20. Bölüm "Nazlıymışım"

En başından başla
                                    

Başımı biraz çevirip gözlerimi açtığımda hırsla merdivenleri inenen Ciwan abim ve hemen ardındaki Roz girdi göz hizama.

"Ulan soysuz herif! Yine neyini kaybettin de benim konağımda ararsın?!" Ciwan abimin hırsla bağırması ve silahını çıkarması bir oldu.

"Yine ne kaybettin?" Dalgayla karışık kurduğu cümleye kahkaha atan Borana asla anlam veremiyordum.

"Bana bak Boran! Şimdiye kadar sabrettim andım olsun seni şu avluda vururum." Ciwan abim bir kaç adım atıp Borana yaklaştı. Silahını hedefi Boranken arkasındaki Rozda benim gibi abimin elini tutmaya çalışıyordu.

"Ulan gecenin bir vakti kardeşinin odasına kim olduğunu bilmediğin bir adam giriyor! Sen bunu asla anlamıyorsun! Bir de karşıma geçmiş adamım diyorsun! Bu mu lan senin adamlığın!" Hırsla bağıran Boran silahının namlusunu abime çevirirken Ciwan abimin kaşları çatılmıştı.

"Ne dersin sen Boran ağa!" Sesi öncekine göre daha anlamaya çalışır biçimdeydi.

"Adıma atılan iftiralarla uğraştığım zamanlarda Elfesya burada ve sizin korumanız altındaydı! Gecenin bir yarısı odasına bir orospu çocuğu girmiş yatağının üstüne bu sikik şeyi bırakmış!" Elindeki çam ağacının dalını ortaya fırlattı "Eğer ben görmeseydim bunu ne Elfesya şüphelenecekti ne siz duyacaktınız!"

Gözlerim Roza kaydığında dudaklarını ısırarak sırıtıyordu. Galiba Boranın gece buraya geldiğini anlamıştı.

"Ne dersin sen Boran!" İkinci katın terasında gelen babamın sesiyle gözlerimi sıkıca yumdum.

İşte bu kötü olmuştu. Babamın ve annemin bunu duymaması gerekirdi.

"Yenge annem ve babamı odalarına götür bende geleceğim hemen." Ciwan abimin şaşkınlık dolu sesiyle derince bir nefes alıp başımı arkama çevirdim. Afranların adamlarının silahlarının hedefinde Boran varken, Şevranların adamlarının hedefi Borana silah çeken Afranlardı.

Korumalar birbirine girmişti adeta.

Boran "Adamların çok zayıf." derken silahını indirmiş emniyetini kapatmıştı.

"Senin adamlarda mübarek zırhtan yapılma zaten." Diyen Ciwan abimde silahını beline soktuğu esnada derin bir nefes aldım. Boynumdan ter aktığını hissetmiştim.

"Konağın kameraları aktif değil belli ki." İğneleyici şekilde konuşan Boranla dudaklarımı yaladım.

"Aktif, ama bana gelen herhangi bir tehlike içeren kayıt yok."

Boran derince bir nefes aldı "Konağın arka ve üst tarafı korunmuyor Ciwan. Nasıl anlamak istersen öyle anla. Ama ben karımı güvenliği olmayan bir konağa gönderemem." Elimi tutan adama çevirdim bakışlarımı "Elfesyayı konağıma götürüyorum."

Alttan bakışlarımı Borana diktim "Boran." bana bakmak yerine abime bakıyordu, elimi tutan elini sıktım. Sonunda zor bela bana dönen acı kahve gözleriyle buluşturdum gözlerimi.

"Gitmek istemiyorum." Diyebildim sadece. Prensipleri dışına çıkıp bu konağa benim için adam göndermişti. Bunu hiçe sayamazdım, kibar bir şekilde isteğimi dile getirmeliydi "Lütfen."

Gözlerinin en içine baktığımda ne demek istediğimi anlıyordu, ne yapmaya çalıştığımın bilincindeydi.

"Hayır." Kestirip attığında gülümsedim. Bakışlarını Ciwan abime tekrar diktiğinde gözlerini sıkıca yumup derince nefes aldı.

Bunun anlamını biliyordum.

"Lanet olsun düğüne kadar Elfesyayla burada kalıyorum!" Dediğinde gülümsemem daha da çok büyüdü.

MALİHÜLYA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin