2-Toprağa Ait Olanlar

120 23 90
                                    

Sana öğretilen ilk şey umudun yoksa yoksundur. Oysaki umut hiçbir zaman yoktur. Onu sen var edersin, var ettikçe varsındır.

Yağan yağmura karşı bir başkaldırı bu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yağan yağmura karşı bir başkaldırı bu. Sığınmamız için üstümüze yağdırdığı küçük su damlacıkları ile bir kişiye veya birine muhtaç olmamızı isteyen yağmura karşı bir başkaldırı.

Muhtaç olmayacağım.

Su damlasına karşı dahi baş kaldıracağım. Bu benim. Bu benim varlığım.

Islanan göz kapağımı usulca açtım, uzun kirpiğime asılan intiharına karar veren yağmur damlacığı yere doğru süzüldü. Kurtuldu o. Belki bir gün bende kurtulurum. Gözlerimi hafif kısarak gökyüzüne baktım. En sevdiğim havaydı bu. Herkesin eve sığındığı ve şehri bana emanet ettiği bir andı benim için. Sanki hepsi beni ve gökyüzünü yalnız bırakmak için kaçışıyordu.

Ya da kim bilir belki de hepsi bedenimdeki kiri görüyordu. Tenime kazınan bu kanın sadece Tanrı'nın armağan ettiği su ile yıkanabileceğini biliyorlardır.

Kollarımı iki yana açarak derin bir nefesi ciğerlerime mahkum ettim. Çok güzel kokuyordu. Islanan toprağın kokusu bana, yaşamı hatırlatıyordu. Yaşamı hatırlamak nasıl hayatta kaldığımı bana gösteriyordu.

Sen busun işte. Bak buna! Sen bunun için var oldun! Yaşamalısın! Vakti gelmeden ölmen bile sana yasak. Sana günah.

Çıplak ayaklarımın çamura bulandığını, elbisemin eteklerinin de renginin tamamen değiştiğini biliyordum. Uçları tamamen çamur olmuştu. Bir an yere uzanmayı evrenin beni kucaklamasını diledim ama şimdi olmayacağını biliyorum. Daha erken, daha bitmedi kendim ile savaşım.

Yere attığım çantamdan gelen telefon sesini bu kez es geçemedim. Kimin aradığını biliyorum, kimin aramadığını da. Kollarımı iki yanıma indirip çantama doğru ilerledim, çantamdan telefonumu çıkarıp ekrana bakmadan yanıtladım.

"Efendim."

Kızgın sesini işittim "Bu yağmurda bana yine deli danalar gibi suyun içinde tepinmediğini söyle!"

Derin bir nefesi salıverdim. "Deli danaların böyle bir şey yaptığını sanmıyorum."

"Cidden takıldığın nokta bu mu?" derin bir nefes veren taraf bu kez oydu. "Bak, hasta olacaksın. En basitinden bu havada herkes evine gider ve ya bir yere sığınır. Sen neden öyle yapmıyorsun?" Bir şeyi unutmuş gibi durdu ve cümlesine devam etti. "Ha, bu arada akşam gideceğimizi unutmadın,değil mi?" Gene konuşurken konudan konuya atlamaya başlamıştı. Dikkat eksikliği çok fazla vardı.

HALELWhere stories live. Discover now