BÖLÜM-6

18 4 0
                                    

03.01
Yurda dönmüştüm.Dönmeden önce markete uğrayıp kahveleri almıştım.O an gözüme güzel gelen bir kaç atıştırmalığı da alışverişe eklemiştim.

Odanın kapısına geldiğimde Elimde poşetler olduğu İçin anahtarı çantamdan çıkarmaya uğraşmak yerine kapıyı ayağımla tekmelemiştim.Kısa süre sonra içerden El'in"geliyorum"diyişini duydum ve bundan bi yaklaşık 5 saniye sonra kapı açıldı.Karşımda sağ elinde Kağıt havlu rulosu olan ve bir yandan sol eliyle burnunu silen,gözleri ağlamaktan kızarmış ve dokunsan ardı kesilmeden ağlayacakmış gibi duran El ile karşılaştım.
"El? Noldu sana!Ne bu halin?Kötü bir haber mi aldın!?"diye sorular sorup bir yandan panikle içeri doğru Adımlayıp El'e yaklaştım.
Burnunu sümkürdü ve ağlamaya başladı.Hemen ayağımla kapıyı kapattım ve elimdekileri olduğum yere indirdim.Elin omuzlarından tuttum ve diyeceği şeyi bekledim.Dizlerim titriyordu ya kötü bir haber aldıysa diye düşünmeye başladım.Aklımdan O kadar çok şey geçmişti ki o an.El'in ailesinin başına bir şey gelmesinden Carol ve Eris'e bir şey olmasına,Luca'nın beni aramak yerine El'i arayıp ailemle ilgili bir şey söylemesinden Okuldan atılmasına kadar her şey o an zihnimden akıp gitti.El bana sarıldı ve ağlamaya başladı.Sarıldım ve sırtını sıvazladım.Kendini hazır hissettiğinde konuşmasını bekledim.Bir kaç hıçkırıktan sonra El konuşmak için geri çekilmişti.
"Kat.Çok kötü bir şey oldu"dedi bir yandan ağlarken.
"Ne oldu El.Anlatsana!"dedim.Bir yandan paniklemiş bir yandan sinirle.
"Jack Kat.Öldü!"dedi.Bian dondum kaldım.
"Ne,ne diyosun.Jake kim El!?"dedim.Aklımdan Onların sürüsündeki bir kurdun öldüğü geçti.

"Kavuşamadılar.Kaat!Jack ve Rose kavuşamadı.Jack öldü!Rose için kendini feda etti!"dedi ve eliyle bilgisayarını gösterdi.

Kafamı o tarafa çevirdim ve biten filmin ekranda kayan yazılarını gördüm.

Filmden bahsediyordu.

"Ya El! Aptal! Aklımı çıkardın şurda. Ne kadar korktum sen biliyor musun.Aklımdan neler geçti sen biliyor musun!!"dedim ve omzundan biraz ittirdim.

"Ya ne diyosun Kat.Şurda birbirini seven iki insan kavuşamamış ya"dedi. O an ağzımdan küfür çıkmaması için kendimi zor tuttum.

"Sana hiç bir şey demiyorum El! Sen ağlamaya devam et."dedim ve El'i olduğu yerde bırakıp askılığa döndüm. Bir hışımla montumu ve çantamı oraya astım.Poşetleri yerden kaldırmadan banyoya ilerledim.

"Sanki çok normal bir gün geçirmişim gibi bide bu kızın aşksal triplerini çekiyorum.Başlarım bunun aşkına da! Brunosuna da! Bruno'nun Gamzesine de!
Banyo da bir yandan söylenip bir yandan elimi yüzümü yıkadım.Ardından saçlarımı yukardan topuz yapıp,akan soğuk suyla ensemi ferahlattım.İşim bittiğinde içeri döndüm ve El'in poşetleri yerden kaldırdığını ve mutfağa götürdüğünü gördüm.Yataklara doğru ilerleyip kendimi yüzüstü yatağa attım.
El mutfaktan çıkıp yanıma,kendi yatağına geldi ve oturdu.Kafamı kaldırıp ona baktım. Gözleri hala kızarıktı ama ağlamıyordu.Bileğinde ki tokayı alıp saçlarını bağlamaya başladı.Kafamı geri yatağa indirdim ve gözlerimi kapattım.

"Yorgun görünüyorsun.Sanki şehrin öbür ucuna gittin"dedi.Onun sesiyle gözlerimi açıp ona baktım.o da yatağına uzanmıştı ve kafasını bana doğru çevirmiş bana bakıyordu.

"Evet yorgunum.Ve sanki yorulmamış gibi bir de senin yüzünden ödüm patladı.Aklıma o kadar çok şey geldi ki anlatamam El."dedim.

"Kat çok üzücüydü ama.Sen de izle bir gün.O zaman beni anlarsın."dedi ve yatakta bana doğru döndü,bir elini başının altına koydu.

"Bakarız.Ama şimdi ve önümüzdeki 48 saat boyunca Aşk,Titanic ve Bruno lafı duymak istemiyorum."dedim ve gözlerimi kapattım.Bir süre cevap vermedi.Bense tekrar gözlerimi açıp bir cevap vermesini bekledim.
"Duydun mu?"dedim.
"Tamam be duyduk."dedi.

ECLİPSE.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin