[EPİSODE 40]

658 75 51
                                    

Bol bol yorum yapmayı unutmayın :)

<İyi Okumalar>

"Ba... Ba. Baba!"

Duyduğum seslenme ile Namjoon'un omzuna yaslanıp daha çok ağladım. 9 aylık bebeğimiz baba diyordu.

"Güzelim, Jinnie'm ağlama lütfen. Bak Jungkook'da ağlamaya başlayacak."

Namjoon saçlarımı okşayıp sakinleştirmeye çalışırken, ben ise bir türlü göz yaşlarıma hakim olamıyordum.

"Ama çok güzel baba diyor."

"Baba!"

Jungkook'un çığlıkla bağırınca ona döndüm. Beşiğinden ellerini uzatıyordu. Hemen kucağıma alıp saçlarına öpücükler kondurmaya başladım. Namjoon'da, ikimizi kollarının arasına alıp sıkıca sardı.

"Sen büyüdün ve baba mı diyorsun? Aferin oğluma. Mutlu ol Jinnie'm. Oğlumuz büyüyor."

Büyümesi nedense beni üzüyordu.

"Hiç bir zaman bu kadar küçük olmayacak. Bu halini gördüğümüz günler sayılı olacak. Büyümesini istemiyorum."

Elmacık kemiğime bir öpücük kondurup belimi okşadı.

"Ama onun büyümesini asla engelleyemezsin. Elbet büyüyecek ve bir gün bizim yaşlarımıza gelecek. O zaman geldiğinde bizim gibi babaları olduğu için gurur duyacak çünkü biz ona her zaman çok iyi bakacağız."

Haklıydı. Elimden bir şey gelmezdi. Tek yapabileceğim ona güzel bir hayat sunmaktı.

"Namjoon, Jungkook büyüyecek ve elbet bizim öz oğlumuz olmadığını anlayacak. Ruh eşi olaylarını öğrendiğinde ve kendi saçının mor olmadığını gördüğünde anlayacak. O zaman bizden soğumaz dimi?"

Tatlı gülümsemesi ile bana baktı. Gamzelerini gördüğüm an sakinleştim.

"O gün geldiğinde ona gerçekleri anlatırsak emin ol bize daha çok bağlanacak. Sonuçta bu ev, yetimhaneden bin kat daha iyi. Gururlu bir çocuk olursa da kendi ailesini aramaz. Sen o güzel aklını böyle şeyleri düşünmeye kullanma. Üzme kendini. Emin ol onun yerinde olmak isteyen yüzlerce bebek var. Kim bizim gibi mükemmel bir çiftin çocuğu olmak istemez ki?"

Dedikleri güldürdü beni. Üzülmeye gerek yoktu. Jungkook bizim bebeğimizdi ve hep öyle kalacaktı.

°°°

"Çok tatlı ve çok korkak. Koltuğu bırakmaya korkuyor. Düşeceğinin farkında."

Koltuklara tutunarak yürüyen Jungkook'a bakıp güldüm. Küçük küçük adımlar atıp Jimin'e gidiyordu. Koltuğu asla bırakmıyordu düşecek diye.

"Yimi!"

"Yimi seni yer! Yimi seni ham yapar!"

Ah tabi dediği bir kaç kelime vardı. İlk Jimin'in ismini söylemeye başladı. Peltek bir şekilde 'Yimi' diyordu. Bana da 'Yi' diyordu. Geçende öğrenmiş 'Ho' demeyi. O kadar düşündük kime diyor diye. Meğerse Hoseok'a diyormuş. Daha diğerlerinin isimlerini söyleyemiyor. Namjoon'a hep baba diyor. Bana da hep Yi diyor.

Artık 11 aylıktı. Bir daha ki ay doğum günüydü. Hoseok'da evde yatıyordu sürekli. Doğumu çok yaklaştı ve istemsiz olarak korkuyordu.

Namjoon'un içeri girmesiyle Jungkook heyecanlı bir şekilde koltuğu bıraktı ve yere düştü. Üçümüzde anında onu kaldırırken ağlamaya başlamıştı. Hemen kollarını uzatıp bana gelmek istedi. Kucağıma alıp kaldırdığım anda susmaya başladı.

FAKE ALPHA : NAMJİNWhere stories live. Discover now