-11-Korku, Silah, Ölüm-

7 2 0
                                    

Adreanna ölümüne korkuyordu. Kalbi fırlamak üzereydi. "Ne- Ne demek istiyorsun?" dedi korkarak.

"Demek istediğim şey: Sen. Kimsin." dedi daha da sertçe. Adreanna buradan kaçmalıydı. Hem de hemen. Düşünmeye başladı etrafına bakındı. Keşke dövüşmeyi ya da gölge yeteneklerini kullanmayı bilseydi.

Ama tek bildiği dikkat dağıtmaktı. Camdan dışarı baktı ve kaşlarını çattı. Sanki çok şaşırtıcı bir şey görmüş gibi baktı.

Anthony kaşlarını çattı ve o yöne baktı. Tam o sırada Adreanna kapıyı açıp kaçtı ve kapıyı arkasından çarptı. Anthony küfretti ve arkasından koşmaya başladı.

Adreanna kulaklığına bağırdı. "Gölge! Rave, yardım et. Gölge!" dedi ama cevap gelmedi. "Lütfen oradaysan cevap ver." dedi merdivenlerden inerken. Topuklu botlar yüzünden az daha düşüyordu. Küfür etti.

"Gölge! Gölge! Yardım et. Anladı. Biliyor." dedi ama cevap gelmedi. Aşağı indiğinde etrafına baktı. Ama Rave'yi göremedi. Arkadan "Yakalayın onu!" diye bağıran Anthony'yi duydu ve koşmaya devam etti ama herkes dikkatini ona yöneltmişti.

Biri gölge yeteneğini kullanarak önüne birkaç tane sandalye attı. Adreanna ayağındaki botları hemen çıkardı ve çıplak ayakla koşmaya devam etti. Barı geçti geriye görevliler kalmıştı.

Arkasında kızgın bir kalabalık önünde üç güvenlik vardı ve Rave yoktu. "Yakalayın onu. Shimera Carai değil o." dedi Anthony. Adreanna hala nasıl geçeceğini düşünüyordu.

Biri onu çekmeye başladı. Hayır, gölgesini çekiyordu. Hemen etrafına baktı ve ayakkabılarının birini yukarıdaki avizeye attı ve bir anda etraf karardı. Böyle süslü şeyler yaparlarsa kırılması da kolay olurdu.

Diğerleri görmeye çalışıyordu. Adreanna yalın ayak dışarı kaçmıştı bile ve koşuyordu. Nereden geldiğini bilmiyordu bile. Ama koşuyordu. Böyle ölmek istemiyordu. Ölmek istemiyordu.

"Rave, lütfen cevap ver. Jeff, Anisa, Selen herhangi biriniz beni duyuyor musunuz? Lütfen." diye yalvardı. Yerdeki soğuk taşlar ayağına batıyordu ve etraftakiler ona bakıyordu. Bu süslü elbiseyle neden koşuyordu diye merak ediyorlardı. Ama şaşırtıcı bir şekilde rahattı.

Arkasındaki ayak seslerini duyabiliyordu. Bir sürü insan geliyordu. İzini kaybettirmek umuduyla bir ara sokağa girdi. Sesler azaldı ama hala arkasından gelenler vardı. Başka bir yola girdi.

Tam o sokağa girdiğinde ona doğru gelen kızgın birkaç adam gördü ve arkasına dönüp diğer yoldan devam etti. Havaya baktı. Binalarda yangın merdiveni de göremedi. Bu nedenle bir tane bulmak umuduyla yine başka bir sokağa girdi.

Bir merdiven gördü ve hemen demirlerine tutunarak tırmanmaya başladı. Onun arkasından adamlar da tırmandı. Bazıları beceremedi bazıları hızla geliyordu. Biraz sürdü ama çatıya çıkmıştı. Kemikleri acıyordu. Hayatında hiç bu kadar korkmamıştı. Hiç bu kadar koşmamıştı.

Çatıda başka bir köşeye gitti aşağı baktı o sokakta kimse yoktu. Çok yüksekti. Yan tarafta bir boru. "Bu delice." diye fısıldadı kendine. Ama yine de yaklaştı ve ona tutunarak kaymaya başladı. Çığlık atmamak için dudağını ısırdı. Arada yan taraftaki pencerelere tutunuyordu. Yere bakmamaya çalışıyordu.

Ölecekti. Ne için? Cebindeki bilgi için... Cebindeki bilgi. Hemen bir eliyle cebini kontrol etti. Kağıt oradaydı. En azından buna sevindi ve kaymaya devam etti. Ayakları yere değdiğinde atladı ve koşmaya devam etti.

Sonra bir çıkmaz sokağa denk geldi. Arkasını döndü başka yöne koşmak için. Ama tek gördüğü ona doğru gelen dört adamdı. Biri barda konuştuğu adam diğeri Anthony'di. Diğer ikisini bilmiyordu.

Karanlık Işık GünlükleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin