2

1.4K 109 19
                                    

Ferdi, Arda'yı odasının içerisinde bulunan banyoya kadar taşıdı. Şampuan ve duş jelini küvetin kenarına koyup suyun sıcaklığını ayarladıktan sonra Arda'yı yıkanmak üzere yalnız bıraktı ve içerideki dağınıklığı toparlamaya gitti. Yerdeki kıyafetler ve kirlenmiş çarşaf ona yeniden gece yaşananları anımsattı.

Aslında kendisinin de Arda'dan bir farkı yoktu. Yıkılmıştı, tek bir gece onu mahvetmişti ve bu gecenin anısıyla nasıl yaşayacağını bilemiyordu. Eğer Arda için dik durması gerekmeseydi kesinlikle şu an banyoda ağlayan taraf o olurdu. Derin bir nefes aldı, kafasını şimdilik olsa dahi toparlaması gerekiyordu. Aşağıdan gelen sesler arkadaşlarının uyandığını ve bir kahvaltı hazırlığı içerisinde olduklarını gösteriyordu.

Dolabını açtı, Arda'nın boynundaki izleri kapatacak bir üste ihtiyacı vardı. Boğazlı kazak dışında başka bir seçeneği yoktu anlaşılan. Aksi gibi hava bugün sıcaktı, Arda'nın üzerine neden boğazlı bir kazak giydiğini sorgulamamalarını ummaktan başka çaresi yoktu.

Banyonun kapısını çalıp, Arda'dan "Girebilirsin" cevabını aldıktan sonra temiz bir havlu ve onun için hazırladığı kıyafetlerle birlikte içeri girdi. Kıyafetleri kapının arkasındaki askıya astı, elindeki havluyu da küvetin içinde ayaklanan Arda'nın vücuduna sardı.

Havlunun düşmeyeceğinden emin olduktan sonra Arda'yı belinden kavrayıp küvetin içinden çıkardı. Çocuğun yanaklarının kızardığını gördüğünde yakınlıklarının farkında vardı. Kendisinin kolları Arda'nın belindeydi, yüzleri arasındaysa santimetreler dahi yoktu. Karşısındaki bedenin dudaklarına bakmadan edemedi.

Dün gece yaşanmaz dediği her şey yaşanmıştı ama demek ki gözden kaçan bir şeyler vardı. Ferdi, her şeyi hatırlıyordu lakin o dudakları öpüp öpmediğini hatırlayamıyordu. Kendisine dün gece yaşanan her şey için kızarken o dudakları öpmediği için de kızmak istiyordu şu an. Evet, kendiyle çelişiyordu hem Arda'yla olmaması gerektiğini düşünüyor hem de nasıl o dudakları öpmedim diyordu.

Düşünceleri arasından sıyrılıp elindeki diğer havluyla karşısındaki çocuğun saçlarını kurulamaya başladı. Sonra giyinmesine yardım etti, banyodan odasına doğru ilerlerken de belinden tutarak ona destek olmaya çalıştı. Arda ise uslu bir çocuk gibi ne denilirse yapıyordu, hiçbir şeye karşı çıkmıyordu.

Zaten sakin bir çocuktu Arda. Nazı bir tek abisine geçiyordu. Onun dışında çoğunlukla her şeye uyum sağlayan ve her ortamda kendini sevdirmeyi başarabilen biriydi.

"Şimdi aşağı inmemiz ve seni eve eczaneden yeni gelmiş gibi göstermemiz gerekiyor." Ferdi'nin sıkıntılı sesini duyan Arda başını olumlu anlamda salladı. "Komodininin çekmecesinde birtakım ilaçlar görmüştüm. Onlardan bazılarını cebime koyarım, sen bizimkileri oyalarken de dışarı çıkar zili çalarım." Ferdi komodine doğru ilerledi, açtığı çekmecenin içerisini karıştırdı. Yeniymiş gibi görünen birkaç ilacı çıkardı." Arda'ya doğru dönüp elindekileri sallayarak, "Bunlar iş görür ama sen yürüyebilecek misin?" Arda birkaç saniye düşündükten sonra tekrar başını olumlu anlamda salladı. "Denerim, zaten başka çeremiz de yok."

İkili harekete geçtiğinde aşağıdan sadece Mert'in açtığı şarkının sesi geliyordu. Mert, bir yandan şarkının sözlerine eşlik ediyor bir yandan da Emre'yle İrfan'a bir boku beceremedikleri hakkında serzenişte bulunuyordu.

Merdivenleri Ferdi'nin yardımıyla indikten sonra herkes mutfakta olduğundan kimseye görünmeden sesizce dışarı çıkabilmeyi başarmıştı Arda. Ferdi nefes nefese kalmıştı ama yapacak bir şey yoktu. Zilin sesi evde yankılanırken Ferdi sanki merdivenlerden yeni iniyormuş edasıyla mutfaktakilere doğru seslendi, "Ben bakıyorum!" Kapıyı açtığında arkasında bitmiş olan Altay, "Sonunda! Nerelerdeydin sen Arda? Telefonunu da yanına almamışsın, meraktan öldüm." diye sesini yükseltti.

Arda gülümsemeye çalışarak cebindeki ilaçları çıkartıp gösterdi, "Eczaneye kadar gitmiştim, üzgünüm abi seni endişelendirmek istemedim." Ferdi, Arda'nın içeri girebilmesi için kenara çekilirken Altay öne atılmış ve kardeşinin omuzuna kolunu atıp onu mutfağa doğru ilerletmişti.

Arda'nın hiç hali yoktu. Belli ki yaşananlar ona ağır gelmişti. Ağrısı olduğu da belliydi, şu an uzanmaya ve uyumaya çok ihtiyacı vardı. Ferdi her ne kadar bütün bunların farkında da olsa Arda için bir çözüm üretemiyordu.

Kahvaltılarını yaptıktan sonra etrafı toparlarlarken Ferdi, "Altay sen Arda'yı da al içeri geç. İkiniz de yorgun görünüyorsunuz biraz uzanın ne bileyim televizyon falan izleyin biz burayı hallederiz." dedi. Arda'nın yüzünde minnet dolu bir ifade belirdi, Ferdi onun için her şeyin en iyisini düşünüyordu.

Ferdi her zaman Arda'ya karşı kibar davranışlarda bulunurdu zaten ama şu an resmen çocuğun üzerine titriyordu. Canını yaktığını düşünüyordu büyük ihtimalle ama bilmiyordu ki Arda acıdan çok zevk aldığını hissetmişti.

daylight | ferdi x arda Where stories live. Discover now