"Minho?"
Yüzüme buz gibi bir bakışla baktı.
"Ders çalışacağım."
"Benim masamda mı?"
"Nereden senin masan oluyormuş?" Diye mırıldandı.
Ne yapmaya çalışıyordu bu çocuk?
"Bu affedildim anlamına mı geliyor?" Dedim biraz çekinerek.
"Sen ne anlarsan o."
"Düzgünce cevap versene ya!"
"Tamam... Bu haşmetli ve koca yürekli Minho seni affetti ama sakın bunu canım istediği için yaptığımı sanma. Etkinlikte eş olduğumuz için zorunlu affediyorum."
Yüzüme aptal bir sırıtış yayıldı. Nedensizce çok rahatlamıştım. Minho iyi biriydi ve onun beni affetmesi beni çok mutlu etmişti.
"Ne o sevindin mi?" Dedi.
"Evet."
Bir an gözlerini kırpıştırdı. Böyle bir cevap beklemiyor gibiydi.
"Bu kadar dürüst bir cevap vermeni beklemiyordum açıkçası."
"Olur öyle."
"Neyse, bir hafta sürecek olan etkinlik için heyecanlı mısın? Benimle bir hafta geçirmek mi... Bu tüm kızların hayalini süslüyor kızım. Çok şanslısın."
"Hiç de bile. Neden heyecanlanacakmışım? Senin gibi kendini beğenmiş biri için mi? Çok beklersin."
"Oh be kızım! Sonunda geldin kendine ya. Kalbime iniyordu az kalsın bundan sonra bana nazik davranacaksın diye."
Kahkaha attım. Bir kez daha gerçekten rahatladığımı hissettim.
"Ama söylesene, cidden Hajun'dan mı hoşlanıyorsun?"
Neden bu konuyu açtı ki şimdi?
"Uzun zamandır."
"Bildiğim kadarıyla çocukluk arkadaşısınız ama."
"Evet öyleyiz ama dediğim gibi uzun zamandır hoşlanıyorum ondan."
Başını salladı. Bende sustum. Daha sonra kitabına gömüldü. Ne çalıştığını merak ettiğim için kitabın kapağına baktım. Vay... O neden anatomi kitabı okuyor?
Merakıma yenik düşerek sordum.
"Neden anatomi kitabı okuyorsun?"
"İlgimi çekiyor."
Kitabı bana uzattığında elime aldım ve birkaç sayfasına baktım. O bu kelimeleri nasıl anlıyordu?
"Çok karışık ve zor. Kelimelerin neredeyse hepsi Latince. Nasıl anlıyorsun bunu?"
Güldü.
"Yapma, o kadar zor değil. Aslında bir nevi hazırlık yapıyorum."
Küçük bir öksürükle boğazını temizledi ve kendini beğenmiş bir ifadeyle konuştu.
"Bu zeki ve çalışkan çocuk tıp fakültesini hedefliyor."
"Tıp fakültesini mi? Canına falan susadın herhalde."
"Hiç de bile. Hem tam da okul birincisine yakışacak bir meslek."
"Yine övmeye başladı kendini." Diye mırıldandım.
"Anlaşılan sen hala karar verememişsin," dedi önümdeki kitabı işaret ederek.
"Evet. Bu ne kadar da zor bir şey ya? Delireceğim..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐻𝒾𝓂. /𝐿𝑒𝑒 𝑀𝒾𝓃𝒽𝑜/
Teen FictionHerkesin bir mucizesi vardır. Hayatını parlatan, ışıltı ile kaplayan bir mucize. Ve insanların bir şansı vardır bu mucizeyi kullanmak için. Yalnızca bir kez. Lisede bu mucizeyi beklemek yerine yaratmayı seçtim ve çocukluk arkadaşıma, ona aşık olduğu...