Hayoon'un tedavisi daha iyiye gidiyordu. Bu beni ne kadar sevindirdi de her an kötü bir şey olabilecekmişcesine içime dolan korku da beni tedirgin ediyordu. Hayatımdaki en değer verdiğim kişiyi kaybetmek istemiyordum. Bir hafta geçmişti. Bu süre zarfında babam sürekli bana mesaj gönderiyor ya da arıyordu. Yokluğunu hissettirmemek için bu kadar çaba göstermesi gözlerimi yaşartıyordu. Bunca zaman sonra bu olan biten gerçek gibi hissettirmiyordu.
Telefonuma gelen mesajla ekranı kaydırıp açtım.
"Müsaitsen biraz konuşalım mı? - Younghoon"
Alt dudağımı dişleyip ekrana baktım. Bu neden benimle buluşmak istiyordu? Bir terslik sezmeden duramıyorken tamam yazıp gönderdim. Kısa bir süre sonra adres attığında Hayoon'un odasına çıktım. Doktor eve gitmemize izin vermişti. Fakat sıklıkla hastahaneye uğruyorduk. Kontrol bu süreçte çok önemliymiş, öyle demişti doktor.
"Ne yapıyorsun?" Son heceyi bilerek uzatarak oturduğu yatağına yüz üstü uzandım. Ellerimi çeneme götürüp ona baktığımda gülümseyerek elinde ki kitabı gösterdi. Gülümseyerek yanına oturdum. "Benim bir işim var. Seninle kalması için Chanhee'yi çağıracağım, olur mu?" Hayoon dudaklarını büzüp başını salladığında kaşlarımı havaya kaldırdım. "Hey, ne oldu?" Bir şey yok dercesine başını iki yana sallasa da ısrar eden bakışlarımı görünce pes etmişti.
"Şey..." Devam etmesi için tek kaşımı kaldırdım. "Chanhee oppayı da çok seviyorum ama onun yerine Juyeon oppa gelebilir mi?" Bu teklifi karşısında ona şaşkınlıkla bakmayı sürdürdüğümde kıyamadığımı bildiği yavru köpek bakışları atıyordu. Tavana bakıp kafamda tartarken emin değildim. Juyeon ile bir haftadır görüşmemiştik.
Telefonun ekranını açıp bir süre bakıştıktan sonra derin bir nefes alıp numarasına bastım. Üçüncü çalışta açtığında konuşmadan önce boğazımı temizledim.
"Alo?" Sesini duymak için heyecanlanan kalbime söz geçiremiyorken bu heyecan ne zaman biter diye düşünmeden edemiyordum. "Hm?" Sesinden meşgul mu değil mi anlamıyorken tereddüt ederek sordum.
"Dışarıya çıkmam gerekiyor da Hayoon ile ilgilenmek için bize gelir misin? Chanhee'yi çağıracaktım ama o seni istedi," sondaki açıklamayı yapmam gerekiyormuş gibi hissediyordum. Benim için olduğunu düşünsün istemiyordum. "Gelirim tabii. Prensesin istediği bir şey var mı?" İlgili ses tonu hoşuma giderken gülümsemeye başlamıştım.
"Oppa! Gülüyorsun," Hayoon bağırarak söylediğinde bir de yetmezmiş gibi kahkaha attığında utançtan yanaklarım domates rengine dönerken diğer elimle ağzını kapattım. Cadı! "Yok, bir şey istemiyormuş. Görüşürüz," ne diyeceğini beklemeden hızla telefonu kapattığımda telefonu yatağın en uzağına atıp Hayoon'u gıdıklamaya başladım.
"Bunu söylememen gerekiyordu!" O hala kahkaha atmaya devam ediyorken kızgın bir şekilde bakmaya çalışsam da bunu başaramıyordum. Bu kız ona olan zaafımı kullanarak ileride kim bilir bana neler neler yaptıracaktı!
"Ben üstüme güzel bir şeyler giyeyim. Madem Juyeon oppa geliyor, güzel görünmem lazım." Onun bu tavrına karşın gözlerim kocaman açılırken hayretle ona bakıyordum. Bu kıza bir şeyler olmuştu. Benim tanıdığım Hayoon hiç bu kadar dışa dönük bir kız olmamıştı. Galiba bebek yaşlarını geçmişti. Bu düşünceyle hafiften gözlerim dolmaya başlasa da başımı iki yana sallayıp odadan çıktım.
"Ben de üzerimi değiştireyim."
***
Kapının çalmasıyla benden önce Hayoon yatağından fırlayarak açmaya gittiğinde arkasından paytak adımlarla gidiyordum. Hevesli görünmemek için elimden geleni yapmaya çalışıyordum.
"Juyeon oppa!" Heyecanla çığlık atarak kendini onun kollarına bıraktığında köşede durmuş ikisine bakıyordum. "Prenses! Beni çok özlemişsin. Öyle duydum, birilerinden." Son kelimesine vurgu yaparak bana baktığında bakışlarımı ondan kaçırdım. Ah, bu Juyeon'a alışmak benim için zordu.
"Çok geç kalmamaya çalışıp geleceğim. Bir şey olursa beni arayarak sorabilirsin," ceketimi üzerime geçirirken konuştuğumda o durmuş beni dinliyordu. Hayoon kollarının arasında iken bana attığı bakışlar ile kalbim küt küt atmaya devam ediyordu.
"Merak etme, aklın kalmasın. Görüşürüz?" Gülümseyerek göz temasından kaçınıyordum. "Görüşürüz," kapıyı açtığım gibi çıkmam bir olmuştu. Sanki köşe kapmaca oynuyorduk, öylecesine kaçıyordum. Bakalım daha nereye kadar kaçabilecektim?
***
Younghoon'un attığı adrese geldiğimde görmeyi beklediğim bir kafeydi ama burası büyük bir parktı. Burada ne işimizin olduğunu sorgularken çok kişinin olmaması kafamı karıştırmıştı. Benim de çok bildiğim bir yer değildi. Bahsettiği yere geldiğimde onu bir bankta otururken bulmuştum. İç çekerek yanına oturduğumda başını kaldırıp bana bakmıştı.
"Hiçbir şey sormadan gelmene şaşırdım," kulaklığı çıkarıp kenara koyduğunda oflayarak yanaklarımı şişirdim. Şimdiden sıkılmaya başlamıştım. "Dinliyorum?" Ayaklarımı sallarken bir elini bacağımın üzerine koyarak bana baktığında kaşlarımı çattım.
"Juyeon ve Eric ayrıldığına göre seçilen kişi sen olmuş olmalısın, değil mi?" Dudağının kenarı kibirle kıvrıldığında gözlerimi kısarak ona baktım. Anlaşıldı, iyi bir konuşma olmayacaktı. "Peki bunun sonucuna hazır mısın?" Yukarıya bakıp gözlerimi kapattım. Kendime bir beş saniye verdikten sonra bir hışımla ona döndüm. "Derdin ne?" Kahkaha attığında ona tiksinen bir bakış atmadan yapamamıştım.
"Chanhee," anlamayarak ona baktım. Chanhee ne alakaydı şimdi? Devam etmesi için ona sinirle bakmayı sürdürürken gülümsemesi durup rahatça arkasına yaslandı.
"Onu bir süredir istiyorum," sinirden damarlarım yerinden fışkıracak gibi hissediyorken kendime hakim olabilmek adına yumruğumu sıktım. "İstemeye devam et," alaycı bir şekilde konuştuktan sonra kalkacakken bileğimi tutmasıyla geri oturmuştum.
"Benim gibi birine karşı fazla cesaretli durmuyor musun?" Gülerek bana baktığında ona tiksintiyle bakmaktan kendimi alamıyordum.
Ayağa kalktığımda yüzüne tükürüp gitmemek için kendimi zor tutmuştum. Fakat kolumda hissettiğim sinek ısırığı gibi bir acı ile kolumu tutup arkamı döndüm. Younghoon'un gülerek tuttuğu iğneye bakmaya çalışsam da görüşüm bulanıklaştığı için tam seçememiştim.
Şerefsiz!
Bilincini kaybedip kendimi bıraktığımda soğuk zemin beni kucaklamıştı.
Selamlar!
Bir süre sonra bölüm atıyorum çünkü yeni bir fice daha başladım 😔 ona odaklanıp yazmam için bunu bitirmem gerekiyor 😭 şimdi hızlıca bölümleri yazıp bir anda yayımlayacağım. Şok etkisi yaratacağının farkındayım ama bu kadar sene sonra artık ben de bunalmış durumdayım sbwidwkxowoc
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Take me Home | jumil & jujae √
Fanfiction"Şu an için özür dilerim ama gelecek için bana teşekkür edeceksin." *** 22.02.2021 • cover by: pittielau •