7. Bölüm: Küçük Yalancı Kasaba

38 8 12
                                    

[DÜZENLENMESİ TAMAMLAMIŞTIR]
(Bombastik bir bölüm sizi bekliyor..)


Verum est guod pro salute fit mendacium

(Kurtuluş uğruna söylenen yalan, doğrudur.)

Bölüm şarkısı: Everybody Loves Me - One Republic



Endişe, Korku, Stres.

Kalbin atış hızını değişikliğe uğratarak hızlandıran, kalbin pompalanışına dahi etki edecek kadar büyük duygular...

Hayatımda hiç stres, korku ya da endişeyi hissetmedim. Onların kalbimin atışlarına hükmetmelerine, hayatımı yönlendirmelerine izin vermedim. 

Bu üç duygu dürtüsellik ve fevri kararlara neden olurdu. Düşünmeyi etkiler, o anki duruma göre mantığımızla değil kalbimizle karar vermemize, yanlış kararlar alma potansiyelimizin ve olasılığımızın artmasına neden olurdu. Yanlış kararlar ise hayatımızda birçok şeyi değiştirme etkisini elde ederdi. 

Hiç yanlış karar almadım.

Hayatımda bir kez dahi bir kararımı düşünmeden almadım çünkü vaktim vardı. Hep vaktim vardı ve ben bu vakti karar vermeden önce düşünmek için kullanma şansına sahip oldum. Düşünecek, mantığımı konuşturacak ve duygularımla karar vermeyecek şekilde hareket ediyordum. Her olasılığı ayrı ayrı hesaplıyor, ters gidebilecek her şeyi ortadan kaldırıyordum. Nasıl davranmam gerektiğini, ne hissedersem her şeyi mahvedeceğimi, ne yapmam gerektiğini hep öylece gördüm. Rasyonel bir şekilde düşünmeyi başarıyordum. 

Aynı zamanda bir nedeni daha vardı. Hiç bu üç duyguyu hissetmemiştim çünkü bunlara yer kalmayacak bir monoton hayatım vardı. Elbette tek neden bu değildi ancak bana malikanede yaşarken pek de karar verme, seçim yapma imkanı tanınmadığını inkar edemezdim. Eğer bir insana seçim yapma imkanı vermezseniz elbette ki yanlış kararlar almazdı, alamazdı. 

Ameliyatımdan sonraki hafta gözlerimi açtığımdan bu yana hatırladığım yaşamım boyunca bu böyle oldu. O hafta annem zorlukla bir kaza geçirdiğimi, göğsümdeki izin hayatım boyunca kalacağını söylediğinde hiçbir şey hissetmedim. O izden öncesini hatırlamamam bir yana olaya gerçekçi bir bakış açısıyla baktım. 

Artık o ize sahiptim ve ben her ne yaparsam, her ne tepki verirsem vereyim bu iz her zaman orada kalacaktı. 

Bunun için ağlasam da, gülsem de, şaşırsam da sonuç bir değişime uğramayacaktı. Bu dünyada olacak ve olmuş şeylere benim kararlarım ve duygularım etki etmeyecekti, edemezdi. Ağlasam bir anda o iz silinmeyecekti, gülsem bir başka iz daha açılmayacaktı. 

Hayatta bir şeyler olurdu her zaman ve bunun üzerine bir şey hissedince bu değişmeyecekti. 

Belki de duygularımı kaybetmeme bu düşünce sebep olmuştu. Belki gerçekçi ve rasyonel düşünme kabiliyetim duygularımın katili olmuştu. Bilmiyorum, ama onların eksikliğini de hissetmedim. İnsanlara boş boş baktığımda, onlar da önce sorguladı, ancak alıştılar. Bunun sebebi ben değildim, onlar insanların duygu göstermesine alışmışlardı. Bu yüzden benim duygularımın katli onlar için garipti. 

Belki de beni insanlardan uzaklaştıran şey yine duygularımın katliydi. Hiçbir şey hissedememem onlarla iletişime geçmemi engellemişti belki de. Soğuk görüntümden malikaneye kim gelirse gelsin çekinmişti. Aynı soluk porselen tenim gibi ruhumun da soğuk olduğunu iddia etmişlerdi. Bendeki sorunun ne olduğunu kimse çözememişti. Malikane duvarları arasında çalışanlar arasında bunun çok konuşulduğunun da farkındaydım. Bu konu ile ilgili bir şey yapmamıştım. 

Kibrit ÇöpüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin