17

1.8K 231 71
                                    

Sabah başında bir ağrı ile uyanan Jisung hemen ayaklanıp mutfağa indi. Bir tane muz yedikten sonra üst üste iki ağrı kesici alıp salondaki koltuğa oturdu. Gün şimdiden onun kötü başlamıştı. Umarım tüm gün böyle devam etmezdi.

Akşam resmen evleniyordu. Artık ünlü, sosyetik bir adamla evli olacaktı. İşin tuhaf birbirlerine açılsalar bile evlilik hala çocukların velayeti için yapılmış evlilikti. Jisung sınırları aşmak istese de, daha cesur davranan Minho ilişki konusunda daha temkinliydi. Jisung artık akışına bırakmıştı. Minho'nun ona ilgisinin farkındaydı. Şayet olacaksa eninde sonunda olurdu. Olmayacaksa da fazla zorlamaya gerek yoktu

"Günaydın, erkencisin?"

"Günaydın, biraz başım ağrıyor, ağrı kesici aldım."

"Şimdi nasılsın, iyi misin?"

"Hayır daha geçmedi etki etmesini bekliyorum, yarım saate geçer."

"Doktora gidelim mi?"

"Hayır hayır gerek yok, ağrı kesiciler yarım saate etki eder."

"Ağrı kesiciler?" Minho tek kaşını kaldırarak sorgular şekilde Jisung'a bakmıştı.

"Bu ağrıyı biliyorum iki tane almazsam geçmiyor."

"Bunun ciddi bir konu olduğunu biliyorsun değil mi? Kore'ye döndüğümüzde bu konuyu ihmal etmeyelim."

"Tamam"

"Ben bir şeyler hazırlayacağım sen de biraz daha uzan."

"Burada oturacağım kafamı yastığa koyduğum an ağrı artıyor."

"Yapabileceğim bir şey var mı?"

"Hayır hayır lütfen işine bak"

Minho kahvaltıyı hazırlarken Jisung baş ağrısının geçmesini bekliyordu. Mutfaktan güzel kokular geliyordu. Minho gerçekten iyi bir babaydı, çocukların yemek saatine yedikleri şeylere çok dikkat ediyordu.

Jisung yarım saat sonra iyice hafifleyen baş ağrısı ile ayaklandı mutfağa geçti.

"Yardım edebileceğim bir şey var mı?"

"Her şey hazır olmak üzere sadece biraz sebze eksik göründü gözüme sebzeli ne yapabiliriz?"

"Bibimbap ağır mı olur? Ya da şöyle yapalım çocuklar salatayı seviyor bir fishcake yapalım boyutlarını küçük tutar salataya ekleriz nasıl olur?

"Güzel olur ama sen iyi misin?"

Jisung bir yandan fishcake karışımını yapmaya başlamıştı. "İyiyim, merak etme" dedi ve gülümsedi.

Minho'nun yardımı ile bahsettikleri salata 15 dakika hazır olmuştu. Jisung yukarı çıkıp miniklerini uyandırdı. Sonra Felix ve Chan'ın kapsını tıklattı. En son Jeonginlerin kapısını tıklatıp, ikizlerin odasına döndü. Hala uykulu olan minikleri hazırlayıp aşağı indirdi.

"Oo yine muhteşem bir kahvaltı beni de evlat edinin lütfen."

Chan'ın söylediği şey ile Jisung'un yaptığı evlerden uzak hareketi Minho'yu güldürmüştü.

"Hyung anne baban yaşıyor mu?" Jeongin'in sorusuna ağzı dolu olduğunu için kafasını sallayarak evet anlamında cevaplamıştı.

"Yazık bir kırk üç yıl çekmişler seni! bu daha tazecik ailenin suçu günahı ne? Bence siz buna kapyı açmayın."

"Yüze göre yaş ölçümü uygulamasında sen de pek genç çıkmadın Jeongin, sahi kaçtı yaşın 32 mi hahahahahhahahah buna çok güldüm. Laf atan Felix ya da Minho olsa anlarım ama biyolojik yaşından 12 yaş yaşlı çıkan biri konuşmasın lütfen."

          

"Hıh o uygulama bozuktu bir kere!"

"Ben de aynı şeyi söyledim ama kabul etmedin adamım."

Jeongin bu sohbeti kazamayacağını anlayınca hedef değiştirdi.

"Eee damatlar heyecan var mı heyecan?"

"Evet oldukça heyecanlıyım aslında çok yansıtmıyorum ama Kore'ye evli bir adam olarak döneceğim." Minho evlilik konusunda ilk defa bu kadar açık bir şekilde hislerini belli etmişti.

"Ya sen Jisung?"

"Ben bilmiyorum çok heyecanlı olduğum bir gerçek sadece bazen değişik hissediyorum."

"Ben olayın asıl kore ayağını merak ediyorum yer yerinden oynayacak"

"Resmen kaostan besleniyorsun Jeongin, wattpad'deki kaos severler gibisin."

"Felix hyung kaos olmasa olayın heyecanı olmaz, ne yapayım yani heyecan seviyorsam"

"Bazen ne konuştuklarını anlamıyorum"

"Normaldir oppa bunlar gençler arasında trend olan şeyler."

"Sen de mi Sullyoon halbuki Jeongin ve senin düğününde ben kız tarafı olacaktım"

"Ah neyse bakalım Chan iyice duygusala bağlanmadan kalkalım hızla toparlanıp düğün hazırlıklarına odaklanalım. Hadi şimdi kalksın saat öğlen 12.00'de herkesi salonda çıkmak için hazır görmek istiyorum."

Minho'nun otoriter sesi ile hepsi ayaklanmış işe koyulmuştu. Felix, Jeongin ve Sullyoon mutfağı toparlamıştı. Jisung duşa girmişti kendinde bir değişiklik yapmak istiyor ne yapacağına bir türlü karar veremiyordu. Aynaya baktı, geçenlerde bir boya almıştı saçlarının rengi değiştirmek istiyordu, uzun süredir kahve rengiydi. Tam boyayı açmış uygulayacaktı ki aklına hazırlık için zaten ayarlanmış stilistler olduğu geldi . Minho her şeyi ayarlamıştı saçları ve kıyafetleri için ayarlanan stilistlerde bunlara dahildi. Boyayı yerine koydu ve duşa girdi biraz uzun süreli banyo yapmıştı. Sabah olan baş ağrısı geçmişti ama hala kafasında biraz bulanıklık vardı. Banyodan çıkıp odasına geçmişti. Üzerine rahat bir şeyler giymiş, saçlarını kurutmuş ve odasından çıkmıştı.

Çocukların odasına geldiğinde yerde oyuncakları ile oynadıklarını gördü. "Ne yapıyormuş benim bebeklerim?"

"Oyun oyunuyoruz babiş"

"Seojun ile legolarımızı tamamlama yarışması yaptık."

"Kim kazanacak bakalım merak ettim. Siz devam edin, ben de sizin kıyafetlerinizi hazırlayayım."

"Tamam babiş"

"Tamam baba"

Jisung hem çocukların akşam için giyeceklerini hem de gün içinde giyecekleri kıyafetleri ayarlamıştı. Çocuklar küçük olduğu için yanına yedek kıyafet almayı ihmal etmemişti. Onlar oyununu  oynarken çantalarını hazırlamış, tek iş minikleri giydirmek kalmıştı. Minjun legosunu tamamlaması ile oyun bitmiş minikler ayaklanıp Jisung'a sarılmıştı.

"Dişleri fırçaladık mı beyler?"

"Hayır!!!!"

"Hadi bakalım banyoya" dedikten sonra onların yaptıkları legolarını masaya kaldırmış. Yanlarına gidip onlara yardım etmişti. Çocukları hazırlayıp 11.30 salona inmişti. Kendisi de yanına pek bir şey almamıştı. Gereksiz kalabalığa gerek yoktu. Düğün için takacağı özel değerli bir takısı da yoktu. Bir ara oje sürmek istemiş sonra vazgeçmişti.  Alt katta televizyonu açmış çocuklarla birlikte denk geldikleri çizgi filmi izliyordu. Öyle bir havası vardı ki kimse akşam düğünü var demezdi. Saat 12'ye doğru herkes yavaş yavaş salona gelmişti. Minho tam 12.00'de aşağı indiğinde herkesi salonda görmenin verdiği memnuniyetle yüzünde yarım bir gülümseme oldu.

Lee Family/ MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin