Taehyung
Hangi ummanın kayıp sularının altında yağmursuz küreksiz kalmıştım da şimdi bir ağacın tepesinde bir keçi gibi tünediğim dalda bir damla yağmura hasret bekliyordum. Sol yanını sağına yük etmiş, kederi gündüzlerin telaşında yedirmeye çalışan bir garip gibi idare etmeye çalışıyordum hayatı. Çetrefilli günlerin sonu takatsiz bedenimi uykuya salmaya zorlarken akılla yüreği bir edemiyor birini uyutmak için söylediğim ninniye karşın diğerine yalnızlık türkülerimi döküyordum. İki omuzun arasında kalan yük kemiğime zom diye oturduğunda ise kesilen sadece nefesim olmuyordu ne yazık ki. Beklentiyle bekleyen tüm o umutlar, hasretin sararmış kokusu, gözlerime oturmuş kan. Hepsi bir an da kesiliyor dilimden tümce tümce, serzeniş olarak akıp gidiyordu. Yüreğin dili olmak en çok dudaklarıma haksızlıktı. Çünkü artık kemirdiğim dudaklarımdan dişlerime geçeli çok olmuştu. Her günün sonu yenildiğim gece yalancı dostlardan daha çok bana bir hadin iken neyleyeydim gündüzü.
Bir insan nasıl birkaç gün içinde evine, odasına efsunkar bir çift göze hasret olurdu anlamıştım. Düne kadar sana bir sığınak olan odan şimdi nasıl da dar geliyordu. Yerini zorlayan tek şey de o değildi ki artık. Sıkış tıkış bir ömrü bitirmiş yüreğimde artık kurulu olduğu yerden memnun değildi. Şu an bedenim oturuyor olsa bile o çoktan ayaklanmış gidiyordu, benim gidemediğim kapılara.
Oturduğum dalın üzerinde hafif bir şekilde sarsıldığımda kendimi garantiye almak adına biraz daha ağacın pütürlü yüzeyinde kalçamı oynatarak gövdesine yaklaşmıştım. Pantolonumun kumaşı bahar ayının tiril tiril esen rüzgarına uygun bir şekilde kalın değilken üzerinden kalçamı sürttüğüm her noktadaki küçük çıkıntıları hissedebiliyordum. Rahatsız bir durumdu lakin yüreğimde rahatsızdı sanki aşağıya insem huzura mı erecekti hem artık günlerdir üzüm bağını dolaşmaktan da yorulmuştum bu yüzden yıllardır sevdiğim tek aktiviteyi bugün demir parmaklarımın arasından değil de bir ağacın dallarının üzerinde yapıyordum. Belki beni senelerdir huzuru bulduran ayaklarımın serbestliği bugün de huzura eriştirir diye çıktığım daldan aşağı da bıraktığım ayakkabılarıma bakmıştım. Burun ucundan yansıyan ışıltılar olduğum yükseklikten kendilerini seçebilmemi sağlıyordu. Altları düz olduğu için aşağı da bırakmak zorunda kalmıştım çünkü daha ilk tırmanma girişimimde ağacın gövdesinden yağ gibi kaymış ve çenedimi ayırmama neden olmuştu. Yüzümü buruşturan acı tekrar aklıma geldiğinde kasıklarımda oluşan yanmayı hissetmiştim.
Onca günün sinirini cansız bir çift ayakkabıdan almak istemediğimden bakışlarımı tekrar gökyüzüne çevirmiştim. Gece huzurlu ve sessizdi. Sessizliğini bozan tek şey üzerinde oturduğum ağacın dallarından çıkan hışırtılardı. Birbirine çarpan minik dalların yaprakları mutluluğun mu yoksa acının mı melodisini bu kadar güzel söylüyordu kestirememiştim lakin o an aklıma hüzünlü bir anı yer edivermişti. Geçen sene Jin ağabeyin düğününden bir gün önce vilayette gittiğimiz bir gazino da güzel bir bayanın sesini dinleme erdemine vakıf olmuştum. Bizim buralarda böyle şeyler pek bilinmese de ilk defa ben böyle bir olayla karşılaşmış ve çok utanmıştım. Bayanın sesinin güzelliğinden çok her erkek gibi ben de uzun bir süre büyüsüne kapıldığım fiziğini incelemişken duyduğum bir şarkısını hayal meyal hatırlıyorum. Müziğe eşlik eden sis zihnimi de kaplamıştı çünkü o vakit. Gece boyu tıngırdayan şarkı ilk defa hüzne dönüştüğünde başından beri çalan şarkıların hiçbirini hatırlamıyordum. Sonrasında dahi günlerce hatırladığım tek şarkı duyduğum o son sahnenin eseri olmuştu. Şimdi de sanıyorum ki aynı o gün dinlediğim parçanın sessiz melodisini bugün etrafımı saran bu yapraklar söylüyordu. Çünkü bu kadar benzerliği zihnimin tahayyül edebileceğinden bile daha üstündü.
Avuçlarımın arasında rüzgarın dansına eşlik eden yapraklar parmak uçlarımı okşarken dinlediğim hüzünlü şarkıyı bölen ezilen çimlerin sesiyle olduğum yerde kaskatı kesilmiştim. Birisi buraya geliyordu lakin geleni bir türlü göremiyordum, ağacın sürekli bir o yana bir bu yana savrulan yaprakları görüş alanımı kısıtlarken seçebildiğim tek şey yaklaşan karaltıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elmanın Günahı Dudaklarımızda | Taekook
Fanfiction"Benimle yanmanız için size kısa bir süre." "..." "Sigara bittiğinde ömrümde bitmiş olacak."