4. Bölüm" YİRMİN ÜÇÜNCÜ SAAT; Kayıplar

440 127 252
                                    

~ ÖZGÜR~

Önümde duran enkaz olmuş binalara baktım. Tuz buz olmuştu resmen. Ve benim kardeşim bunların altında yaşam mücadelesi veriyordu. Ölüm ve yaşam arasında gidip geliyordu.

Elinde daha kaçıncı olduğunu bilmediğim sigarayı yere attım. Ayağımla üstüne bastım. Başka bir şey yapamıyordum. Gücüm yetmiyordu. Gözlerimi Elisa'nın olduğu yere baktım. Yoktu umut yoktu. Koskoca binalar yıkılmıştı.Binaların binalık hali kalmamıştı. İnsanlar vardı fazlasıyla, ama hiçbir işe yaramıyordu. Her çıkan insan ya ölüydü. Ya da sonradan ölüyordu. Ölümün sokağı gibiydi. Giriş vardı çıkış yoktu.
Nerdeyse bir gün olacaktı, bir saat sonra. Gecenin karanlığı bu sefer insanların mezar yolu oldu.

Benim gibi çok insan bekliyordu, bazılarının gözü yaşlı, bazıları güçlü duymayı çalışıyor bazıları sadece izliyordu.

Omzumda bir el hissettim arkamı döndüğümde Çınar'ı gördüm. Yüzünde ve kollarında kesik izleri vardı. Çok derin gözükmüyordu. Sol yanıma geçti, o da benim gibi enkazı izlemeye başladı. Hava bir anda soğumaya başladı. Bugün herkes bize düşman gibiydi.

Bir kaç kişi insanların üstüne baddeniye türü bir şeyler getirdi, verdiler ve gittiler.

"Sence umut var mı? İkisi için." Dedi, affaladım. Sadece Elisa için beklemiyormuydum? Anlamsızca Çınar' a baktım. Kaşlarımı çattım.

" Hı?" Kelimesi döküldü ağzımdan.

" Elisa ve Aden ikiside enkazın altında. Biz her gece olduğu gibi sokak hayvanlarına yemek dağıttıyorduk. Elisa istemedi bu lanet sokağa girmemizi. Galiba böyle bir şey olacağını hisseti." Dedi..

Bi dakika Aden'de mi vardı, enkazın altında. Sevmekten korktuğum, gülüşünü sakladığım kadında mı enkazın altında? Sesli bir şekilde nefes aldım. Aden' i çok sevdim hala da seviyorum. Onunla trende benim resmimi çizerken karşılaşmıştık. O upuzun yol onun sayesinde güzel ve aşk dolu geçmişti. Sonra bir kaç kez konuşmuştuk, o zaman o lise ikiye gidiyordu. Aramızda yaş farkı vardı, bu yaş farkı çok değildi ama yinede vardı. Lise sona kadar konuşmuştuk, sonra anlamsız bir şekilde benden uzaklaştı.

Onu özlemeye başladım her gün. Çoğu zaman oturduğu yere gidip uzaktan izledim. Hep gülüyordu, kendimi o gülüşlerde aramak istedim ama hiçbir zaman göremedim.

Ve bir gün bir mucize oldu, Elisa ile aynı üniversitede okumaya sonra da aynı odada kaldılar. Belki bir umut olur bize dair diye kendimi kandırdım. Elisa beni Aden'le tanıştırdığında beni tanımamızlıktan geldi. En çok ta bu canımı yaktı. Bende öyle yaptım, yaparken o kadar çok canım yandı ki? Ölmek istedim olmadı, umut aradım ama her defasında o umut söndü.

Ağlasam tüm bu şehirde benimle beraber ağlar mı?

" İkiside yaşayacak biz yeterki umudu kaybetmeyelim. Onları düşüncelerimizle öldürmeyelim. " Dedim.

Düşünceler bazen çoğu enkazdan daha kötüydü.

Telefonum çaldı, arayana baktığımda babamdı. Acaba baba olmaya mı karar verdi.

" Alo efendim baba" dedim. Baba kelimesinden o kadar çok tiksiniyorum ki.

" Nerdesin" dedi sesi içkili geliyordu.

Gökyüzüne Uzağız Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin