Kaderin acılı Ağları geleceğimi karartıyordu. Senin geleceğin yok! Evet benim bir geleceğim yoktu. ölmüştüm ve yabancı bir bedende uyanmıştım. elimi ister istemez boynuma götürdüm.işten kovulduğum günün sonrası çantamda yabancı bir kitab fark etmiştim, fakat kitabın başlığı kolyenin içindeki yazı ile aynı olması bir tesadüf olamazdı. artık tesadüflere inanmıyordum inanmayacaktım da.
aklımda o kadar çok soru vardı ki... ama hepsinin cevabı yoktu
tıpkı benim de yok olmam gibi.
gözlerimi açtığım beden, benim bedenim değildi.
bu hayat bana ait bile değildi. gözlerimi kapattım ve elimi kolyeme götürdüm.
Çok garipti fakat kolyeye dokununca garip bir şekilde rahatlama hissediyordum. bilinmezlikler içinde yüzüyordum fakat bildiğim şeylerde vardı.
burası normal bir dünya değildi. buranın işleyişi normal dünya ile kıyaslanamazdı bile.ben bir kitabın içindeydim ve bir kitabın içinde tutsaktım.
Kitabı bir kere bile okuma şansını elde edememiştim. okumaya çalıştığım an harfler silikleşmişti. bu kaderin bir oyunu muydu ?
Ben nasıl bir oyunun içine düşmütüm böyle ?
Varlığımı unutan annem acaba şu an ne yapıyordu? benim için ağlıyor muydu ?Ya babam ? Pişman mıydı? Ölümümü,sorumlu tutuyor muydu? Hiçbir şey bilmemek canımı daha fazla yakıyordu.
Pekala eğer bir kitabın içindeysen başıma gelecek olayları da bilmem gerekti, ama ben bir sayfasını bile bilmiyordum. tek bildiğim şey mavi adında bir kadının bedeninde oluşumdu.
A ve B planını çoktan kafamda kurmuştum. A planı mavinin yaşayan bir ailesi varsa bulmam gerektiğiydi. B planı ,düşmanları varsa bir an önce öğrenmek di.
bu evde yaşayalı neredeyse bir gün bile olmamıştı.batın ve tuhaf kız büyük ihtimalle mavinin kuzenleriydi.bu bilgiyi beynimin bir köşesine not ettim.
Aklımda bin tane soru vardı. ve en baskını bu kitaba nasıl uyum sağlıyor olacağımdı. peki bedeninde ikinci şans yakaladığım kadın nasıl biriydi? hiçbir bilgim yoktu fakat, savunmasız da değildim.
yatakta oturur pozisyona geçtim. saatlerce düşünmekten başıma kramplar girmişti fakat kendi dünyamda ölmüştüm ve bir kitapta uyanmıştım.
o an aklımda başka bir düşünce belirdi burada ölürsem yeniden kendi hayatıma dönebilir miydim? bu imkansız gibi geliyordu .
Çünkü diğer dünyamda ölmüştüm.
ama bunu hafızama kazıdım. bu bilgi yararıma olabilirdi.hiçbir şey bilmiyordum fakat yine de hemen pes etmeye niyetim yoktu.
karakterin nasıl biri olduğunu bilmiyordum.kibirli miydi? sevecan mıydı?en önemlisi kötü müydü? hiçbir fikrim yoktu fakat eğer kötü ise benim,mavinin bedeninde uyanmamla kitabın kaderini değiştirmiş olacaktım.
yataktan kalktım ve odamda bulunan elbise dolabına doğru yürüdüm.fakat ben elimi daha sürmeden kendiliğinden açılmıştı. muazzam olduğu kadar da etkileyiciydi.
bu evdeki çoğu eşya büyülü olmalıydı. dolaptaki elbiseleri,incelediğimde kesinlikle hepsi muhteşemdi. renkli bir elbise bulmak imkansızdı.karakterin renkli bir yapısı olmadığı kesindi.
siyah bir bluz , kahve tonlarında bir pantolon ve siyah bir çizme çıkardım. aynanın karşısına geçtiğim sırada yansıyan görüntümle birlikte kendimi beğeniyle süzdüm. etkileyiciydi.
kendi yüzüm gözlerimin önüne geldi.yüzümü buruşturdum.aynadaki kadının eşsiz güzelliği benimle kıyaslanamazdı bile.ellerim kuzguni siyah saçlara gitti fazlasıyla kusursuzdular. saçları düz ve yumuşacıktı.
Ten rengi korkunç derecede beyaz ve eşsiz di. gür kirpikler...hokka bir burun... ve Vişne çürüğü dudaklara sahiptim.aynadaki yansımama gülümsedim .kesinlikle mavi bu gülümsemesi ile bir çok erkeği kendisine hayran ettiğinden hiç şüphem yoktu.
anlık bir merak içimi kapladı. her kitapta olduğu gibi aşkta söz konusuydu... peki mavi kimden hoşlanacaktı? ama ben mavi değildim. cerenin ruhu mavinin bedenindeydi artık. kuralları mavi değil ben koyuyordum.peki kitapda ne gibi farklılıklar olacaktı?
mavi nasıl erkeklerden hoşlanıyordu?hiç bilmiyordum.
kitabın işleyişini değiştirme ihtimalim neredeyse yüzde yüzdü.kolay kolay aşık olan bir kız değildim ben.eski dünyamda sadece bir kere aşık olmuştum.oda platonik aşkım egeydi.
belki öldüğümü bile bilmiyordu.öğrense üzülürmüydü?sanmıyordum.tanımadığı bir kız için üzüleceğini hiç sanmıyordum.
beni hatırlamıyordu bile.şuanki halimi görse eminim mavinin ihtişamından kör olurdu.onu daha fazla düşünmek istemiyordum.kendine gel ceren! iç sesime kulak vermemin zamanı gelmişti.
onu aklımdan silmeliydim.o eski hayatımda kalmıştı.
onu düşünmeyi bırakma vaktim gelmişti artık.asıl konu annem ve babamdı.ben öldükten sonra annem ne yapmıştı? Hiç bilmiyordum fakat bilmek istediğimden de emin değildim.
Seni önemsemeyen bir anne için sahi fazla düşünmüyor musun ceren?
Ne olursa olsun benim annemdi fakat ben onda anne şefkati görmemiş bir kız çocuğuydum. Niye benden esirgemişti ki? Çok mu zordu birazcık olsun Sevmek.. Oysa ben onu hep sevmek istemiştim fakat annem buna da izin vermemişti.
-git ceren görmek istemiyorum seni
-Defol
-baban olacak o adi herifin ismini alma
-odama gideceğim beni rahatsız etme sakın
-bana para lazım
-para ver
-canınamı susadın almayacağım o şeyleri sadece ilaç alıcam
Bunlar dışında normal bir diyaloğu yoktu.Ben her çabaladığımda annem hep beni aşağıya çekmişti. Beni görmezlikten gelmekten başka hiçbir şey yapmamıştı. uyuşturucu için para istediği zamanlar hep korkardım küçük kız kardeşim de korkar yanıma gelirdi.
Ona her şeyin yoluna gireceğini söylerdim fakat girmezdi.
Ölmüş kız kardeşim...
Kalbime derin bir acı saplanınca düşünmeyi bıraktım.kardeşimi düşününce içimdeki pişmanlık ve derin acı hep içimdeydi.düşünmek istemiyor fakat aklımdanda hiç çıkmıyordu.
Düşünmeyi bırak o öldü artık geri getiremessin.onu sen öldürdün ceren(: annen değil,sen öldürdün.sen bir canavarsın...sen...sen...bir katilsin!
Hayır diye bağırıyordum.acıyla akmakta olan sıcak gözyaşları ile bağırıyordum. Fakat ağlamak kardeşimi geri getirmeyecekti onun mezarını bile ziyaret edemeyecektim artık. O da ölmüştü Bende ölmüştüm Fakat ben bedenen ölmüştüm.o ise hem beden hem ruhen.
Eğer bir günümü tamamen değiştirmek isteseydim kardeşimin öldüğü günü değiştirirdim.acıyla kahkaha attım
Öldürdüğün kardeşinimi?
Dudağımı o kadar sert ısırmıştım ki acı bile hissetmemiştim. Eğer bir rüyadaysam belki uyanırdım fakat bu bir rüya bile değildi.
Gerçekti.
gözlerimin önüne annemin donuk bakışları geldi.
belkide annem öldüğüme üzülmüştür diye kendimi avutmadım. Eğer üzülmüşse beni kaybettiğinden değil,artık kazanamayacağım paralara üzülmüştür muhtemelen..
peki ya babam? ölümümden dolayı kahroluyormuydu? Bir kere olsun üzülmüş müydü? Sanmıyordum. Ama az da olsa beni sevsin istemiştim.
Ben hiçbir zaman sevilmemiştim.
Ama sevmiştim birini
Canımdan daha çok sevdiğim kız kardeşimi..
nereden bileceklerdiki bir kitapda tıkılı kaldığımı...tıpkı bir labirent den çıkamamak gibi bir hisdi kitap da olmak.
peki mavi nasıl biriydi? bunuda defalarca düşünmüştüm ama artık düşünmek yerine kesin bilgilere ulaşmalıydım.A planım mavinin ailesini sağ salim bulmaktı.bu işi elime yüzüme bulaştırmak kesinlikle istemiyordum. Belki de mavi ile öğrendiğim bilgiler ile avantajlı olabilir dim.
Daha fazla düşünmemem gerekti.
aynadaki yansıma mı geride bırakıp bir an önce evden çıkmak için ilk adımı attım.
bir bölüm sonuna daha geldik düşünceleriniz nedir? benden oy ve yorumlarınızı mahrum etmeyin... okuma listenize eklemeyi unutmayın lütfeen
ceren karakterini nasıl buldunuz?
mavi karakterini nasıl buldunuz?
en sevdiğiniz sahne hangisi olduu
kendinize çok çok iyi bakın...
diğer bölümde görüşmek üzereee❤️❤️🔥