkardı ve önüne koydu. "Bir hafta benimle geceye kalacak iki kişi lazım. " Songül ekibe baktı. "Melike ve Hasan kalır mısınız benimle?" Melike ve Hasan başlarını salladı. "Tabi ki başkomiserim. " Songül kafasını sallayıp Bahri'ye döndü. "Bahri gündüzleri de dosya sana emanet olacak ve dördünüz çalışacaksınız. Ayrıca bana ne olursa olsun haber vereceksiniz tamam mı?" Bahri, "Tamam abla." diye cevap verdi. Songül ayağa kalktı. "Hadi bakalım başlıyoruz. "

Songül herkese üzerine düşmesi gereken konuları dağıtmış saatlerdir aralıksız çalışıyorlardı. Saatine baktı zaman hızlıca alıp geçmişti ve mesai saati çoktan bitmişti ama nöbete kalacaktı. Songül masaya baktı tüm dikkatlerini verip çalışan Bahri, Kemal, Nergis ve Akın'a seslendi. "Hadi artık siz gidin. " dörtlü ayağa kalktı. "Tamam abla."
"Arkadaşlar yarın mesai saatinden bir saat erken burda olun olur mu?"
Ekip kafasını sallayıp odadan çıktı. Songül hala tüm gücüyle çalışan ekibe baktı. "Siz devam edin ben de kahve getireyim bize gece uzun olacak." Hasan ayağa kalktı. "Başkomiserim siz yorulmasaydınız ben alıp geleyim." Songül eliyle Hasan'ı durdurdu. "Yok Hasan ben alırım, hem eşimi de aramam lazım. Hadi devam edin siz." Hasan başını sallayıp yerine oturdu Songül odadan çıktı ve kaşlarını çattı. "Eşim mi dedim ben?" Güldü. "Bir gece de devrim geçirdim resmen tövbe estağfirullah. " Songül mutfağa gidip üç kupaya kahveleri koydu ve telefonu çıkarıp Sadi'yi aradı. Sadi ikinci çalışta atmıştı. "Efendim Songül?"
"Napıyorsun?" Sadi durdu alışkın değildi Songül'ün telefonda hal hatır sormasına. "İyiyim yeni çıktım dersten, diğerine gireceğim birazdan."
"Kolay gelsin." Sadi Songül'ün zamanının olduğunu düşünüp aynı soruyu yöneltti. "Sen napıyorsun?"
"İyiyim ben de, çalışıyorum. "
"Allah iyilik versin. Kaç gibi geleceksin ona göre yapayım yemeği. " Songül belli belirsiz güldü. Diğer ilişkilerde bunu kadının söylediğine emindi. "Ben de onun için aramıştım. "
"Hayırdır bir şey mi oldu?"
"Ben yemeğe gelemiyorum Sadi." Songül durdu. "Hatta ben bu gece gelemiyorum. " Sadi kaşlarını çattı nerden çıkmıştı şimdi bu? "Niye ki neden bir şey mi oldu?"
"Anlatabilecegim bir şey değil ama gelemeyeceğim onu bil yeter." Sadi oturduğu sandalye de kıpırdadı kötü hissetmişti kendini. "Peki Songül sen öyle diyorsan. Bir gün de yemek yapmam olur biter." Songül güldü asıl olayı nasıl söyleyecekti acaba? "Sadi aslında ben birkaç gün olmayacağım. "
"Ha sen bir yere mi gidiyorsun?"
"Yok yok gündüz eve geleceğim, gece evde olmayacağım. " Sadi'nin morali iyice bozulmuştu. Istanbul'a geldiklerinden beri Songül olmadan kalmamıştı ki o evde? Şimdi nasıl kalacağım diye geçirdi içinden. "Tamam." dedi Sadi sakin bir sesle. Songül Sadi'nin moralinin bozulduğunu anlamıştı sesinden. "O zaman sana iyi dersler kapatıyorum ben."
"Tamam kolay gelsin."
Songül telefonu kapatıp kahveleri alıp toplantı odasına girdi ve yeniden çalışmaya devam etti.

Agapi Where stories live. Discover now