aşk bir hastalık

76 9 33
                                    

Wonyoung Odası

Kapı kulpunu sıkıca tutup çevirdi Wonyoung. Karşısındaki beden ile gözleri buluştuğunda seslice nefesini verdi.

"Ne yapmaya çalışıyorsun?" dedi yarı kapalı gözleri ile.

"Konuşmak istiyorum." dedi Minho, Wony'sinin gözlerine bakarak. Fakat Wonyoung onun yüzüne bile bakmıyordu.

"Konuşacak bir şey yok. Gidiyorum ben." Eli zaten kapı kulpundaydı. Wonyoung arkasını dönerken Minho hızlıca kolundan tuttu.

"Lütfen, sadece biraz." Wonyoung, ona yalvararak bakan kahvelerine baktı. Önceden çok severdi. Bir keresinde sırf onları görmek için gece yarısı Minho'nun evine gitmişti. Peki şimdi ne olmuştu? Gözleri aynıydı ama hissettirdikleri tamamen farklıydı. Eskisi gibi tatlı acı yoktu. Burada saf acı vardı. Çok can acıtan bir acı. Daha fazla dayanamadı.

"Sadece biraz." dedi. Kolunu hızlıca Minho'nun ellerinden çekip içeriye girdi. Minho şirince gülümseyip konuşmaya başladı.

"Ortada bir yanlış anlaşılma var, tamam mı? Bizi böyle bir şey için hiçe saymana katlanamıyorum. Ba-"

"Biz diye bir şey yok Minho." Minho derince bir iç çekti.

"Normalde burada bana yaptığınız saçmalık için küçük bir intikam almam gerekiyor Wonyoung. Ama ben sadece aramızda ki bu gereksiz gerginlik bitsin istiyorum. O yüzden lütfen sözümü kesmeden dinle, olur mu?" Wonyoung başını sallamakla yetindi.

"O gün benim evime geldiğinde duyduğun her şey bir yanlış anlaşılmadan ibaret."

2022, Eylül

"Tatlım, şunları alamıyorum. Yardım eder misin?" dedi Wonyoung üst çekmecedeki bardaklara uzanmaya çalışırken. Minho onun bu halini şirin bulmuştu. Hızlıca yanına gelip ulaşamadığı bardakları ona verdi. Wonyoung ikisi için yeni öğrendiği bir içecek tarifini yapacaktı. Tezgahtaki meyveleri ve birkaç buzu çalışan makineye attı. Onların öğütülmesini beklerken Minho'nun telefonundan bildirim geldi. Etrafına baktı. Minho gözükmüyordu. Ellerini üzerindeki önlüğe silip telefona gelen mesaja baktı. Numaradan gelmişti. Şifresi olduğu için açamadı.

"Tatlııım!"diyerek çağırdı. Minho koşarak odasından geldi.

"Wony?" Minho, Wonyoung'un elinden telefonunu alarak gelen bildirime baktı. Numarayı görmesi ile içinden küçük bir küfür savurdu. Wonyoung bu garip havayı sezmişti.

"Bir problem mi var?" dedi tek kaşını kaldırarak. Minho telefonu kapatıp arka cebine koydu.

"Hayır, yok." Yüzüne gülümsemesini yerleştirdi. "Bir arama yapmam lazım sadece." Wonyoung şüphelenmişti ama belli etmedi. Minho'nun yanağını öpüp işine geri koyuldu. Minho tekrar odaya girip kapıyı kapadı.

Yeonjun, Minho'ya bir görev vermişti. Yeonjun'un ailesi ile arasını bozan bir kız ile yakınlaşması gerekiyordu. Bir çeşit intikam alacaklardı kısacası. Fakat oyunun bozulmaması için bunu sadece Minho ve Yeonjun biliyordu.

'Ara beni 💋'

Gelen mesaja karşılık midesi bulandı Minho'nun. Her şeyi Yeonjun için yapıyordu. İkisi kardeş gibilerdi. Yapmak zorundaydı. Denileni yaptı ve kızı aradı.

"Yujin." dedi Minho.

"Aşkımmm sonunda aradın. Beklerken yoruldum."

"Yeni gördüm bebeğim."

"Hmm, bana gelsene. Uyuyamıyorum." Minho şaşırmıştı. Bunu yapmayı kesinlikle istemiyordu. Ayrıca bugün Wony'si buradaydı ve onunla uyumak istiyordu.

onlar kim, multifanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin