-"Güzelim dur sakin ol.."
Ben bir yandan Onur'a bakarken diğer yandan ise çocuklar bizi darlıyordu. Vallahi kızmamak için zor tutuyordum kendimi.
-"Çocuklar artık bizi salar mısınız? Bakın babanız çok yorgun.." dedim bıkkınlıkla.
Ardından hemen Onur'a döndüm.
-"Onur hemen Burak ve Mert'i ara yoksa bayılıcam şuraya, hepsine birden nasıl yetişiyim ya? On kollu muyum ben yahu?!" dedim sinirle.
-"Tamam güzelim, tamam şimdi sakin ol.. Bak çok sinirlisin kurban olayım bir şey yapma.." dedi Onur dalga geçerek.
O an ona o kadar sinirle baktım ki, korkuyla yutkundu ve hemen telefonu eline alıp Burakları aradı.
Telefon açıldı.
-"B-Burak abi, acil gelmeniz lazım.." dedi kekeleyerek.
İç sesim kahkaha atarken ben kendimi gülmemek için zor tutuyordum. Ama ciddi olmam lazımdı.
-"Abi çabuk gelin yoksa yengeniz beni yiyebilir... Allah aşkına hadi!"
Telefonu kapattı ve bana baktı.
-"Güzelim nasılsın?" dedi tereddütle.
Arkamızdan çocuklar oyun oynadığı için bağırışma sesleri geliyordu.
Kendi odaları varken neden bizim odamızda oynuyorlar? Çok anormal...-"Gördüğün gibi sinirliyim Onur hemde çok sinirliyim, hatta ciddi manada seni bile yiyebilirim.." dedim sert bir bakış atarak.
Gözlerini korkuyla açtı ve kekeleyerek söze girdi :
-"Ha-Hayır güzelim benim, sakin olabiliriz dimi.. Ben şimdi kızarım onlara.." dedi ve bağırdı.
O an korkuyla irkildim.
-"Çocuklar!" dedi ama kızarak değil.
Gece ile Güneş bize donmuş bir şekilde bakarken Onur olanları düzeltmeye çabalıyordu.
-"Şimdi, yani şimdi.. Ee Burak amcanlarınız geliyor hadi gidip kapıyı açın!" dedi.
Onlar sevinçle odadan çıkarken bende yerimden kalkıp odanın kapısını kapatıp kilitledim.
Sonra kahkaha atmaya başladım. Onur bana şaşkınlıkla bakarken ben ise kahkaha atıyordum.
-"Cidden Onur nasıl kandın ama.." dedim gülerek.
-"Ne demeye çalışıyorsun güzelim?"
-"Ne güzel korktun benden?!" dedim gülerek.
O da gülümsedi ve ben gülerken o ise ayağa kalkıyordu ve bu sefer kolunu çok iyi kullanıyordu..
-"Neden ayağa kalktın Onur?" dedim korkuyla ve hemen ona yaklaştım.
Ardından beni kollarımdan tuttu.
-"Onur ne yapıyorsun?"
Sonra sırtımı duvara yaslattı.
-"Bir süredir yakın olmamıştık.." diye mırıldandı.
derin nefes verdim.
Bir süre sonra içeriden bağırışma sesleri gelmeye başladı.
-"Onur ne oluyor?!" dedim korkuyla.
-"Burada kal.." diye fısıldadı ve beni odada bıraktı.
-"Ya Onur!" diye bağırdım sinirle.
Bunun o huyundan nefret ediyordum.