-Lila: Ne!? NA..SIL OL.UR,??
-Doktor: Henüz çok yeni. Ama hamilesiniz. 4 haftalık. Bir kan tahlili de yapabiliriz. Gerçekten mucize. Sizin adınıza cok mutluyum.
-Lila: Doktor hanım eminmisiniz? Bu mümkün değil.
-Doktor: Partnerinizla münasebetiniz olmamışmıydı?
Lila o kara geceyi hatırladı. Ama bildigi bisey varsa o da Mert'in bosalmaktan ziyade yarıda bıraktığıydı.
-Lila: Doktor hanım bu bebeği doğuramam. Kurtaj olmak istiyorum.
-Doktor: Ne ! Eminmisiniz? Bakın Lila hsnimbu sizin son şansınız olabilir. Bir iki hafta sonra kalp atışlarını bile duyabileceksiniz.
Lila istemsizce elini karnına götürdü. Ama yapamazdı. Babası onu öldürür! Bu düşünce bile tüylerini diken diken etmişti.
-Doktor: Lila hanım kararsızsınız. Ama dediğim gibi bir daha çocuk sahibi olamamanız çok yüksek. 8. Haftaya kadar kurtaj olabilirsiniz. 4 hafta daha düşünün derim.
Lila elinde minik bir ultrason kağıdıyla dışarı çıktı. Baktığında hicbirsey anlamıyordu. Ne yapacaktı?.. Bilmiyordu..
Aradan 3 hafta geçti. Bir türlü karar veremiyordu. Sonunda kararını verdi. Önce Mert ile görüşmesi gerekiyordu..
Zar zor da olsa villayı bulabilmisti. Kapıyı çalmadan önce icerden müzik sesini duyabiliyordu. Arabalardan da anladığı kadarıyla evde bir parti vardı.
Kapıyı calsada kimse duymazdı. Zaten Kapı acıktı da Mert nerdeydi...
İçeri girdiğinde baya kalabalık vardı. Gözleriyle Mert'i arıyordu. Her yanından gectigi erkek laf atıyor yaninadavet ediyordu. Yine midesi bulanmaya başlamıştı. Tam başı dönüp elini duvara attığında Mert karşısındaydı...
-Mert: Ooo Lila hanım. Sende mi davetlisin partime...
-Lila: Ko.. konuşmamız gerek.
-Mert: Pek iyi görünmüyorsun. Tamam hadi odama geçelim.
Yavaşça merdivenlerden yukarı çıktılar. Lila yatağa oturdu. Gözlerinden yaşlar akıyor, bir türlü lafa giremiyordu.
-Mert: Bugün konuscakmisin? Hani bekleyen partim varda.
-Lila: Doktor mucize dedi.
-Mert: Ne doktoru ne mucizesi?!
Lila ağlamaktan konuşamıyordu. Mert kolundan tutup ayağa kaldırdı.
-Mert: Benimle dalga geçme!
-Lila: Ben ha..mileyim.
-Mert: Bir dakika. Sen nesin nesin?!
Mert iki eliyle saçlarını karıştırmaya başladı.
-Mert: Ya inanamıyorum ya! Tuzağa düşürüldüm! Sana inanmıştım!
-Lila: Mert gercekten gercekten. Seninle tanıştığımız o gün doktorla görüşmüştüm. Bana imkansiz zor dedi. Ne soylediysem yemin ederim doğru.
-Mert: Bırak bu işleri sen. Hem nerdeyse 2 ay oldu. Bilerek mi gec söylüyorsun o seyden kurtulamayalim diye!
-Lila: Önce kendim bir karar almak istedim merak etme yasal süredeyim hala geç değil. Ama ben senden yardım ıstiyorum.
Mert bir eliyle Lila'nın yanaklarını sıkarak "sakın bana doğuracağını söyleme!"
-Lila: Mert. Bu benim son şansım olabilir. Ben onu kaybetmek istemiyorum.
-Mert: Bak tedavisi neyse en iyisini bulucam sana söz. Ama ben baba olamam anlıyor musun? Sana para da veririm. İstediğin gibi yaşarsın. Peki bir ihtimal başkasından olma şansı varmı?
Lila o an anlamıştı. Mert ona yardım etmeyecekti. Bu konuda tek başınaydı.
-Lila: Senden son birsey istiyorum. Beni asla tanımadın. Asla!
Çantasını alıp giderken Mert onu durdurdu. "Bana doğruyu söyle doğurmayacaksın değil mi?"
-Lila: Bu seni ilgilendirmez. Sen partine bak.!Lila bir sinirle dışarı çıktı. Derin derin nefes almaya başladı. Hayatinda bu kadar aşağılanmamıştı. Ona yardım edecek tek bir kişi vardı. O da ilkokuldan beri arkadaşı Mehmet...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mor Çiçekler
RomanceAnne olmayı cok isteyen Lila, baba olmayı hiç istemeyen Mert'in hikayesi...