İçeri girdiğimde Ulaş'ı görmemle duraksadım. Sandalyelerden birine oturmuş elindeki elmayı dişliyor ve karşısındaki duvara diktiği gözleri ile bir şeyleri düşünüyor gibiydi.
Onu takmayarak içeri girdim ve bir bardak alıp su doldurdum. Her neyi bu kadar çok düşünüyorsa beni hala fark etmemişti.
Başım hafiften ağrıyordu. Dolaptan bir ağrı kesici çıkartıp su ile beraber içtim.
" Sorun ne Ulaş?" Dedim elimi omzuna koyarak. İrkilip bana döndü ve sonra tekrardan duvara doğru bakmaya devam etti.
Yanındaki sandalyeye oturdum ve arkama yaslandım.
" Ulaş, seni kaç yıldır tanıyorum inan üşendim sayamadım ama yetimhaneden beri beraberiz. Şu hayatta seni en iyi tanıyan kişi olduğuma eminim."
Ona döndüm ve kahkaha attım. " Bu ben aşık oldum bana dokunmayın bakışları."
Ben gülmeye devam ederken o da bana ters bakışlarını yolluyordu. " Hadi ama oğlum, seni tanıyorum sen aşkı önce aşk acısı çekerek yaşarsın."
Gülmemi zorla durdurup ciddi bir tavır takınmaya çalışarak ona döndüm. " Kim bu şanssız kız?" Gözlerini kısarak bana baktı.
" Boşversene."
" Tamam." Dedim. Uzatmayı seven tiplerden değildim, anlatacaksa anlatırdı bende dinleyip tavsiyede bulunurdum. Bu hep böyleydi.
Bir elmada ben alıp yemeye başladım. Ulaş, kendisi iştahla yiyip karşı tarafın canını çektirenlerdendi maalesef.
" Ilgaz'la aramda düşündüğün türden bir ilişki yok ayrıca ona hiç o gözle de bakmadım. Yani rahatlayabilirsin dostum."
İçimde tutamamıştım çünkü bu durumu yanlış anlasın istemiyordum.
" Ne alakası var şimdi? Ne yapabilirim yani?" Dedi yan gözle bakarak.
Ona imalı bakışlarımdan birini atıp elmadan bir ısırık daha aldım. Belli etmemeye çalışsada az da olsa rahatladığını görebiliyordum.
" Neden Ilgaz ile birlikte bardaydın?" Dedi dayanamayarak.
" Tesadüfen karşılaştık." Tek kaşını kaldırıp doğru mu söylüyorum diye baktı ve doğru söylediğimi anladığında da kafasını salladı.
" Ne yaptınız peki?"
" Sence Ulaş? Ne yapmış olabiliriz? İki içki içtik sohbet ettik işte."
" O zaman niye kucağına alıp taşıdın? Ayrıca şu anda Ilgaz bu evde odalardan birinde uyuyor." Dedi sert bir sesle.
Derin bir nefes aldım. " Of Ulaş, ne yapaydık kızın evini bile bilmiyorken onu nereye götürebilirdik sarhoşken?"
Kaşları hala çatıktı." Ilgaz'ı neden kucağına aldığınla ilgili bir cevap vermedim henüz?"
" Ulaş." Dedim yorgunca. Başım artık çatlayacak derecede ağrıyordu. İki elimide saçlarımdan geçirdim ve dirseklerimi masaya yaslayıp o şekilde durdum.
" Ilgaz acı çekmiş bir çocuk, zor zamanlar geçirmiş, içindeki çocuğu hiç bir zaman büyütememiş bir kız çocuğu. Benim gibi, senin gibi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Babasının kızı / FİNAL/
ChickLitO gece Barlas Korkmaz, evinin önüne bırakılan pusetten habersiz bir şekilde önemli bir ihaleyi kazanmanın yorgunluğuyla arabasına binmiş ve evinin yolunu tutmuştu...