Her an, her şey olabilirdi. Tüm kontrolümü yitirip bir şeyleri aceleye getirebilir, her şeyi çabucak halledebilir ve ardımda acımasızca yıktığım, mahvettiğim bir beden bırakabilirdim.
Sabırsızlığımın dahi bana acıyarak sunduğu az miktarda olan sabrımın; son kırıntılarıyla geçinmeye çabalıyor, ona istediğini yapabilmesi adına zaman vermek için uğraşırken raydan çıkmaya müsait benliğimi de dizginlemeye çalışıyordum. Fakat patlayacakmış gibiydim, daha doğrusu; zihnimde ve göğsümde bir şeyler patlıyormuş gibiydi ve kesinlikle beni de patlatmaya meyilliydi.
Başımın etrafında yıldızlar döndüğünü hissetsem de karşı koymakta aşırı zorlandığım çekim gücü, tüm alanı kaplarken odağımı asla dikkatimi vermem gereken şeyde sabit tutamıyordum.
Her şeyin suçlusu; beni ve amansızca büyüyen hislerimi katledip tekrar tekrar doğuran, yine öldürmek için sevgiyle büyüten ve defalarca zihnime işkence eden Heather'ın kendisiydi.
Şımarıklığını ve arsızlığını, fazlasıyla çekici bulurdum. Her şeyi hoşuma gittiği gibi, bu ayrıntılar da beni çıldırtmaya yetecek kadar baştan çıkarıcıydı. Benimle uğraşmayı severdi, üzerimdeki etkilerini adı gibi bildiği için üstüme gelmeyi ve sınırlarımı alabildiğine zorlamaya ise bayılırdı. Sırf tepkilerimi ve ne yapacağımı görebilmek için yapmayacağı şey yoktu. Başıma getirdiği şeyler yüzünden içimde biriken her şeyin acısını da; bedeninden, dudaklarından ve en çok da parçalanmasından hoşlandığı deliğinden çıkarmamı çok severdi.
Dakikalar boyu arsızca flört edip sıra öpüşmeye gelince istemiyormuş gibi davranan biriydi. Yıllar önce, beni tamamen bu şekilde tavlamasına rağmen Taehyung'un hayatıma ve zevklerime getirileri; hiçbir şekilde etkisini kaybetmiyor, eskimiyordu. Onun bu kayıtsız, aynı zamanda davetkar ve cilveli tavırlarına bayılırdım.
Fakat benim için uslu olmaya karar verip sözümü dinlediğinde işler çığrından çıkıyor, aklımın her köşesinde ayrı fırtınalar kopuyor ve zar zor sağladığım kontrolüme yıldırımlar düşüyordu.
Ona emirler vermemi, kontrolü elime almamı, cüsseli vücudumla onu altımda ezmemi sevse de genelde bunların tam tersine davranır, beni çileden çıkarana kadar rolünü güzelce oynardı.
Zamanlamanın tutmadığını düşünmüş, istediği şeyi açıkça söylemesine rağmen olaylar ciddiye bindiğinde kaçacağını sanmıştım. Beni reddedeceğini, sadece işini yapacağını ve insanların etrafımızda olduğunu söyleyerek bana kızacağını düşünmüştüm ama yanılmam ve bazı şeylerin düşündüğüm gibi olmaması sandığımdan daha kısa sürmüş, beni dumura uğratmıştı.
