Herkese merhaba yine ben ve bir kurgum.
Yeni bir yola başlıyorum umarım yanımda olursunuz.
Tanıtım bölümü ile sizlerleyim...
Keyifli okumalar;
Cehennemin bedenleri kavuran sıcaklığı her bir saniye tenleri yakacak derece artmaya devam ediyordu, yelkovanın zalim oku zamanı durdurmuştu.
Koskoca şehirde kimsesiz hisseden küçük kız çocuğu yalvarıyordu, kimsesiz kız çocuğu çıplak ayaklarıyla sıcak zeminde yürüyor annesini arıyordu.
"Anne!" Diye bağırdı küçük kız çocuğu gözyaşları süzülüyordu, canı yanıyordu. Sıcak zemine yavaş yavaş damlamaya başlayan yağmur damlaları küçük kızın gözyaşlarının çığlıklarıydı. Bir kez daha "Anne!" Diye bağırdı.
Sesi canını yakan mızraklar kadar keskindi ağzının içinde dolan kan kokusu midesini bulandırıyordu.
Küçük kız mezarlığı sonunda bulmuş adımlarını mezarlığın içine yerleştirmişti, ağır ağır annesinin mezarına doğru ilerledi. Çıplak ayakları altında olan toprak kızın küçücük ayakları altında eziliyor ses çıkarıyordu.
Annesinin mezarının önüne geldiğinde yavaşça diz çöktü, beyaz elbisesine toprak lekesi bulaşmıştı. "Annem." Dedi küçük kız yavaşça annesinin toprağını okşamaya başladı. "Ben bugün doğdum ama sen dün öldün, anne. Sen gel babam gitse olmaz mı?"
Küçücük kızın yağmurlar ile birlikte süzülen gözyaşları hıçkırıkları mezarlıkta yankılanıyordu, toprak kokusu her yeri sarmıştı ama küçük kız üzerinde olan askılı dizinin üstünde olan beyaz elbisesi ile çok üşüyordu.
"Anne." Dedi birkez daha çaresiz ses tonuyla. "Annem. Güzel annem.." başını annesinin toprağına yerleştirdi uzun sarı saçları toprağa savrulmuş yeni kök vermişti.
Annesinin toprağına kızının saç teli düşmüştü. Bilseydi annesi küçük kızı çok üzülüyor bırakır miydi cennet kokulusunu?
"Kalk bana masal anlat. Evde yemek yok! Çok açım anne, babam yemek yapmıyor abim odasında çıkmıyor." Dedi küçük kız 10 yaşındaydı oysaki. Toprağın kokusunu ciğerlerine kadar çekmişti. "Annem. Kalk valla odamı ben toplayacağım söz veriyorum."
Küçük kızın arkasında simsiyah giyinmiş bir beden belirledi, orta yaşlarda. Siyah gözlük ve şapka takan o adam kızın kaderini çizmişti bile.
Bavulunu yere bıraktı bavulun fermuarını açtı ve her daim sıcacık olan kutusunu eline aldı. Küçük kız yerinde doğruldu ve arkasında adama baktı.
"Anneni ister misin!?" Diye sordu adam. Dudakları kıvrılmıştı adamın, küçük kız başını hızla salladığında adam küçük kızın önünde diz çöktü. "Ama seninle küçük bir oyun oynayacağız. Önce burada sonra arabamda tamam mı?"
"Saklambaç gibi mi?" Diye sordu küçük kız. Adam başını yavaşça salladığında küçük kız toprak dolu elleri ile gözyaşlarını sildi, dudaklarında tebessüm oluştu. Annesine kavuşacağını düşünmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
46 Dikiş Yarası
Teen FictionTik tak. Tik tak. Saattin acımasız yelkovanı dönüyor, acının tekrar etmesini istiyor. Tik tak. Tik tak. Hayat çarkı duruyor. Tik tak. Tik tak. Ölüm yaklaştı. "Ne istiyorsun!" Diye bağırdım sesim oldukça güçsüz çıkmıştı, boyun eğmeyeceğim dimdik d...