"Sen bunu boş ver. Senide mi oyunlara çağırdılar ?"
"Evet bende cağirildim... Sen niye burdasın ?"
"Boş ver. Eve geri dönmek için oylama yapılacak. Geri dönmek için oy ver."
"Tamam abi. Şimdi beni geri gönder o odaya. Oyuncular ölmedimi bilmeliler"
O odaya geri götürüldüm. Herkes ölmedim diye çok sevindiği belliydi.
Hemen oyuncu 456 ve 218 yanıma geldi."İyi mısın sana birşey yaptılar mı ?"
"Gi-hun sabır et kızı korkutmuş olabilirler. Böyle yaparak kızı daha çok korkuttaçaksin."
"Ah... Doğru haklısın."
456 numara yanı Gi-hun bana bakarak konuşmaya başladı.
"Seni korkutuyorsam özür dilerim... Sadece iyi mısın diye merak ettim. Gel biraz sakinleş bize şana karşı ne yaptıklarını anlatırsın."
Bir yatağın üzerine oturdum. Nerdeyse çoğunluk benim başımdaydı. Herkes bana ne yaptıklarını merak ediyorlardı. Numara 218 sağ olsun ben abim in-ho'nun yönetici olduğ gerçeğini sindirmeye çalışırken onları başımda toplanmasinlar diye bir polis memuru gibiydi. Birazda olsa kendime geldiğimde konuşmaya başladım.
"Beni yöneticinin odasına götürdüler. Yönetici ona güvenmem için bana yüzünü gösterdi... Geri dönmek için oylama yapılacakmış geri dönmemi istedi."
456 biraz şaşkın bir şekilde bana bakarak konuşmaya başladı
"Onlardan üst biri daha mı var ?"
"Evet o kırmızı giyinen katilerden üst biri vardı...."
"Peki onun kim olduğunu biliyor musun ?"
En büyük abimin yönetici olduğunu onlara söyliyemezdim...
"Hayır, tanımıyordum..."
"Abinin polis olduğunu söylemiştin eve dönülünce abine bu olanları şöyle o yöneticinin robot resimini çizdirirsin. Böylece onları yakalamanız daha kolay olur."
"Bir polisin kardeşi olarak geri dönünce ne yapacağımı biliyorum. Tavsiye için teşekkürler..."
O sırada o Kare maskeli adam ve üçgen maskeli personeller odaya girdi.
"Şimdi bir oylama yapılacak. Oylamaya göğüslerinizdeki numaraların sonuncusu ile başlicaz. Oyunuzu verdikten sonra beyaz çizginin diğer tarafına geçin.
Numara 456 lütfen oyunuzu kullanın."Oylama başlamıştı. Bir kişi gitmek için oy verdikten sonra iki üç kişi kalmak için oy veriyordu. Oy sırası bana gelmişti.
"Numara 276 lütfen oyunu kullan."
Abim jun-ho'ya olan özlemimden dolayı gitmek için oy verdim. Son oyun kullanılacağı zaman gitmek isteyen ve kalmak isteyenlerin oyları eşitti. Oyuncu 001'de gitmek için oy vermişti. Oylama bittikten sonra tam olarak ne olduğunu hatırlamıyordum.
Bir yerden düşüyor gibiydim.
Uçurum değildi. Galiba arabadan atmışlardı beni... Hava çok soğuktu...
Gözlerim, ellerimi ve ayaklarım bağlıydı. Abimin beni bulmasını umut ediyordum. Bir süre sonra Abimin sesini duydum."Soo-yeol her yere bak. Yeon-do'yu bulmalıyız !"
Evet bu abimdi. Abimin sesiydi.
"ABİ, BURDAYIM! SESİME DOĞRU GELİN!"
"Soo-yeol bu yeon-do'nun sesi onu bulduk."
"ABİ, SONRA SEVİNİRSİNİZ. ŞUAN DONUYORUM. LÜTFEN ACELE EDİN!"
Abimler hızlıca yanıma geldi. Soğuktan donmak üzereyim. Aynı bir çöp gibi atılmıştim. Abim gözlerimdeki bezi çözerken soo-yeol abi ellerimdeki ve ayaklarımdaki ipleri ipleri çözüyordu. Tamamen o iplerden kurtulduktan sonra abim bana hemen sarıldı.
"Sana ne yaptilar böyle ?"
Evet biraz şımarçam. Şuan bana küfür ediyorsunuz biliyorum. Ama yinede şımarçam.
"Abim, beni bağlayıp aynı bir çöp gibi beni arabadan attılar. Üstümdekileride çıkarmışlar şuan dönüyorum..."
"Yaa... Kıyamam sana güzelim."
Abim bana sıkıca sarılıyordu. Abim diğer abiler gibi değildi. Diğer abiler kiz kardeşlerini hizmetçi gibi kullanırken benim abimde bana hep sevgi ve merhamet doluydu. O kız kardeşine yani bana göre çok sadık bir abı ve abisine göre yani en büyük abim in-ho'ya görede çok sadık bir kardeşti. Onu kimseye bırakmam. Onun kardeşi olduğum için çok şanslıyım.
"Güzelim, istiyorsan üstünü giyin. Senin soğuktan donmani istemem"
"Sen bana sarılırken ısınıyordum..."
"Kıyafetlerini giy ben seni ısıtmaya devam ederim."
Gülümseyerek konuştum.
"Tamam o zaman ben kıyafetlerimi giyeyim."
Bir çöp poşetinin içinde olan kıyafetlerimi alıp bir ağacın arkasına geçip kıyafetlerimi giydim. Kıyafetlerimi giydikten sonra abimin yanına gittim. Abim beni kucağına alıp sarıldı.
"Şimdi ısıtabilirim."
Gülümseyerek abime baktım.
"Isıt o zaman"
Abimde gülümseyerek bana baktı.
Sonra arabaya geçtik. Abim sırf benden sebep ön koltukta oturmadi. Arabada önün kucağında oturuyordum. Onun kucağında.
Şuan sevinçten çığlık atabilirim.
Bana bir insan nasıl abisine aşık olabilir diye soruyorsanız. Herkes abime aşık. Onlardan biride benim işte. Ona aşık olan kızlardan çok şanslıyım. Bana sariliyor filan...
Yorgunluktan kendimi tutamıyorum. Abimin kucağında uyuya kaldım.~~~~~~~~~
"Burası neresi ?"
"Lan pustlar! Kahretsin. Bu nasıl piskopatca bir oyun ? Bazılarına kolay şekil gelirken niye diğerlerine zor şekil kalıyor ? Daha fazla yaklaşmayın. Yoksa bu piç'i öldürüm!"
"O kare maskeli adam mı ?"
"Maskeni çıkart! Çıkart şu maskeni!"
O kare maskeli adam maskesi çıkartmıştı. O seung-hyun'du
"Gençecik bir çocuksun, nasıl düştün buraya?"
"Seung-hyun!"
"Yeon-do, özür dilerim"
Abim in-ho geldi ve Seung-hyun'u öldürdü. Sonra dedi ki.
"Kardeşim Yeon-do'ya aşık olabilirsin ama kurallara uymadin.
Gel yeon-do gidiyoruz.""Seung-hyun!!!"
~~~~~~~~~~
"Seung-hyun!!!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
number 276
FanfictionAklıma gelen bir soru olan "Jun-ho ve in-ho'nun (yöneticinin) oyunlarda olan bir kiz kardeşleri olsaydı ne olurdu ?" diye sorusu ile bu hikaye'yi yazmaya karar verdim. 😊 Squid game adlı k-drmadan uyarlandı. Herşey dizideki ile aynı değildir.